Mahallemizde, ilçemizde ya da şehrimizde alınan kararlar hayatımızı doğrudan etkiliyor.
Kaldırımların yenilenmesinden parkların yapılmasına, ulaşım düzenlemelerinden sosyal hizmetlere kadar pek çok konuda söz sahibi olan yerel yönetimler, hayatımızın en yakını. Ancak bu karar masalarında kadınların sesi hâlâ çok az duyuluyor.
Türkiye’de belediye başkanlarının sadece küçük bir kısmı kadın. TÜİK verilerine göre bu oran yüzde 3’ü bile zor buluyor. Belediye meclislerinde de tablo pek değişmiyor; bazı şehirlerde bırakın kadın belediye başkanını, meclis üyeleri arasında bile kadın sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor. Siyasete girmek isteyen kadınlar çoğu zaman partilerin aday listelerinde alt sıralara konuluyor. Bu da kazanma ihtimallerini en baştan düşürüyor. Yıllardır süregelen “kadın siyasetten anlamaz” gibi önyargılar ise kadınların önüne görünmez bir duvar örüyor. Siyasete giren kadınlar ise kimi zaman sadece “vitrin” olarak gösteriliyor ama yetki alanları kısıtlı tutuluyor.
Araştırmalar gösteriyor ki kadınların başkanlık yaptığı belediyelerde sosyal hizmetlere, çocuk bakımına ve kadın istihdamına yönelik projeler daha fazla hayata geçiriliyor. Kreş sayılarında artış, kadın kooperatiflerine destek, şiddet gören kadınlar için sığınma evleri… Bunlar sadece birkaç örnek. Çünkü kadınlar, kendi yaşadıkları sorunları daha iyi bildikleri için çözüm üretme konusunda da daha hızlı adım atabiliyor.
Bu tabloyu değiştirmek için kota uygulamalarının artırılması, kadın adayların seçim kampanyalarında maddi ve manevi olarak desteklenmesi, genç kadınların siyasete teşvik edilmesi şart. Ayrıca yerel siyasete ilgi duyan kadınların eğitim programlarıyla güçlendirilmesi, hem temsil hem de etkinlik açısından büyük önem taşıyor.
Başkentte kadın belediye başkanlarının sayısı oldukça sınırlı. Mamak, Altındağ, Sincan gibi büyük ilçelerde belediye yönetiminde kadın ismi göremiyoruz. Oysa mahalle muhtarlıklarından başlayarak kadınların yerel karar mekanizmalarına katılımı teşvik edilse, ileride belediye meclislerinde ve başkanlık koltuklarında da daha çok kadın görebiliriz.
Eşit temsil, sadece kadınlar için değil, bütün toplum için fayda demek. Kadınların sesi ne kadar güçlü çıkarsa, yerel yönetimlerin kararları da o kadar kapsayıcı olur. Yerelde eşitlik arayışı, aslında daha adil, daha yaşanabilir bir toplum arayışıdır.