Çıkarılan yasanın bir sokak köpeği katliamına yol açacağı konusunda iktidarı çok uyardık ama dinlemediler!

Sonuçta Niğde ve Altındağ’dan gelen ve bir toplu katliama işaret eden haberler bizim bu yasaya itiraz ederken ne kadar da haklı olduğumuzu gösteriyor…

Bu yasayı cansiperane savunanlar sadece rehabilite edilemeyecek ya da iyileşemeyecek kadar hasta durumda olan köpeklerin uyutulacağını ve bu uyutma esnasında ötenazi denilen acısız ölüm yönteminin uygulanacağını iddia ederek kamuoyu gözünde yapacakları işi meşrulaştırmaya çalışmışlardı.

Şunu çok ama çok iyi biliyoruz bir köpeği ya da başka bir hayvanı acısız şekilde ilaçla uyutmak oldukça pahalı ve zahmetli bir yöntemdir. Önce sokaktan yakalayacak, veteriner kliniğine getireceksin sonra binlerce lira tutan pahalı bir ya da birkaç enjeksiyon yapacaksın, sizce belediyeler bu yöntemi uygular mı?

Ben taa o zaman belediyelerin bu işe böyle bir para ve insan kaynağı ayırmayacağını, zavallı köpeklerin kafasına ya kürek vuracaklarını ya da önlerine zehirli et atıp acı içinde kıvrana kıvrana ölmelerini seyredeceklerini söylemiş ve bunu yapmak için de veteriner hekime falan gereksinim duymayacaklarını anlatmıştım.

Niye böyle söylemiştim? 

Böyle söylemiştim çünkü bu işin muhataplarını ve onların kafa yapılarını çok iyi biliyorum, zaten içinde en ufak bir insancıl duygu ve vicdan olan biri böyle bir yasaya evet diyebilir mi?

Elbette ki diyemez…

Ayrıca eminim devlet onlara böyle bir bütçe verse, para aktarsa bile bunlar gene köpekleri en ucuz ve vahşi yöntem ile öldürür, sonra da o parayı aralarında deve edeceklerdir! Bu memlekette kim bir köpeği öldürmek için binlerce liralık ilaç harcaması yapar ki?

Son yaşananlar bütün bu söylediklerimizin ortaya çıkarılabilen örnekleri olmuştur ve eminim ki süreç ilerledikçe bir sürü böyle vaka daha ortaya çıkacaktır.

Ben buradan AKP iktidarını bir kez daha yol yakınken bu işten vazgeçmeye çağırıyorum, bakın demedi demeyin sonra adınız yüzyıllar boyunca Hayırsız ada faciasına yol açanlar gibi köpek katliamı ile anılacaktır…

Ayrıca sokak köpekleri kentlerimizin koruyucusudur, sokaklarımızı lağım fareleri, sıçan, sansar, gelincik, tilki vb. vahşi hayvanların istilasına karşı korumaktadırlar. 

Siz bunları katleder sokakları başıboş bırakırsanız oluşacak vakum etkisi emin olun bu yabanıl hayvanların kent sokaklarını istila etmesine yol açacaktır. New York, Paris ve Londra tecrübeleri son derecede açıktır.

Tamam, bazı durumlarda sokak köpekleri sürü haline gelip saldırgan davranışlar sergileyebiliyor ve böyle durumlarda istisnai de olsa insanlar zarar görebiliyor ama bunu önlemenin yolu sokak köpeklerini katletmek değil ki…

İki temel önlem var: Belediyeler sokaklarda yaşayan hayvanları aşılayıp özellikle erkekleri kısırlaştıracak. Kısırlaşan erkek köpekler testosteron hormonunun baskısından kurtularak saldırgan özellik göstermeyecek, uysallaşacak. (Bu mekanizma aynı son derecede saldırgan davranışlar sergileyen boğaların kısırlaştırıldıktan sonra öküze dönüşüp uysallaşmasında olduğu gibi işlemektedir.) Ayrıca bu köpekler aşılı oldukları içinde kuduz vb. tehlikeli hastalıklar taşımayacaklardır. Üstelik kısırlaştırma operasyonu sokaklarda yaşayan köpeklerin popülasyonunu da kontrol altına alacaktır.
Kişiler, özellikle de sokak köpeklerinin yoğun olarak bulunduğu ıssız yerlerde yaya ya da bisiklet ile dolaşan kişiler köpek düdüğü, köpek kaçıran sprey ya da yürüyüş sopası gibi ekipmanlar taşımalıdır. Ayrıca özellikle küçük çocukların yanlarında bir büyük olmadan sokaklarda dolaşması her açıdan ciddi bir tehlikedir ve emin olun bu tehlikelerin en küçüğü de sokak köpekleridir. Hatta sokak köpekleri yabancıları mahallelerden uzak tutarak çocukları korurlar bile. Çocuklar için sokaklardaki asıl büyük tehdit ise trafik canavarı ve bidonların bile ellerinden kurtulamadığı cinsi sapıklardır.

Sonuçta bir sorun var mı var amma ve lakin bu sorunun çözümü çok daha kolay ve insani yollar ile gerçekleştirilmelidir, katliam ise asla bir çare değildir.