Hadi dürüst olalım…
Hepimizin hayatında öyle anlar oldu ki, çıkmasını dört gözle beklediğimiz, gecesine sabah ettiğimiz o telefonu hevesle gidip aldık.
Ama ne oldu?
Üç yıl, bilemediniz dört yıl sonra o telefon bir çekmecede “kötü günde kullanırım” diyerek köşeye atıldı. Şarj tutmuyor, güncelleme almıyor, açmaya bile üşeniyoruz artık.
Ama aynı dönemde alınabilecek bir arsa, hâlâ orada duruyor. Değerleniyor. Sabredeni sevindiriyor.
Bugün hâlâ 200.000 TL ile 300.000 TL arasında imarsız arsa bulmak mümkün. Fakat çoğu insan bu rakamları yüksek sanıyor. Oysa gerçek şu ki; bu rakamlar artık araç almak için yeterli değil.
Bir otomobilin hayalini kurmak bile zor, peşinat olarak bile kabul edilmeyen bu tutarlarla ancak krediyle orta halli bir motosiklet alınabilir – o da biraz şans, biraz da araştırma işi.
Üstelik yeni çıkacak akıllı telefonların 150.000 TL’ye yaklaşan fiyatlarını konuştuğumuz bir ortamda, bu rakamları “büyük” olarak görmek, sadece algı yanılmasıdır.
Unutmayalım;
Bu seviyedeki arsaların birkaç yılda büyük bir getiri sağlamaması son derece doğaldır. Ama doğru bölgeden, güvenilir bir firmadan yapılan toprak yatırımı orta ve uzun vadede gerçek kazançtır.
Kapanışı yine aynı hatırlatmayla yapalım:
Toprak unutulmaz. Çekmeceye atılmaz. Eskiyip kenara bırakılmaz.
Değer kazanır, güven verir, geleceği inşa eder.
Çünkü artık biliyoruz ki:
Bugünün parasıyla alınabilecek en kıymetli şey, gelecektir.
Ve gelecek hâlâ toprakta gizli.