En nihayetinde beklenen oldu ve partisi ile defalarca ters düşen, başına buyruk davranıp sık sık İYİ...

En nihayetinde beklenen oldu ve partisi ile defalarca ters düşen, başına buyruk davranıp sık sık İYİ Partiyi kamuoyu nezdinde zor duruma düşüren İYİ Parti İstanbul Milletvekili Yavuz Ağıralioğlu istifa etmek zorunda kaldı.

Bana sorarsanız çok da iyi oldu, neden derseniz Yavuz Ağıralioğlu kafası oldukça karışık popülist bir siyasetçidir.

Ağıralioğlu’nun neyi neden söylediğini kendisi de biliyor mu?

İşte bundan çok da emin değilim.

Örneğin kendisini Türk Milliyetçisi olarak ifade eden bir politikacının çıkıp ta “bizim için Atatürk ile Abdülhamit birdir” demesi salt popülizm değilse tam bir cehalet ürünüdür.

Tam bir cehalet ürünüdür çünkü: Mustafa Kemal Atatürk bir Türk milliyetçisidir, daha da doğrusu Türk Milliyetçiliği ilkesi etrafında ve kayıtsız şartsız milli egemenlik ilkesi uyarınca tam bağımsız bir Türk Devleti kurmuştur.

Doğrusunu söylemek gerekirse tarihte kurulmuş bulunan ilk gerçek Türk devleti de Türkiye Cumhuriyetidir!

Türkiye Cumhuriyetidir çünkü Türk halkının egemenlik hak ve özgürlüklerine kavuşması milli mücadele ve Türk Devrimleri sayesinde olmuş ve bunun sonucunda Türk Milleti’nin egemenlik hak ve özgürlüklerine sahip olduğu ilk devlet Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde kurulmuştur.

Elbette tarihte Türk halkının da tebaaları arasında bulunduğu ve hatta çoğunlukta olduğu birçok devlet, beylik, kağanlık ya da imparatorluk kurulmuştur. Bu devletlerin başında Türk kökenli hanedanlar da olmuştur. Fakat Türk bir halkın adıdır ve bir devleti Türk adı ile tanımlayabilmek için o devlette egemenlik hak ve özgürlüklerinin Türk halkında olması gerekir yani kısacası bir devlete Türk devleti diyebilmek için o devletinin sahibinin Türk halkı olması gerekir.

Peki, tarihte böyle devletler var mı?

Özellikle 12 Eylül darbesi ile kurulan faşist rejim bizlere bazı devletleri Türk devleti olarak öğretmiştir ve lakin bu devletlerin tamamı bir hanedanın egemen olduğu monarşilerdir. Bu devletlerin birçoğunda ise kanun ve kurallar bir dine dayanır yani egemenlik hak ve özgürlüklerinin en önemli unsuru olan kanun yapma kural koyma hak ve özgürlüğü Türk Milletine ait değil bir dine aittir.

Zaten bu yüzden de bu devletler Osmanlı ya da Selçuklu gibi hanedan isimleri ile adlandırılır, öyle bilinir.

Diğer yandan Mustafa Kemal Atatürk sıfırdan başlatıp bu gün vatandaşı olduğumuz Türkiye Cumhuriyetini kurmuş, tamamı emperyalist güçlerin işgali altında olan Anadolu topraklarında 783.562 km² toprak kazanmış, hem işgalci emperyalist güçlerin hayâsızca işgaline karşı ve hem de Osmanlı Monarşisinin başlattığı iç savaşı kazanmış bir önderdir.

Dahası Mustafa Kemal Atatürk dünya tarihinde eşi benzeri görülmedik devrimleri çok ama çok kısa bir süre zarfında hayata geçirmiş bir büyük devrimcidir.

Aklı başı yerinde olan, az biraz bile tarih bilen birisi Osmanlı İmparatorluğunun en çok toprak kaybeden, en başarısız padişahlarından biri olan monarşi savunucusu Abdülhamit ile Mustafa Kemal Atatürk’ü aynı kefede nasıl tartar, her ikisini nasıl eşdeğer görür?

Her ikisi de bizim için muteberdir diyen biri Türk Milliyetçisi olabilir mi?

Şimdi ben Yavuz Ağıralioğlu’nun ve benzeri düşüncede olanların kafası çok ama çok karışık derken haklı mıyım, haksız mı?

En nihayetinde Yavuz Ağıroğlu’nun sadece kafası karışık değil görüşleri fazlasıyla radikal ve İYİ Partiye yönelebilecek, teveccüh gösterme ihtimali olan geniş merkez sağ kitleyi de irite edecek özelliktedir.

Hem ittifak içinde sorun çıkarma olasılığı olan eylem ve söylemleri ve hem de İYİ Parti seçmeni nezdinde yarattığı rahatsızlığı dikkate alırsak Yavuz Ağıralioğlu’nun istifası İYİ Partiye zarar getirmez yarar sağlar, teşbihte hata olmaz İYİ Parti safra atmıştır…