Bugün akşam (25 Aralık) liseden bir arkadaşım whatsapp grubumuzda bir annenin şiirini paylaştı. Okuyunca çok etkilendim ve bu şiiri yazımda kullanıp kullanamayacağımı sordum. Kullanabileceğimi belirtince zaten hasret üzerine bir yazı yazmayı düşündüğüm anda gelen bu şiiri sizlerle paylaşmaya karar verdim.
Hasret üzerine söylenmiş o kadar güzel sözler vardır ki okudukça yüreğimizi sızlatır. Bir yerde okuyup not aldığım bir söz ama kim söylemiş bilmiyorum . “Hasret, sevginin en güzel sınavıdır. Kavuşmayı beklerken geçirilen her an özlem kalpte daha da büyür.”
Şiirler yazılmıştır hasret üstüne. Nâzım Hikmet, hasretini şu şiirde ne güzel anlatır. “Yüzyıl oldu yüzünü görmeyeli/belini sarmayalı/gözünün içinde durmayalı,/aklının aydınlığına sorular sormayalı…”
Cemal Süreya’dan iki güzel alıntı. “Seni soruyorlar…/öldü mü diyeyim yoksa dönecek mi?/ikisi de imkansız değil mi?/Çünkü biliyorum, asla geri dönmezsin./Ve biliyorsun, sen benim için asla ölemezsin.” “Aklım mı/o yüzsüz bir misafir/hep sende kalıyor.”
Refik Durbaş, “Çırak Aranıyor” şiirinin sonunda çırağın ağzından ustasına sesleniyor. “Gurbet ne yana düşer usta/Sıla ne yana/Hasret hep bana/Bana mı düşer usta?” Yine bir türkümüzde hasret dile getirliyor. “Hasretinle yandı gönlüm/Yandı yandı söndü gönlüm”
Sevdiklerimizden uzun süre ayrı kaldığımızda bir hasret duygusu tüm bedenimizi sarar, öylesine sarar ki ancak kavuşunca bu hasret duygusu biter.
Yazımın başında da belirtmiştim bir annenin oğluna yazdığı hasret şiirini. Yıllar önce Almanya’ya giden ve çocuklarından mektup alamayan bir annenin, Hanife Atay’ın biraz sitem dolu ama dupduru şiirini sizlerle paylaşacağım. Hanife hanımın aramızdan ayrıldığını da arkadaşımdan öğrendim. Işıklar içinde uyusun. İmla hatalarını da düzeltmeden şiiri buraya alıyorum.
ANANA BİR MEKTUP YAZAMADIN MI?
“Çekemedim ayrılığın yasını/Rüyama girdinde duydum sesini/Esirgedin iki satır yazını/Anana bir mektup yazamadın mı.
Kalemin yoksa kalem alıyım/Kağıdın yoksa kağıt salıyım/Yolla mektubunu kurban olayım/Anana bir mektup yazamadın mı.
Ziya desem yaşlar dolar gözüme/İhsan desem ateş düşer özüme/Verdim seni bir göçmenin kızına/Anana bir mektup yazamadın mı.
Allah mesut etsin derim vallaha/Emanet ettim sizi ulu allaha/Yaz gelince gözüm düşer yollara/Anana bir mektup yazamadın mı.
Dişim döküldüde ağardı saçım/Bir mektup yazda bileyim suçum/Anan olduğuma yanıyor içim/Anana bir mektup yazamadın mı.
Gideyim desemde yollar çok uzun/Mektup gecikirse ağlıyor gözüm/Torunlar gözümde bir salkım üzüm/Anana bir mektup yazamadın mı.
Ana yaşlandı da baba ihtiyar/Hasta olsam inlesem Ahmedim duyar/Gözlerim yaşlıda oldu bir pınar/Anana bir mektup yazamadın mı.
Ben ölürüm ayrılığın derdinden/Gelemedin alamanın yurdundan/Mektup gelir beşyüz dağın ardından/Anana bir mektup yazamadın mı.
Bir destan yazdım inceden ince/Al oku oğlum yerli yerince/Mektup yazarsın belki alınca/Okutur gönlümü eylerim oğlum.” Annen Hanife Atay
Ne kadar duygu yüklü bir mektup. Anadolu insanının saf duygularını ne güzel yansıtıyor. Bol şiirli kitaplar okumanızı diliyorum.