İktidarın muhalefeti etkisizleştirmek için kurduğu bir tezgah var, CHP eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise bu tezgah için çok kullanışlı bir elaman olduğunu bir çok söz ve eylemi ile ortaya koymuş bulunmaktadır.

Bu tezgahı bozmanın tek yolu ise bu kullanışlı elamanı sistemin dışına çıkarmak, partiden ihraç etmektir.

Lütfen unutmayın atalarımız “acırsan, acınacak duruma düşersin” demiştir!

Lütfen yanlış anlamayın: Bu söz elbette merhametsiz ya da vefasız olmayı olumlama anlamında değil, merhamete müstahak olmayan işler yapana gösterilecek gereksiz bir acıma tavrına yöneliktir.

Kemal Kılıçdaroğlu merhamete müstahak olmayacak bir çok söz ve eyleme imza atmış bulunmaktadır.

Görünen o ki Kemal Kılıçdaroğlu kaybettiği Genel Başkanlık koltuğuna yeniden oturabilmek için her türlü işbirliğini yapmaya hazır, emre amade bir kifayetsiz muhteris tablosu çizmektedir.

Tamam, Kılıçdaroğlu kazanmayı bilmiyordu, girdiği hemen hemen her seçimi kaybetti ama hepimiz dehşetle izliyor ve sadece kazanmayı değil kaybetmeyi de bilmediğini gözlemliyoruz.

Hatırlatayım: Kılıçdaroğlu bir çok kişinin kazanamazsın uyarısını hiç dinlemeden 2023 seçimlerinde adaylığını dayatmıştı. Bu dayatma Millet İttifakı içinde kızılca kıyametin kopmasına neden olmuş, ittifak zor bela toparlansa bile ittifak ruhu ortadan kaybolmuştu.

Lafı uzatmayayım, sonucu herkes biliyor; bir çok kişinin öngörüsü doğru çıktı ve Kılıçdaroğlu seçimi kaybetti.

Sadece kendi kaybetmiş olsa bizi pek ilgilendirmez ama ülkedeki otokratik gidişatı durdurup, demokrasiyi tesis etmek isteyen tüm muhalif seçmene de kaybettirdi.

Elbette bunun bir bedeli olacaktı...

Ben Kılıçdaroğlu’nun adaylığı kesinleşince bir makale yazmış ve; “Cumhurbaşkanlığı koltuğuna kim oturur bilmem ama CHP Genel Başkanlığı koltuğunun boşalacağını çok iyi biliyorum.” Demiştim.

Bu iddiayı ortaya koyarken iki olasılık olduğunu, ilk olasılıkta Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanacağını “partili cumhurbaşkanı olmamalıdır” sözüne sadık kalarak CHP Genel Başkanlığından istifa edeceğini düşünmüştüm.

İkinci olasılık ise elbette seçimi kaybetmesi durumuydu. Bu durumda da böyle bir başarısızlık üzerine o koltuğu boşaltmak zorunda kalacağını düşünmüştüm.

İkinci olasılık gerçekleşti Kılıçdaroğlu saçimi kaybetti.

Aslında yakışan Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçim akşamı çıkıp; “Hiç bir uyarıyı dinlemedim, kazanması çok daha güçlü bir olasılık olan başka adaylar varken adaylığımı dayattım ama kazanamadım, bunun bir bedeli olması gerek bu yüzden istifa ediyor ve CHP’yi başarıya ulaştırabilecek genç kadroların önünü açıyorum” Demesi gerekirdi, bunu yapmadı...

Koltuğunu koruyabilmek için kongreye gitti, tekrar aday oldu...

İlk turu kaybetti gene de çekilmedi, ikinci turda ısrar etti...

İkinci turu da kaybetti ve Genel Başkanlık koltuğundan kalkmak zorunda kaldı.

Kaybettiği kesinleştiği zaman bile nezaket gösterip rakibini kutlamak yerine hırsından kurultay salonunu terk etti gitti...

Peki, iş burada kaldı mı?

Elbette kalmadı sonrasında da bir eski Genel Başkan olduğunu unutup eş genel başkan gibi davranmaya, partide ikinci bir iktidar odağı kurmaya kalktı. Bu amaçla burnunu olur olmaz her işe sokup, her konuda fikir beyan etmeye başladı.

Üstelik “memur Kemal” imajı uğruna bütün bir seçim propagandasını evinin mütevazi mutfağından yürütmüşken koltuğu kaybedince lüks bir villayı ikinci bir genel merkez gibi kullanmaya kalktı.

Sonra “mutlak butlan” davası ile kongre süreçlerinin iptal edilip Kılıçdaroğlu’nun bir yargı kararı ile Genel Başkan koltuğuna sarayın kayyumu olarak oturması gündeme geldi.

Bu noktada da Kılıçdaroğlu omurgalı davranıp “ben sarayın bu tezgahına ortak olmam, kendimi kullandırmam.” Demedi, tam tersine bu göreve teşne olduğunu ifade etti.

Son olarak biliyorsunuz İstanbul İl Başkanlığı operasyonunda Gürsel Tekin tüm seçim hukuku ayaklar altına alınıp çiğnenerek kayyum olarak atandı. O bu görevi kabul ettiğini ifade edince de parti yönetimi hızlı ve doğru bir karar aldı, bu işbirlikçi tavrı cezalandırdı ve kendisini CHP’den ihraç etti.

Şimdi Kılıçdaroğlu’nun ne yaptığı belli ve kendi ağzı ile de ne yapacağını da açıkça ifade etmişken ön almak Kılıçdaroğlu’nu vakit varken CHP’den ihraç etmek gerekmektedir sonra çok geç olabilir.