Enflasyonla ve pahalılıkla mücadelede...
Muhalefeti yoketme operasyonlarında...
Fikir ve düşünce özgürlüğünde...
“Terörsüz Türkiye” sürecinde...
Dış politikamızdaki gelişmelerde...
Mehter yürüyüşü gibi yaşıyoruz,
üç adım ileri, bir adım geri gidiyoruz!
***
Adana, Osmaniye, İskenderun tarafına yaptığım bir haftalık seyahati tamamladım, Ankara’ya döndüm... Ayağımın tozu ile belleğimde iz bırakan baş döndürücü gelişmeleri özetlemeye çalışacağım.
Dört gün önce akaryakıta 98 kuruşluk indirim yapıldığında, “üç gün sonra üç katı zam gelir” demiştim, aynen öyle oldu, 24 Ekim Cuma günü 3.00 TL zam yapıldı. Yıllardır böyle bu, küçük bir indirim, arkasından iki-üç katı zam... Üç adım ileri, bir adım geri, tam Mehter Yürüyüşü!..
Aylardır hukuksal operasyonlarla kendi içerisinde tartışma ve ayrışmalara sürüklenen ana muhalefet partisi CHP hakkındaki “Mutlak Butlan” davası reddediliyor, ama aynı gün Silivri’de tutuklu bulunan İBB Başkanı ve muhalefetin Cumhurbaşkanı Adayı İmamoğlu hakkında “Casusluk” soruşturması açılıyor... Daha önce itirafçıların, “Görmedim ama duydum, olabilir, sanıyorum...” gibi rüşvet verme, ihale yolsuzluğu şeklindeki suçlamaları ile aylardır cezaevinde tutulan İmamoğlu, otuz yıl önce aldığı diploması ile ilgili operasyondan sonra, şimdi de casusluk gibi ağır bir suçlama ile karşı karşıya...
İmamoğlu, “Casusluk vatana ihanettir... Beni, Roma’yı yakmakla suçlasalardı daha inandırıcı olurdu” gibi ilginç yanıtlar verdi ama, duyan kim, dinleyen kim?..
İnsan, neden ihale yolsuzluğu, rüşvet, casusluk gibi yasadışı gelir kaynaklarına heveslenir? On altı milyon nüfuslu İstanbul halkının beğenerek, güvenerek belediye başkanı seçtiği İmamoğlu’nun, bu tür gelir kaynaklarına ihtiyacı mı var?..
Son günlerin başta gelen haberlerinden birisi de PKK Türkiye’den çekiliyormuş!.. Devletimizi yöneten Ak Parti iktidarının daha önce denediği, “Açılım ve Barış” sürecini tekrar gündeme getirmesi, PKK ile masaya oturması ve başlatılan “Terörsüz Türkiye” sürecinde çok önemli br gelişme olduğu söyleniyor.
PKK ne zaman Türkiye’de oldu ki, şimdi çekilecekmiş?! 1999’larda, Türkiye’nin gösterdiği tepkiler üzerine PKK’yi yönettiği Suriye’den İtalya’ya, oradan Afrika’daki Kenya’ya kaçan Abdullah Öcalan, yakanalarak Türkiye’ye getirilmişti. Başbakan Bülent Ecevit’in bu haberi duyurmasından sonra, PKK’nin terör eylemleri uzun süre tamamen durmuştu.
Kürt kesiminin oylarını konsolide etmeyi amaçlayan iktidardaki Ak Parti, 2009’lardaki açılımlarla oy potansiyelini büyük öçüde artırmıştı, ancak 2015 seçimlerinde Kürt oylarının Selahattin Demirtaş liderliğindeki HADEP’e kayması ve bu partinin 80 milletvekili ile büyük bir sıçrama yapması üzerine kaos patlamış, Hendek olayları olarak bilinen Güneydoğu’daki terör çatışmalarında askerimiz, polisimiz şehit olmuş, çok sayıda masum insan can vermişti.
Cumhur İttifakı, son aylarda yeniden “Terörsüz Türkiye” sürecini başlattı, Irak’ta 30 kadar PKK’linin silah bırakma törenlerini günlerce izledik, şimdi de Türkiye’den çekiliyormuş!.. Bir yandan da iktidar, MHP lideri Bahçeli aracıylığıyla Alevi kesimine mesajlar gönderiyor... O kadar bilinen bir senaryo ki, artık kabak tadı veriyor.
Gezi Davası ile ilgili olarak cezaevinde tutulan ve bir süredir sağlık sorunları yaşayan Çiğdem Mater, nihayet ev hapsi kararı ile cezaevinden bırakılıyor, aynı gün, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından Tele 1 televizyonuna el konuluyor, sahibi ve programcısı Merdan Yanardağ da İmamoğlu ile birlikte aynı casusluk suçlaması ile tutuklanıyor... Daha bir kaç hafta önce de Can Holding’e operasyonlar başlatılmış ve Haber Türk TV ile diğer yayın organlarına el konulmuştu...
Dış politikadaki gelişmeler, Suriye, Filistin, İsrail, ABD Başkanı Trump ile Ak Partili Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yakın temasları, alış-verişleri, gündemdeki yerini korurken, bu yazıyı karaladığım gün İngiltere Başbakanı Türkiye’de konuk ediliyor, İngiltere’den gelişmiş savaş uçakları aldığımız haberleri ortalığa saçılıyor.
Her alanda Mehter Yürüyüşü gibi yaşıyoruz, üç adım ileri, bir adım geri!..
Başka da bir tanımı var mıdır bu yaşananların, bilemiyorum.