Daha düne kadar Türkiye dahil bir çok devletin terörist ilan edip, başına para ödülü koyduğu HTŞ terör örgütü lideri Golani ile Türkiye’nin PKK bağlantılı terör örgütü olarak gördüğü Suriye Demokratik Güçleri (SDG) komutanı Mazlum Kobani bir masa etrafında buluşup bir mutabakat metni imzaladılar...

Önce şunu hatırlatayım: İmzacılardan Mazlum Kobani Kendi açıklamalarına göre 2012 yılına kadar PKK mensubudur ve örgüt içerisinde yöneticilik dahil birçok pozisyonda görev almış bir teröristtir. 

Türkiye Cumhuriyeti yetkilileri; PKK tarafından gerçekleştirilen birçok saldırı emrinin Mazlum Kobani tarafından verildiğini belirtmektedir. Ayrıca halihazırda Türkiye İçişleri Bakanlığı ve Interpol tarafından kırmızı bültenle aranmakta olan bir terör suçlusudur.

İçeride bir takım zevat bu anlaşmadan her nedense pek memnun oldu. İki terör örgütü yöneticisinin bir araya gelip bir mutabakat metnine imza atmasından kim neden memnun olur bunu anlamak zor doğrusu.
Bu tuhaf durumdan memnun olanlardan biri de ABD Başkanı Trump oldu.

Trump X payaşımında “Thank you General Mazloum for your kind words and courage. Please extend my warmest regards to the Kurdish people. I look forward to seeing you soon.” Türkçesi ile “Nazik sözleriniz ve cesaretiniz için General Mazloum'a teşekkür ederim. Lütfen Kürt halkına en içten selamlarımı iletin. Sizi yakında görmeyi dört gözle bekliyorum.” Dedi...

Diğer imzacı Golani de bir teröristtir, Türkiye, 2018'de Tahrir el-Şam'ı (HTŞ) terör örgütü olarak tanımlamıştı.

HTŞ lideri Golani yani yeni ismi ve ünvanı ile Suriye'nin de facto  cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara, 30 Aralık'ta grubun 4-5 Ocak 2025'e kadar feshedileceğini açıklamış, ancak resmi fesih için ilan edilen bu son tarih 29 Ocak'taki nihai sürece kadar ertelenmiştir. 29 Ocak 2025'te grup dağıtılmış ve bu terör örgütünün lideri Ahmed eş-Şara Suriye'nin devlet başkanı olarak duyurulmuştur.

Gelelim YPG/PYD meselesine İçişleri bakanlığı resmi web sayfasında PYD şöyle anlatılıyor:

PKK/KCK terör örgütü, elebaşı Abdullah Öcalan’ın talimatları ve örgütün hedefleri doğrultusunda Suriye’de varlığını devam ettirmek amacıyla 17 Ekim 2003’te Partiya Yekitiya Demokrat/Demokratik Birlik Partisi’ni (PYD) kurmuştur.

PKK terör örgütü tarafından KCK Sözleşmesi ile oluşturulan sistemin amacı dört parçada (Türkiye, İran, Irak, Suriye) “Demokratik Konfederal Kürdistan’ı” kurmak olarak ifade edilmiştir. KCK sisteminin tümü elebaşı Abdullah Öcalan’ın iradesine bağlanmış ve “Önderlik” olarak tarif edilmiş, “yasama organı” KONGRA-GEL, “yürütme organı” ise Yürütme Konseyi olarak belirtilmiştir.

Suriye Demokratik Güçleri (SDG), de facto özerk olan Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi'nin silahlı gücüdür. Kürt, Arap, Süryani, Ermeni ve Türkmenlerden oluşmakta olup, İŞİD’e karşı mücadele için ortak operasyon gücü olarak oluşturulmuştur. Silahlı gücünün çoğunu YPG oluşturur.

İçişleri bakanlığına ait şu WEB sitesinde bu belgenin orjinali ve geniş haline ulaşabilirsiniz: https://www.icisleri.gov.tr/kurumlar/icisleri.gov.tr/IcSite/strateji/deneme/YAYINLAR/%C4%B0%C3%87ER%C4%B0K/pyd_arapca.pdf

Gelelim Suriyedeki askeri güç meselesine

HTŞ’nin askeri gücü:

HTŞ savaşçı sayısı bakımından Suriye'deki en büyük örgüt değildir. IISS silahlı HTŞ üyesi sayısının 10 bin kişi civarında olduğunu değerlendiriyor.

YPG’nin askeri gücü:

YPG sözcüsü Redur Xelil Kasım’ın açıklamaları kaale alınırsa örgütün militan sayısı 100 bin kişinin üzerinde olabilir. Daha itibar edilir kaynaklar ise örgütün militan sayısını 40 ila 60 bin olarak tahmin ediyor. Bunların ABD tarafından oldukça iyi bir şekilde eğitilip donatıldığı da herkesçe bilinmektedir.

SMO’nun askeri gücü:

Birde Eski adı Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) olan Türkiye destekli Suriye Milli Ordusu (SMO)  var ve bölgedeki en kalabalık askeri güç konumunda. Türkiye'nin yönlendirmesiyle öncelikleri yıllar içinde Esad'ı devirmekten çok Suriye'nin kuzeyindeki Kürt otonomisini önlemeye evrilen örgütün yaklaşık 70 bin silahlı üyesi olduğu değerlendiriliyor. Ancak SMO HTŞ'ye göre daha dağınık bir yapıya sahip, kendi içinde daha az organize.

Şimdi Suriye’deki bu silahlı güçlerin en zayıfının HTŞ olduğu böyle açıkken bu güçlerin eski HTŞ lideri yeni Suriye Cumhurbaşkanı Golani’nin emrine girmesi size mantıklı ve makul geliyor mu?

Benim bu tablodan okuduğum böyle bir birlikteliği ancak ve ancak Amerika dayatabilir.

Doğal olarak elbette Amerika’da Türkiye’nin ya da başka bir devletin değil Amerika ve İsrail’in çıkarlarını önceler. Bu yüzden bu mutabakat metninden memnun olup sonuçlarından Türkiye’ye de bir menfaat sağlanacağını umanları anlamakta zorlanıyorum.