Bu gün CHP tarihinde geriye dönük notlarıma baktım. 2013 yılında CHP’ye Genel Başkan olan Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’ye yaptığı unutulmaz darbeden söz etmek istiyorum. 2014 yılında Cumhurbaşkanlığı seçimi yapılacaktı.
CHP yöneticilerinin demokratik bir yol tercih etmesi gerekiyor. Yani Cumhurbaşkanı adayını tespit etmesi gerekiyordu.
O tarihte CHP milletvekillerine, il başkanlarına, belediye başkanlarına “cumhurbaşkanı adayımız kim olsun?” diye soruldu.
Ezici çoğunlukla “Yılmaz Büyükerşen” çıktı. CHP genel başkan yardımcıları, Yılmaz Büyükerşen'e ayrı ayrı telefon ettiler, adaylığının kesinleştiğini bildirdiler.
15 Haziran günü, CHP'nin tüm belediye başkanları Eskişehir'de buluştu. Tüm medya davet edildi. Canlı yayında, bizzat Kılıçdaroğlu tarafından Büyükerşen'in cumhurbaşkanı adaylığı açıklanacaktı. Herkes bir araya geldi, tüm televizyonlar aynı anda canlı yayına geçti. Ne oldu biliyor musunuz?
Aday açıklanmadı. En başta CHP'liler, tüm medya şaşkındı. Ertesi sabah Kılıçdaroğlu çıktı, “adayımız Ekmeleddin İhsanoğlu” dedi.
Herkes Google'a girdi, “kim bu Ekmeleddin?” diye aramaya başladı. O an, Vatandaşların yüzde 90'ı adını bile duymamıştı.
Atatürk’ün kurmuş olduğu CHP’ye; proje adamı Deniz Baykal’ın “kaset olayı” sonrası Genel Başkan olan Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı adayı olmaya cesareti bile yoktu. Koca CHP, milliyetçi geçinen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin arkasına düşmüştü.
Kılıçdaroğlu’nun arksında düştüğü Devlet Bahçeli ile birlikte Türkiye’de adam kalmamış gibi “ekmek için Ekmeleddin’i” Mısır'dan bulmuşlardı.
Rum Ortodoks Patriği, Gökçeada doğumlu, Hahambaşı, İstanbul doğumlu, Ermeni Patriği, İstanbul doğumluydu…
İşin garip tarafı CHP'nin cumhurbaşkanı adayı, Kahire doğumluydu!
Arap kültürüyle yetişmişti. Şeriat denince ilk akla gelen üniversite, El Ezher'de çalışmıştı.
Türkiye'ye hayatında ilk defa 27 yaşında gelmişti. 2004'te AKP'nin desteğiyle İslam İşbirliği Teşkilatı genel sekreteri olmuştu.
2014'te bu görevinden ayrılır ayrılmaz, Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanlığı’na talip olmuştu.
O tarihte Ekmeleddin İhsanoğlu; Beyaz Saray'da ağırlanan ilk İslam İşbirliği Teşkilatı başkanıydı, Obama tarafından davet edilmişti, Müslüman ülkelerdeki çatışmaları önlemek için “İslam ordusu” kurulmasını önermişti ki, bu İslam ordusu aslında ABD projesiydi.
Babası Mehmet İhsan Efendi, Cumhuriyet ilan edilir edilmez Türkiye'den ayrılmış, Mısır'a kaçıp gitmişti.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, Mustafa Kemal Atatürk hakkındaki idam fermanını bizzat kaleme alan, “Mustafa Kemal'in öldürülmesi dini vazifedir” diyen, Vahdettin'in şeyhülislamı Mustafa Sabri'nin en yakın adamıydı.
Mustafa Sabri öldüğünde Kahire'de Gafir mezarlığına gömülmüştü,
Ekmeleddin İhsanoğlu'nun babası da ölünce, Mustafa Sabri'nin yanına gömülmüştü.
O günkü cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Exeter üniversitesindendi, Ekmeleddin bey de Exeter üniversitesindendi.
Ne hoş tesadüf değil mi?
İngiltere'nin prestijli kurumuydu.
Petrol zengini Arap ülkelerinden bol sıfırlı bağışlar alırdı. Arap araştırmaları enstitüsü vardı. Kürt araştırmaları enstitüsü vardı.
O tarihlerde İngiliz istihbarat servisinin elemanları, Ortadoğu uzmanı olabilmek için burada eğitilirdi.
“Ekmek için Ekmeleddin” gazetecilere ilk demecini cami kapısında verdi. “Burası bereketli bir cami, Turgut Özal da burada namaz kılardı” dedi.
Şeri devlet düzencisi birini Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı yapmak istiyordu. (Devam edecek)