Bir kurum kendine özgü “dini siyasete alet eden” bir gizli çalışma yürütüyorsa bunun mutlaka topluma uygulanması halinde toplum bireyleri genç ya da ihtiyar fark etmez, mutlaka zarar görecekler demektir.

AKP iktidarının Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin; “ Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” diye açıladığı gizli çalışmaları açıkladı. Böyle bir eğitimdeki müfredat çalışmasının gizli yürütülmesinin tek bir amacı olabilir. 

Bu amaç demokratik ve laik eğitimin canına ot tıkayarak eğitimi tamamen dinselleştirmektir.

Böyle bir dincilik esasına dayalı eğitim ve öğretime karşı çıkanların başından Eğitim-İş Sendikası Başkanı Kadem Özbay geliyor.

Yeni müfredat çalışmasına ilişkin Cumhuriyet Gazetesi’ne değerlendirmelerde bulunan Eğitim-İş Sendikası Genel Başkanı Kadem Özbay, “‘Türkiye Yüzyılı’ sloganıyla Cumhuriyet alerjisini bir kez daha kanıtlayan anlayış, müfredat değişikliklerini de eğitimin bileşenleriyle paylaşmadan, büyük bir gizlilikle yürüttüğü ortaya çıktı.

Anlaşılan, gözlemlerimiz ve aldığımız duyumlara göre içerisinde müfredatta ve öğretim programı ortak metninde Cumhuriyet ve Atatürk karşıtlığı kendini göstereceğini bir kez daha göreceğiz” dedi.

 AKP’nin 22 yıllık iktidarı süresince her müfredat değişikliğini “sadeleştirme” kılıfında yaptığının da altını çizen Özbay, “Müfredat değişikliğiyle sadeleşmeyi çağdaş, bilimsel ve laik eğitimin son parçalarını da yok ederek yapacakları açık. Bu iktidarın derdi eğitimin tamamen dinselleştirilmesidir” ifadelerini kullandı.

İşin aslı Milli Eğitim Bakanlığı’nın dersleri sadeleştirme kılıfı adı altında eğitimde milli ve manevi değerlerin ön plana çıkarıldığı “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” kapsamında müfredat değişikliğine gittiği ortaya çıktı.

Yani bu model okullarda uygulandığında öz olarak “bilimsel eğitime tırpan” atılmış olacaktır. Söz konusu model kapsamında, biyoloji dersinin içeriğinden “evrim teorisinin” kaldırıldığı ve dinsel bilgiye dayalı “yaratılış teorisinin” eklendiği de ortaya çıktı. 

Bunun yanı sıra laik ve bilimsel eğitime karşı atılımın ortaöğretim matematik dersinde de yaşandığı gündeme geldi. 

Ortaöğretim matematik dersi konuları arasından “entegral” çıkarıldı. Bunun yanı sıra, “kümeler” ve “mantık” konularının içeriğinde de sadeleştirme yapılıp derslerin sınıfları değiştirildi. 

Bakanlığın yerel seçimlerin ardından yeni müfredatı açıklayacağı konuşuluyordu. Bakanlığın “gizlice hazırladığı” müfredatın MEB Talim ve Terbiye Kurulu’na gönderildiği ve onay beklendiği öğrenildi.

 Bununla birlikte kuruldan daha onay çıkmadan yeni müfredat kapsamında ders kitaplarının hazırlanması çalışmalarının da tamamlandığı kaydedildi.

AKP iktidarın Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” yutturmacısı ile Atatürk İlke ve Devrimlerine, Cumhuriyete olan alerjisi de ortaya döküldü.

Dini esaslara dayalı bir ulusal eğitim olmaz. Din bir doğmadır. 

İster Hıristiyanlık, ister Musevilik, isterse İslam dini olsun, bu dinlerin hiçbir kuralı tartışmaya açılamaz. Yani dinler dogmatiktir. Bir kişinin inandığı hangi din olursa olsun, inandığı dinin kitabı ister Kuran, ister Zebur ve İncil olsun o inandığı dinin kurallarını ve bu kitapların ilkelerini aynen yerine getirmesi gerekir.

AKP iktidarı ve bu iktidarın Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin; ulusal eğitimi ve Cumhuriyetin temel ilkelerini İslam dininin kurallarına bağlamak için  “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” diye bir uydurma eğitim maskesiyle Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde kalan okulları tabir yerinde ise “camilere çevirme” modelini eğitim  diye dayatmıştır.

Bu nedenle Devrim Tarihi ve Atatürkçülüğe 77 sayfa ayrılırken, din kültürüne 218 sayfa, Peygamberimizin hayatına 154 sayfa, Kuran’ı Kerim’e 169 sayfa, din öğretimine toplam 572 sayfa ayrılmıştır.

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in ve AKP iktidarının hazırlamış olduğu bu müfredat programı her türlü akıl ve bilimden uzak bir uygulamadır.

Bu çağ dışı dayatmaya halkın “dur” demesi gerekiyor.