Yeni bir yıla herkes yeni umutlarla girdi, hayaller, dilekler, falan filan ama 6 gün geçmişken gerçeklere dönme zamanı geldi.
Aralık ayında Suriye'deki yaşanan gelişmeleri siyasi ya da askeri olarak yorumlamayacağım elbette sadece sayın bakanlarımızın açıklamalarına bakarak, yeni(!) Suriye'nin bizim tarafımızdan inşa edileceğini anlıyoruz. Yolları, havalimanları, altyapıları...vs Hatta adamların paralarını bile biz basacağız. Yani içimizdekilere bakmak dışında oradakilere de biz bakacağız.
İğneden ipliğe en az %50 zam gelirken, devlete ödeyeceğimiz her şey yaklaşık %44 zamlandı. Bunun karşılığında, asgari ücret %30, emekliler %17.5 zam aldı.
Bebek katilinin (Ahmet Hakan Coşkun'a selam olsun) en azından ev hapsine çıkması için girişimler hızlandı. Sayın Devlet Bahçeli, DEM heyetinin kapıda karşıladı ki o heyet zaten İmralı Adasından geliyordu. Yani devletin zirvesinde bebek katilinin görüşleri yankılandı. Gerçekten de yakında yüce mecliste konuşma yaptırılırsa şaşırmayacak hale geldik.
Bir şehit ailesine şehâdet haberi vermek zorunda kalmamış, bir gaziyle konuşmamış, kulağının dibinden mermi geçmemiş, askerlik bile yapmamış insanların, bebek katilinin affının ne demek olduğunu anlamalarını beklemiyorum elbette ama şunu söylemeden geçemeyeceğim; eğer iddialar doğruysa yani bu ülke dışarıdan müdahalelere açıksa ve bu karar öyle alındıysa bu durumun AK Parti hükümetini devirmek için yapılan bir hamle olabileceğini düşünmek gerekir.
Gazze için yeni yılın ilk günü protesto yürüyüşü yapıldı. Elbette yapılsın ama yaklaşık 2 senedir deprem bölgesinde yaşanan yoksunluk neredeyse hiç konuşulmuyor. Bölgeye hala düzgün elektrik verilemiyor, konteyner kentleri su basıyor, her türlü hastalık hala kol geziyor.
Belediyelere kayyum atanmaya ve silkelenmeye devam ederken, seçim tarihi konuşmaları başladı. Birçok kişinin umudu olan ana muhalefet %5 için %30’u yok saymaya devam ediyor. Mülteciler gitmiyor hatta Avrupa kendi mültecilerin bize kakalamak için hamleler yapıyor. Trump 20 Ocak tarihinde koltuğa resmen oturuyor ve ne yapacağını kimse kestiremiyor. Sayın Mehmet Şimşek sabır demeye devam ediyor. Süper Lig yine bildiğiniz gibi, göz göre göre birileri kayrılıyor. Tarikatların siyaset üzerindeki etkisi devam ediyor. Kuraklık riski ve dünyanın her köşesindeki iç savaş ihtimali artıyor. Merkür geri gidiyor, Mars ters takla atıyor, Uranüs gaz çıkarıyor, Jüpiter üzgün, Plüton rüştünü ispat etmeye çalışıyor. Daha neler neler...
Uzun oldu farkındayım ve özür dilerim ama yazmaya kalksam ne siz okursunuz ne gazetem yayımlar.
Hem ülkem hem de sizler için; huzur, sağlık, bereket ve şans dilemekten başka bir şey gelmiyor elimden. Haydi, kalın sağlıcakla.