Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli kurt bir siyasetçi ve iyi bir oyun kurucudur. Bu siyasi oyunları tek başına kurma olasılığı elbette yok bu bir kadro işi gibi duruyor.
Lafı uzatmadan Bahçelinin yeni oyun planını açıklayayım: Bahçeli çok net bir şekilde haydin erken seçime demiş bulunuyor!
Peki, ben neden böyle bir yargıya vardım?
Bahçeli’nin son bir ay içinde herkesi çok şaşırtan iki önemli açıklaması var bunlar sırası ile:
Bahçeli’nin 22 Ekim'de PKK lideri Abdullah Öcalan’a, örgütü lağvetmesi koşuluyla, "Umut hakkı için başvurması ve TBMM’de DEM Parti Grup Toplantısı'nda konuşması" için çağrı yapması. Dahası 5 Kasım tarihindeki grup toplantısında da bu çağrısını yineleyerek “terörün bittiğini, PKK’nın lağvedildiğini açıklasın. Haydi, DEM grubuna gelsin, bunları teker teker söylesin, ak koyun kara koyun ortaya çıksın, umut hakkından da istifade etsin. Sözümün arkasındayım ve teklifimde ısrarlıyım.” Demesi
Bahçeli’nin 5 Kasım tarihindeki partisinin grup toplantısında "Eğer terör hayatımızdan sökülüp atılırsa, eğer enflasyon canavarına kesin bir darbe indirilirse, cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın bir kez daha seçilmesi doğal ve doğru bir tercih değil midir? Ne yapacağız? CHP'nin içinde cumhurbaşkanı adayı için 4 yıl varken, adam mı arayacağız? Bu kapsamda lazım gelen anayasal düzenlemeyi yapmak önümüzdeki görevler arasında olmayacak mıdır? Türkiye yüzyılının inşası için Erdoğan güvencedir, bize göre tek seçenektir." Sözleri.
Bu iki sözün peş peşe tesadüfen kullanıldığına inanmak için gerçekten de çok saf olmak gerekir ve herkese tuhaf gelen bu sözler planlı programlı bir şekilde kullanıldıysa da bunun arkasında bir oyun planı olması kaçınılmazdır.
Peki, bu oyun planı ne?
Aslında Bahçeli örtülü olarak iki şey söylüyor; bunlardan ilki Recep Tayyip Erdoğan bir anayasa değişikliği olmadığı müddetçe bir oldubitti yaratarak yeniden seçilemez diyor ve bir anayasa değişikliğinin şart olduğunu ortaya koyuyor.
Pekâlâ, siyasetin kurdu olan Bahçeli bu günkü koşullarda bu mecliste bir anayasa değişikliğinin mümkün olmadığını bilmiyor mu?
Elbette biliyor üstelik tüm muhalefetin anayasa değişikliğinden asli muradın Recep Bey’i bir kere ve hatta istediği kere daha seçtirmek amacını taşıdığı söylemini de çok net bir şekilde kanıtlayarak yapıyor bunu. Sadece bu söz bile bir anayasa değişikliği olasılığını çöpe atmış bulunmaktadır.
Bu durumda seçilme şansını tekrar kullanmak istiyorsa Recep Bey’in geriye tek seçeneği kalıyor o da meclisten bir erken seçim kararı çıkarmak fakat Recep Bey’in bu kararı alacak bir çoğunluğu da yok muhalefetin ve özellikle de ana muhalefet partisi CHP’nin desteği gerekiyor. Bu konuda da Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel’in söylemi çok net 2025 sonbaharı ya da en geç 2026 ilkbaharında bir erken seçim olursa biz varız yoksa yokuz diyor.
Bu durumda Türkiye’de 2025 sonbaharı ya da en geç 2026 ilkbaharında sandığın kurulması olasılığı çok güçleniyor.
Bahçeli’nin Öcalan için meclise gelsin konuşsun ona göre de af edelim demesi ise herkesi şaşırtan diğer sözü. Bu güne kadar çok radikal PKK’ya çok yakın isimler dışında hiç kimse “Öcalan için af” cümlesini kurmamıştı. Bahçelinin çıtayı Öcalan’ı mecliste konuşturup sonra da af etme seviyesine çıkarması bu güne kadar CHP’yi DEM ve hatta PKK ile işbirliği içinde gösteren tüm söylemleri çöpe atmış, siyasi propagandanın dışına çıkararak AKP’nin elindeki vatandaşın kafasını karıştırmak, gönlünü bulandırmakta kullandığı en önemli kozlardan birini buharlaştırmıştır. Buda olası bir erken seçimde CHP’nin DEM ile birlikte hareket ederek DEM tabanından da rahatça oy alabilmesinin önünü açacaktır.
Bu iki söylemden Recep Bey’in haberi var mıydı bilmiyoruz ama kerhen de olsa topa girip bu söylemlere destek çıktığını görüyoruz.
Pekâlâ, tam da bu noktada Esenyurt, Mardin, Batman ve Halfeti belediyelerine kayyum atanması ne anlama geliyor?
Bu atamalar bana göre rufailerin bu işe müdahalesi ve AKP ile DEM arasında yeni bir çözüm süreci başlatılmasına engel olunması, sadece CHP ve DEM yakınlaşmasına alan açılmasıdır.