Daha ortada fol yok yumurta yok, AKP Genel Başkanı’nın kişisel fikri dışında ortada bir proje falan yok, 26 Haziran tarihinde Kanal İstanbul’un temel atma törenini yapacaklarmış…

Daha ortada fol yok yumurta yok, AKP Genel Başkanı’nın kişisel fikri dışında ortada bir proje falan yok, 26 Haziran tarihinde Kanal İstanbul’un temel atma törenini yapacaklarmış…

Başlıkta kullandığım çakma temel ifadesini görünce de aklınıza inşaatlarda kullanılan devasa fore kazık makinaları ile yapılan çakma kazıklar gelmesin, malum Türkçe esnek bir dil burada “çakma” derken muradım sahte, aldatıcı, imite bir temeli anlatmaktır, yoksa makineler ile çakılmış bir temelden falan bahsetmiyorum.

Bu törenden dem vurunca aklıma bir anekdot geliverdi bilirsiniz; garibanın biri yolda yayan yapıldak yürürken bir at nalı bulmuş, “hah işimiz üç nal, bir at ve bir nalbant bulmaya kaldı” diye sevinmiş, misal resmen bu misal…

Bakın peşinen söyleyeyim AKP Genel Başkanının atacağı bu temel Kuzey Marmara Otoyolu Projesine ait bir üstyapı yatırımıdır.

Konu ile ilgili olarak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, 26 Haziran günü gerçekleştirileceği söylenen temel atma töreni ile ilgili bilgilendirme toplantısı düzenledi ve burada yapılan algı operasyonunu tüm açıklığı ile anlattı.

İmamoğlu 26 Haziran’da Kanal İstanbul projesine ilk kazmayı vuruyoruz diyenlerin, aslında kazmayı neye vurduklarını anlatacağım diyerek şunları söyledi:

– Her ne kadar adına ‘Kanal projesi temel atma töreni’ dense de açık kaynaklardan da ulaşılan ilgilere göre bu temel atma töreni, Kuzey Marmara Otoyolu’nun TEM Hasdal Kavşağı-Nakkaş Kavşağı arasındaki Kuzey Marmara Otoyolu Bağlantı Yolu projesi olduğu gözlenmektedir.

– Çok daha önceden planlanmış bir köprünün ayaklarını buraya dikmek suretiyle, ‘Kanal temeli attım’ demek, sadece siyaseten günü kurtarma gayretidir.

– 29 Nisan 2010 tarihinde, dönemin Ulaştırma Bakanı tarafından İstanbul’a yapılacak 3. köprünün güzergahı bir basın toplantısıyla açıklanmıştı. Kayıtlara göre bu güzergahtan geçecek otoyol, 2006 yılında 1/100.000 Çevre Düzeni Planında da işlenmişti.

– Kanal İstanbul fikri ise ilk kez 27 Nisan 2011 tarihinde açıklanmıştır. Yani bu güzergâhtaki yol projesi, buraya yapılacak köprüye kadar Kanal İstanbul fikrinden 1 yıl önce belirlenmiştir.

– Elbette 3. Köprüyü yapınca bir de otoyol ve bağlantı yolları gerekiyordu. 26 Ağustos 2016’da 3. Köprü ile Kuzey Marmara Otoyolu’nun Odayeri-Paşaköy-Kurtköy arasındaki kesimi hizmete açılmıştır. 13 Kasım 2018’de Yassıören-Odayeri kısmı, 2020 yılında Kınalı-Yassıören kısmı ve 20 Aralık 2020’de Kurtköy-Akyazı kesimleri işletmeye açılmıştır.

– O yüzden altını çiziyoruz ki; cumartesi günü yapılacak temel atma töreni, ‘Kanal İstanbul temel atma töreni’ değildir. Bu Sazlıdere’yi köprü ile geçeceği çok önceden planlanmış, Hasdal Kavşağı-Nakkaş Kavşağı arası yol yapım temelidir. Yani burada bir köprünün yapılacak olmasının, kanal projesiyle herhangi bir ilgisi bulunmamaktadır. Bu köprü otoyol projesinin bir parçasıdır.

Aslında bu kadar net bilgiye rağmen böyle bir algı operasyonuna girişmek iktidarın ne kadar çaresiz bir durumda olduğunun da açık bir delilidir.

Ortada bir proje yok, adam gibi yapılmış bir ÇED yani Çevre Etki Değerlendirme raporu yok, aklı başı yerinde tüm bilim insanları, tüm ekonomistler, tüm çevreciler bu proje saçma sapan bir projedir, inşa edilmesi halinde hem ekolojik ve hem de ekonomik bir faciaya yol açacak, kesin olarak batık bir projedir diyorlar, lakin tek bir kişi inadım inat, çatlasanız da patlasanız da yapacağım bu kanalı diyor.

Eee diğerleri atanmış emir kulu, evet efendim sepet efendim, çok haklısınız siz bilmeyeceksiniz de biz mi bileceğiz efendim mealinde konuşup duruyorlar…

Buradan tekrar söyleyeyim bu projeye finansman bulmak da, müteahhit bulmak da mümkün değildir. Muhalefet burada çok dirayetli davranmış iktidara geldikleri andan itibaren bu projeyi durduracaklarını ve herhangi bir ödeme yapmayacaklarını son derecede net bir şekilde ifade etmişlerdir.

Seçimlere şunun şurasında 24 ay kalmışken, bir ayağı çukurda olan iktidarın “inadım inat” projesine yatırım yapacak, kredi verecek birinin ortaya çıkması mümkün değildir.

İktidar da bunu gördüğü için bu tip algı operasyonlarına baş vurup, bakın ben başladım, yapıyorum demeye çalışıyor, olan biten bundan ibarettir…