Hepimiz ekranlarda seyrediyor, gazetelerde okuyor ve sosyal medyada izliyoruz; Ekrem İmamoğlu’na çekilen siyasi operasyon ve yapılan büyük haksızlık halkın beklenmedik ölçüde sert bir tepkisi ile karşılaştı.
Görünen o ki halkın bu beklenmedik sertlikteki tepkisi iktidara geri adım attırmış ve İstanbul Büyükşehir Belediyesine kayyum atanmasını en azından şimdilik önlemiş bulunuyor.
Lakin Recep Bey’in “daha turpun büyüğü heybede” söylemi operasyonun süreceğini ve İBB’ye kayyum atanması riskinin devam ettiğini düşünmemize de neden oluyor.
Bu noktada şunu da söylemek isterim; iktidarın kendine bağlı ya da bağımlı medya ve troller aracılığı ile yapmış olduğu yoğun algı operasyonları ve propaganda da kitleleri Ekrem Başkanın suçlu olduğuna ikna edememiş görünüyor.
Bu durum KONDA’nın, 24 – 25 Mart 2025 tarihlerinde gerçekleştirdiği son araştırmasında da son derecede açık ve net olarak görülüyor.
KONDA’nın verilerine göre Kamuoyunun eylemlere bakışı:
- Eylemler tamamen haklı: % 21
- Düzeni bozmadıkça eylemler haklıdır: % 52
- Eylemler haksızdır: % 27
Yani toplamda toplumun yüzde 73’ü, Saraçhane ve devamındaki protestoları meşru buluyor.
Aynı ankette Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasına ilişkin sorulan soruya verilen yanıtlarda da benzer bir tablo dikkat çekiyor:
- Tutuklama kararı yanlıştır: % 65
- Doğrudur: % 30
- Fikrim yok: % 5
İmamoğlu’nun tutuklanmasını yanlış bulanların oranı da eylemleri meşru görenlerle paralel seyrediyor.
KONDA’nın anketinde dikkat çeken bir diğer unsur ise partiler üstü bir rahatsızlığın varlığı, her ne kadar muhalefet seçmeni arasında eylemlere destek daha yüksek çıksa da, iktidar partisine yakın seçmenlerin bir kısmının da tutuklama sürecini “ağır ve haksız” bulduğunu belirtiyor.
Halk sokaklarda, meydanlarda ve sosyal medya da yapılan bu haksızlık ve hukuksuzluğu protesto ediyor.
Fakat protestoları tetikleyen tek unsurun Ekrem Başkana yapılan haksızlık hukuksuzluk olmadığı da açıkça görülüyor, halk kendini yokluğa, yoksulluğa ve hatta açlığa mahkum edip aç açık naçar bırakan iktidara da tepkisini gösteriyor.
Nasıl göstermesin tablo açık seçik ortada her ay olduğu gibi bu ayda TÜRK-İş açlık yoksulluk sınırı araştırmasını yayınladı araştırma sonucu şöyle:
- DÖRT KİŞİLİK AİLENİN AYLIK GIDA HARCAMASI TUTARI AÇLIK SINIRI 23.615 TL.
- GIDA İLE BİRLİKTE DİĞER TÜM TEMEL HARCAMALAR İÇİN HANEYE GİRMESİ GEREKEN TOPLAM GELİR TUTARI YOKSULLUK SINIRI İSE 76.922 TL.
- BEKÂR BİR ÇALIŞANIN AYLIK YAŞAMA MALİYETİ 30.617 TL.
Asgari ücretin 22 bin 104 lira 67 kuruş ve en düşük emekli maaşının 14 bin 469 lira olduğu bir memlekette halkın geçinemediğini buna tepki koyarak aç biilaç direndiğini söylemek gerekmez mi?