Kişi başına milli gelirimiz 15 bin dolar düzeyine ulaştığı açıklandı. Ülkemiz için, gerçek anlamda, mevcut duruma bakıldığında çok iyi bir para. Ama bu “ortalama” milli gelirden “nüfusumuzun yüzde kaçlık kısmı yararlanıyor” diye soracak olursanız işte orada işler bir parça karışıyor. Çünkü ülkemizde, bu milli gelir dışında kalan nüfusun 40 milyonu aştığı da iddia ediliyor.
Olaya biraz daha farklı bir açıdan bakalım isterseniz.
Çok değil bundan on yıl önce ortalama milli gelirimiz 10 bin 414 dolarlar düzeyindeymiş. Aynı tarihlerde sosyal destek hattını arayarak yardım isteyen kişi sayısı ise 1.8 milyon kişiymiş. Yıl 2024’e geldiğinde ortalama milli gelirimiz 15 bin dolar civarındayken, sosyal destek hattını arayarak yardım isteyenlerin sayısı 4.4 milyon kişiye ulaşmış.
Biliyorum sizin de kafanız karıştı. Milli gelir arttıkça nasıl oluyor da sosyal yardım hattından yardım isteyenlerin sayısı da artıyor. Oysa tam tersi olması gerekmiyor mu? Yani ülkemiz zenginleştikçe, yoksul sayımızın da azalması gerekmez mi?
Mesela Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) yaptığı çalışmalar sonucu ülkemizde 14 milyon kişinin sosyal yardım aldığını açıklamış. Yine rakamlar üzerinden gidelim. İstanbul Planlama Ajansı (İPA) verilerine göre her üç çocuktan biri okula aç gidiyor.
Yine yapılan bir araştırmaya göre, 5 bin lira ve altında aylık geliri olanların çalışan nüfusa oranı yüze 7 olurken, 5 bin lira ila 7 bin 500 lira arasında aylık geliri olanların oranı yüzde 12’ler düzeyinde kalmış. 7 bin 500 lira ila 10 bin lira arasında aylık geliri olanların oranı ise yüzde 19 olarak belirlenmiş. 10 bin lira ila 12 bin 500 lirasında olanlar ise yüzde 21 olmuş. 12 bin 500 lira ila 20 bin lira arasında olanların oranı yüzde 15, 20 bin liranın üstü olanlar ise yüzde 17’de kalmış. Aylık gelirini belirtmek istemeyenlerin oranı da yüzde 9 düzeyinde kalmış.
Şimdi bu rakamları alt alta toplayın yüzde 84 oluyor. Belirtmek istemeyenlerin yüzde 9’unu eklediğinde ise yüzde 93 gibi bir düzeye ulaşıyor. Şimdi, biz burada aylardır yazıyoruz. Türkiye’nin, zenginliğinin yüzde 85’lik kısmını, nüfusun yüzde 15’lik bir kısım kullanıyor. Bu istatistiklere yansıyan ve de gördüğümüz bir gerçek.
Yani nüfusun yüzde 15’lik kesimi, ülkemizin zenginliklerini tepe tepe kullanıyor. Rahmetli Süleyman Demirel ile yaptığım bir röportajda “bu ülkede, günlük 2-3 dolarla geçinmeye çalışan geniş bir nüfus bulunuyor. Bu rakam, gelişmiş ülkelerde bir büyük baş hayvan için yapılan harcamaya eş değer bir rakamdır” demişti. İnanmakta güçlük çektiğimiz görünce de birçok rakam göstermişti.
Türkiye’de geçmişte de, şimdi de milli gelirin paylaşımında büyük bir adaletsizlik yaşanıyor. 1976 yılından bu yana bu ülkede de gazetecilik yapıyorum. Onlarca hükümet, darbeler yaşamış biriyim. Gelir adaletsizliğine iş başına kim gelirse gelsin bir çözüm üretememiştir. Birçok ailenin bir yılda kazanıp harcayabildiği parayı, bir gecede, bir yemekte harcayan insan sayısını hiçte az olmadığını görüyoruz.
Hesap ortada; aylık geliri 5 bin lira olan bir insanın, ya da bir ailenin kazancını dolar cinsinden hesapladığımızda ortaya 138-140 dolar gibi bir rakam ortaya çıkıyor. Yani, güne böldüğünüzde 4 doların biraz üzerinde bir gelirden bahsediyoruz. Rahmetli Demirel’in söylediklerinin üzerinden geçen süre içinde sadece 2 doların biraz üzerinde bir refah düzeyi sağlayabilmişiz.
Özetle;
Bu ülkede asgari ücret ve ona komşu bir ücret alan çalışanların oranı bugün yüzde 50’lerin üzerine çıkmış durumdadır. Avrupa’da 2 bin euronun çok çok üstünde asgari ücret veren Lüksemburg, Hollanda, Almanya ve Belçika gibi ülkelere karşın ülkemizde asgari ücret 684 euro düzeyinde kalıyor. Aynı hesabı dolar cinsinden yaptığımızda da çok farklı bir tablo ortaya çıkmıyor.
Türkiye zengin bir ülkedir. Bunu her zaman ve her ortamda onlarca kez tekrarladık bu zamana kadar. Ancak, bu zenginliğin paylaşımında sorunlar yaşanıyor. Zengin daha zengin olurken, yoksulluk daha da derinleşiyor. Öncelikle bu çarpık durumun zaman geçirilmeden ele alınması ve düzeltilmesi gerekiyor. Yani; bizde bu zenginlikten hak ettiğimiz payı artık almalıyız diye düşünüyoruz!