Ne zaman ekonomi konuşulamaz hale gelse, ne zaman geçim sıkıntısı toplumun ana meselesi olmaya başlasa, gündem hızla değişiyor. Bu ülkede bu artık bir istisna değil, bir alışkanlık. Etiketler değişiyor, manşetler sertleşiyor ama yöntem hep aynı kalıyor.
Bugün bu yöntemin adı çoğu zaman “uyuşturucu operasyonları”.
Sabah gözaltılar, öğlen görüntüler, akşam listeler. Sosyal medya aynı videolarla doluyor. Kim yakalandı, kim serbest kaldı, kim gözaltına alındı… Günlerce aynı görüntüler dönüyor. Haber dili sert, ton yüksek, öfke diri tutuluyor.
Bu sırada ekonomi sessizce arka plana itiliyor.
Market fiyatları konuşulmuyor. Borçlar konuşulmuyor. Kredi kartı faizleri konuşulmuyor. Asgari ücretle geçinmenin imkansızlığı konuşulmuyor. Çünkü herkes başka bir şeye bakıyor.
Cambaza.
Cambaz Ne Zaman Çıkar?
Cambaz her zaman ipin en çok gerildiği anda çıkar. Toplumun sabrı azaldığında, insanlar “bu hayat neden böyle” diye sormaya başladığında sahne hazırlanır. O anda yeni bir gündem yaratılır. Daha çarpıcı, daha korkutucu, daha kolay öfke üreten bir gündem.
Uyuşturucu bu yüzden çok kullanışlıdır.
Ahlak içerir.
Suç içerir.
Korku içerir.
Ve en önemlisi, tartışmayı yukarıda tutar.
Kimse “neden bu noktaya gelindi” diye sormaz. Kimse “bu ülkede insanlar neden kaçıyor, neden batıyor, neden umutsuz” diye düşünmez. Herkes sonuçla uğraşır. Nedenle değil.
Bu noktada influencerlar devreye girer.
Aynı görüntüler, aynı ton, aynı videolar…
Gündem sürekli sıcak tutulur.
Algoritmalar beslenir.
Öfke diri kalır.
Kimseye “bunu konuşmayın” denmesine gerek yoktur. Sistem zaten bunu ödüllendirir. Sert olan izlenir, sakin olan kaybolur. Bağıran yükselir, sorgulayan görünmez olur.
Bu bir tesadüf değil. Bu, modern bir “ekmek ve gösteri” düzenidir.
Roma’da gladyatörler vardı. Bugün operasyon görüntüleri var. Mantık değişmedi. Kalabalık meşgulse, hesap sorulmaz.
Bu yüzden uyuşturucu konuşulur ama yoksulluk konuşulmaz.
Bu yüzden suçlu aranır ama sistem sorgulanmaz.
Bu yüzden öfke vardır ama çözüm yoktur.
Cambaz ipte yürürken herkes yukarı bakar. Ama ipin altındaki boşluk büyümeye devam eder. Borç büyür, umutsuzluk büyür, yorgunluk büyür. Sadece konuşulmaz.
Gösteri bittiğinde ise geriye hep aynı şey kalır:
Değişmeyen hayatlar, ağırlaşan yükler ve cevapsız sorular.