Palmira'nın çocukları malum güçler tarafından eğitilip donatılarak yeniden sahaya  sürüldü,  27 kasımdan sonra  12 günde Suriye'nin  kuzeyinden güneyine inerek Suriye'de denetimi ele geçirdi ve ABD'nin yeni Devlet Başkanından  ''karışmayın içişleri!!''  açıklaması geldi.

20. yüzyıl ABD yüzyılıydı ancak 21. yüzyıl hiçte öyle gözükmüyordu. Dünyadaki  üretimin ve ticaretin yoğunluğu, batıdan, kuzeyden,  doğuya ve güneye özellikle Asya Pasifiğine kayıyor, Asya Pasifik dünyanın ekonomi merkezi olma yolunda hızla  ilerliyordu.  ABD üretimde,  ticarette geri düşerek dünya hegemonyasını kaybetmeye başlıyor ve bir ''Küresel Güç Buhranı'' ortaya çıkıyordu. Bu buhran da ABD  Otoritelerince saptanıyor, çareler aranmaya başlanıyordu. 2001'li yıllarda, Önalıcı saldırı, Şer güçlerine karşı Amerikan istilacılığında herhangi bir hukuki dayanağa gerek duyulmaması,  Ya benimlesin ya da  düşmansın, ilkelerine dayanılarak Bush Doktrini ilan edildi ve ardısıra Büyük Ortadoğu Projesi  başlatıldı.  ABD'nin Büyük Ortadoğu Projesini (BOP)  deklere etmesi aynı zamanda 21. yüzyılı ABD yüzyılı yapma hedefinin açıklanmasına dayalı 100 yıllık PROJEKSİYONUYDU.

BOP uyarınca Fas’tan  Endonezya'ya kadar 24 ülkenin sınırları değişecek ve Ökümene'nin  yeniden şekillendirilmesi gerekecekti. Bu yangın demekti ama madem ABD herşeye rağmen askeri olarak dünyanın en büyük gücüydü ve savunma bütçesi, kendinden sonra gelen 10 ülkenin askeri harcamasından ve birçok önemli  ülkenin gayri safi milli hasılasından  büyüktü o zaman yangın çıkarmakta bir beis yoktu,  çıkacak yangın en az kendisine zarar verirdi. Ancak Beş denizler Yaylasında 3 bin yıllık devlet geleneği olan ve ulus  bilinci oluşmuş iki devlet vardı ki biri devlet kurup yıkmakta nerdeyse uzmanlaşmış direngen ve savaşkan bir ulustu.. Bunlar Türkiye ve İran'dı.

Soruna çare arayan ABD'li düşünür ve uzmanlardan Zbigniew Brzezinski, ''Stratejik Vizyon'' diye bir kitap yazdı. Brzezinski de araştırmasında ve kitabında iki devlett ile uzlaşılmasından ve ABD'nin yanına çekilmesinden  bahsediyor ''ABD'nin dirilişi daha büyük bir batı inşa etmesinden geçer ve bu büyük batıyı da ABD ancak Rusya ve Türkiye ile yakın çalışma halinde kurabilir''  saptaması yapıyor, İran’ı ise karşı cephede görüyordu.

Evet ABD, dünya da başat olma mücadelesinde gerilemeye ve inişe geçmişti , ancak ilan ettiği BOP projesi ile dünya hegomonyasını geri  almak,  yeniden başat ve hegemon güç olmak istiyordu yalnız Anadolu Yaylasındaki Türk Devletini yanına alması gerektiğini en önemli uluslarası stratejisti Brzezinski zorunlu  görüyordu.

PKK ve FETÖ eylemleri ile taktiksel bir hata işleyen ABD Türkiye'yi tahterevallinin ortasına itiyordu. 2014 tarihinden özellikle 2016'dan sonra,  BOP Eşbaşkanlığı yapan Türkiye tahterevallinin ortasındaydı ve Çin Türkiye'yi yanına çekmek için Rusya'yı ve Türkiye'nin büyük sorunlarını kullanarak atak yapıyordu.

Türkiye Kilit Ülkeydi ve tahterevallinin ne tarafına kayarsa Yeni Dünya'yı o taraf kuracaktı.Bunu Çin ve diğer taraflar da biliyordu, Türkiye gerek demografik yapısının esnekliği ve zor şartlara uyum yeteneği, tarihsel birikimi,  ekonomik  ve sosyo kültürel yapısı ile ve gerekse coğrafi konumu nedeniyle dünyanın geleceğini etkileyebilecek kilit  ülkeydi, zamanı gelince de bu ortaya çıkacaktı.

ABD, 2022 itibariyle Rusya'yı, Ukrayna'ya saldırtarak, AB ile  Çin bağlantısının koparılması yanı sıra Rusya’yı  bir yıpranma savaşına mecbur etti.. 2023 Ekim ayında ise Hamas organize edilerek İsrail'e saldırtıldı ve İran ile Suriye'nin bölgedeki gücünün tırpanlanmasının yolu açıldı

Stratejistlerin saptadığına  göre  2024 Ekim sonu itibariyle Dünya devletlerinin güç sıralaması şöyle bir görünüm sergiliyordu: ABD-Çin KÜRESEL GÜÇ,  Rusya YARI KÜRESEL GÜÇ, Almanya-Fransa-İngiltere KITASAL GÜÇ , Japonya-Hindistan ALT KITASAL GÜÇ, Türkiye-İran- İsrail Brezilya BÖLGESEL GÜÇ, Pakistan-Suudi Arabistan-Mısır ALT BÖLGESEL GÜÇTÜLER.

25 Kasım 2024 itibariyle İsrail,  Hizbullah ile ateşkes ilan etti ama 2023 Ekim'inden 2024 Kasım'ına  kadar geçen süre içerisinde İran'ın bölgede bulunan gücünü hemen hemen tamamen yok etti ve Suriye'yi etkisiz hale getirdi. İran'ın tepelere varıncaya kadar üst düzey yetkilileri ve Hizbullah'ın tüm yönetim ve komuta kademesi İsrail tarafından ortadan kaldırıldı. Bu arada 2022 Şubat'ında Rusya'nın Ukrayna'ya başlattığı saldırı hala sürüyor anacak Rusya, Ukrayna'nın, Rusya’nın  önemli kentlerine yaptığı füze saldırılarına şovdan öte gitmeyen görsel yanıtlar verebiliyor ayrıca  hamiliğine soyunduğu Suriye'yi İsrail saldırılarına karşı koruyamıyordu. Yani iki yıllık süreç içerisinde hem Rusya hem İran askeri yeteneklerini kaybetmiş veya yeteneksizliklerini ortaya koymuşlar, büyük kaybedenler arasında yeralmış küme düşmüşlerdi..

Emperyal Devletler; amacından  vazgeçmezler aracından vazgeçerler. 2018-2024 arası süreç  ABD'nin taktik hatalarını giderme süreci oldu ve 2022 yılında BOP'ne mola verdiği yerden tekrar başladı.. Bu arada en önemli gelişme öyle gözüküyor ki ABD hatalarını tamir ederek tahterevallinin ortasındaki Türkiye'yi yanına çekmesi, PKK ve YPG'den kısmen vazgeçmiş olmasıdır..

Emperyal Devletler 100 yıllık projeksiyon yaparlar, bu 100 yıllık projeksiyona ulaşmak için iki  50 yılı tasarlar kurgularlar, 50 yıllık tasarıya ulaşmak için 10 yıllık plan yaparlar ve 10 yıllık plana erişmek için 5 yılı programlarlar. 21. Yüzyılı ABD kendi yüzyılı yapmak için projeksiyonlamış ve 5 yıllık programlar 10 yıllık planlar ve 50 yıllık tasarımlar ile yola çıkmış gözüküyor.

ABD'nin 100 yıllık projeksiyonun geldiği şu aşamada Rusya hernekadar nükleer bir güç ise de artık bir YARI KÜRESEL güç olma vasfını süratle kaybetmeye başlamış (kaybetmiştir)  yüzyılın sonuna kadar 143 milyonluk nüfusu ile 17 milyon kilometre karelik bir alanı muhafaza edemeyeceği ortaya çıkmıştır.  Öte yandan  Çin’in enerji kaynağı ve Doğu Akdeniz’e uzanan eli  İran etkisizleştirilmiş, BÖLGESEL GÜÇ  olmaktan çıkarılmış  parçalanma sürecine itilmiştir. Dolayısı ile Çin Beş Denizler Yaylasından ve Doğu Akdenizden,  2024’ün Kasım ayında önemli ölçüde elimine edilmiş ve dışarıya itilmiştir. Artık ABD 2025’in ortalarında veya en geç 2026’nın başına doğru yüzünü ve gücün  -Çin’i ekonomik ve askeri açıdan kuşatmak için-  Asya Pasifiği’ne çevirebilir.

Günün sonunda öyle gözüküyor ki ABD ile barıştığı (şimdilik öyle gözüküyor) ve ittifak kurduğu gözüken Türkiye  hata yapmaz ve oyuna gelmez ise hızla KITASAL GÜÇ  olma yolunda ilerliyor ve Sonuç olarak YENİ DÜNYAYI kurma sürecinde  tahterevallinin ortasındaki Türkiye'yi yanına çeken ABD büyük avantaj kazanmış gözüküyor. Şunu söyleyebiliriz: İngiltere’yi Bretix ile AB'den koparan ve Rus Ukrayna savaşı ile AB ile ÇİN bağını koparan ABD, Çin karşısında 1-0 ,  Hamas'ı İsrail'e saldırdıp İsrail'i Çin'in elinden alan ABD Çin karşısında 2-0 öne geçmişti, Şimdi Sure'yi etkisiz hale getirip, Rusya ve İran'ı Suriye'den çıkaran, İran’ı ve Çin’i Doğu Akdeniz’den öteleyen ABD ; Dünya Hegemonya savaşında Çin karşısında 3-0 öne geçmiş ve maçın 1. çeyreği bitmiştir. Sıra geride kalan 3 çeyrekte