Halkın bir bölümü çocuk hafızalıdır. Bugün yaşananı yarın unutur. Politikacılar en çok halkın bu zayıf yanından beslenir.
Dün siyah der. Dün siyah der. Bugün beyaz. Fırdöndülük. Gömlek değiştirir gibi parti değiştirir, transfer olur, transfer eder. Onlar siyasi dolandırıcılardır.
Bu sözleri kim söylüyor, biliyor musunuz?
Dünyanın tanıdığı Türk sosyal psikologu Muzaffer Şerif söylüyor. Bu törenleri
Şimdi gelelim asıl konuya… AKP 23. Kuruluş yıl dönümünü törenlerle kutladı.
“Karteli Medyası” uzun uzun yayımladı.
Baskıyla, sıkıştırarak, parasal kıskaca alarak ve kişisel çıkarlar sunarak İyi Parti’den istifa eden 2 milletvekili, Türkiye’nin en yoksul bölgesinden 13 ilçe belediye başkanın transferi yapıldı. Yani seçmen yine kandırıldı. AKP, 24 yaşına “siyasi dolandırıcılık” töreni yaparak girdi.
Oysa RTE; ilk kurulduklarında kürsülerden, gazetelerde birinci sayfalardan sözler vermişti. Milletvekili, belediye başkanı transferi yapmayı “siyasetin çürütülmesi” diye ilan etmişti.
Bu sözler sülale boyu bir yalan mıydı? Ben size yeri gelmişken, sülale boyu bir peygamberlikten söz etmek istiyorum. Peygamberler tarihine bir bakın! Hz İbrahim Peygamber, Hz. İbrahim’in yeğeni Lut’da peygamber. Hz. İbrahim’in iki oğlu İsak ve İsmail’de peygamber.
Daha bitmedi! İsak’ın oğlu Yakup, o da peygamber. Yakup’un oğlu Yusuf’ta peygamber… Ey Müslümanlar sizler hiç şüphelenmediniz mi?
Ve... RTE ve ekibi; yozlaşmayı, yolsuzluğu, çıkarcılığı, adam kayırmayı, torpili, partizanlığı, durduracaklarını, “yoksulluğu ise kazıyıp silip süpürüp atacaklarını” parti programı ile tüzüğüne koymuştu. 23 yılı bitirdiler.
AKP’ye oy verenler hiç şüphelenmediniz mi?
Hem muhafazakâr, hem liberal, hem Avrupacı, hem Asya hayranı, hem Türkiyeli hem Arap taklitçisi, hem milli hem ümmetçi, hem ılımlı İslamcı, hem serbest piyasacı görünmelerinden hiç şüphelenmediniz mi?
Hem Anayasa tanımız “Tek Adamcı”, hem demokrat hem tarikatçı görünerek, son belediye seçimleri hariç, girdikleri her seçimde birinci parti ve partisini birinci yapan AKP seçmenleri hiç şüphelenmediniz mi?
Erdoğan, kurduğu “Cumhur İttifakı Örgütü” ile iki dudağının arasından dökülecek her sözün kanun sayılacağı bir modeli, Türkiye’ye dayattı.
Hiç şüphelenmediniz mi?
RTE; “Ben çıraklıktan çıktım usta oldum...” diyerek ülkeyi bugün yaşanan derin ekonomik krizin içine soktu. Ve halk da ona olan güvenini yitirdi, desteğini çekti ve partisini seçim sandığında ikinciliğe indirdi.
Bazı anketler doğruysa şu anda halk desteği yüzde 20’nin altına indi.
AKP’yi yöneten kimi siyasetçiler “partimiz hastalandı…” dediler.
Bu hastalık nasıl bir hastalıktı.
Parti kurucusu Erdoğan ve ekibi, hastalığı teşhis ettiğini açıkladı ama tedavi yolunu henüz söylemedi.
Belli ki arıyor, bulacak. Ne bulacak! Tek bulunan tedavi yolu; başka partilerden seçilmiş milletvekili ve belediye başkanını transfer etmek mi?
Öteki partilerin rozetleri atıldı.
AKP rozetleri takıldı. Ne oldu?
Sülale boyu rozet mahkûmu oldular.
Sülale boyu Rozet takma yoluyla particiliğe halkın taktığı bir isim vardı. Sırası gelmişken söyleyeyim:
-isim: “siyasi dolandırıcılık” idi.
23 yıl önce AKP kurulduğu günlerde RTE’nin kendisi de; “parti değiştirmek, milletvekili transferi siyasette çürümedir” demişti.
AKP, sülale boyu çürümüşlüğe mi girmişti?
Bana göre halkın sorgulaması gerekiyor. Çünkü geçenlerde Alman basını; “Katar, Türikye’yi satın alıyor…” manşetini attı. Bu bir iktidar değişimi olacak mı?
Son soru: sülale boyu peygamberleri kim sorgulayacak?
