Işıkları açıp kapamak…

Balkonlara çıkıp düdük çalmak…

Sokaklarda tencere tava çalıp yürümek…

Mitinglerde pankart açmak…

Bütün bunlar ne kadar işe yararsa kırmızı kart gösterme eylemi yapmak da ancak ve ancak o kadar işe yarayacaktır.

Bakın bir diktatörlük kurmaya çalışan otokrat iktidarlar ile mücadele etmek çok zor ve riskli bir iştir.

Bu tip ülkelerde:

Muktedirlerin tepkisini üzerinize çekerseniz yoktan yere sudan bahaneler ile sabaha karşı sıcak yatağınızdan alınıp soğuk zindanlarda aylarca mahkemeye çıkarılmayı bekleyebilirsiniz…

Örnek: Nasuh Mahruki
Kanuna yasaya aykırı olarak ve hatta Anayasa Mahkemesi gibi en üst yargı merciinin açık kararı bile dinlenmeden esir tutulup seçilme hakkınız dahi elinizden alınabilir…

Örnek: Hatay Milletvekili Can Atalay
Dahası muktedirler ile işbirliğinde olan paramiliter güçler ve hatta mafyatik organize suç örgütlerinin tetikçileri sokakta kafanıza sıkabilir…

Örnek: Sinan Ateş
Birileri arabanıza bomba koyup sizi havaya uçurabilir…

Örnek: Uğur Mumcu
Hiçbir şey olmasa üç beş sokak serserisi yolunuzu keser, eşek sudan gelinceye kadar sopa atar kafanızı gözünüzü kırar…

Örnek: Selçuk Özdağ
Esnafsanız dükkânınızdan maliyeci, zabıta eksik olmaz…

Kendiniz ya da çoluk çocuğunuz bir kamu kuruluşundaysa oradan oraya sürülür durur…

KOBİ sahibiyseniz devlet bankalarından kredi alamazsınız…

Dolayısı ile bu tip ülkelerde sıradan vatandaşlar risk üstlenecek eylemlere girişmeyi pek sevmez, ancak anonim ve kesinlikle yasa dışı olmayan hareketlere iştirak edebilir.

İşte ışıkları açıp kapamak, balkona çıkıp düdük çalmak, tencere tava tıngırdatmak bu tip anonim ve risksiz eylemlerdir.

Lakin bu tip eylemler yeteri kadar kitleselleşebildiği zaman daima iktidara ciddi bir uyarı olur ve dahası muhalefet eden kişilere yalnız olmadıklarını da hissettirir kırmızı kart göstermek de işte bu tip bir eylemdir.

Bazı aklı evvel çokbilmiş yazarçizer ve yorumcu takımı “efendim yapa yapa bunu mu yapacaklar” diyor ama yapılabilecek daha iyi bir alternatif protesto eylemini de kimse ortaya koymuyor.

Özellikle anarşist sol sokak hareketleri hayalini kuranlar ise hiç akıllanmıyorlar bunlar Gezi olaylarından bile ders almadılar, muktedirlerin Gezi olaylarını nasıl manipüle ederek etkisizleştirdiklerini bile görmüyorlar.

Bakın halkın büyük bir çoğunluğu kaos, anarşi ve şiddet olaylarından korkar, düzeni düzenin korunmasını tercih eder. Kaos ve anarşi baş gösterdiği zaman romantik devrim hayali kuranlar pek bir mutlu olsa da halk daima düzeni koruyan iktidarın yanında saf tutar.

Hatırlayın Gezi olaylarında da böyle olmadı mı?

Göstericiler barışçıl protestolar yaparken halkın büyük bir kesimi bunlara sempati ile bakıyordu ama sonra bazı örgütler işin içine girdi, şiddet, çatışma ve anarşinin dozu yükseldi. Kamu malı olan otobüsler, polis araçları, bankamatikler yakılmaya, dükkânlara saldırılmaya başlandı ve PKK gibi bazı örgütler bayrak açtı işte o zaman işin tadı kaçtı ve halk bir anda desteğini çekiverdi. Göstericiler “ama bunlar bizden değil” diye ne kadar dert anlatmaya çalışsa da seslerini duyan ya da duymak isteyen olmadı.

Bakın bu günde iktidar muhalefetin sokağa çıkıp şiddete başvurması ve bir anarşi ortamı yaratılması için çok uğraşıyor. Çok uğraşıyor çünkü biliyor ki bu olursa bunların üzerine şiddetle gitmek ve sıradan vatandaşları yanında konsolide etmek mümkün olacaktır.

İşte bu noktada Özgür Özel bu tuzağa düşmüyor itiraz ve muhalefeti son derecede barışçıl bir yol ile ortaya koymaya çalışıyor. Bu noktada iktidarı eleştirmeyi bırakıp muhalefete sarmak ise sadece iktidara hizmet etmektir.

Bazı aklı evveller ise kırmızı kart göstermekle bu iktidar gider mi diye yorum yapıyor. Peki, bende bunlara buradan sorayım: Işık yakıp söndürmek, düdük tencere tava çalmak ve hatta protesto mitingleri ile bir iktidar gider mi?

Bakın bu günkü tek adam rejiminin bir erken seçime gitmesi için iki yol var:

1-    Recep Bey’in istemesi

2-    Tanrının istemesi

Bu iki yol dışında meşru bir yol düşünülemez!

Ayrıca bir erken seçimle iktidarın değişip değişmeyeceği de elbette kesin değildir.

Muhalefetin 360 milletvekili bulup bir erken seçim yapma gücü yoktur. Muhalefete bu gücü millet vermemiş ki neden iktidarı erken seçime götürmüyorsunuz denilebilsin.