Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, BDDK’nın aldığı son karar ile ilgili olarak uygulamanın süresi ve hedefleri konusunda “Aldığımız bütün kararlar daimi kararlar değil. Hepsi geçici. Dövizle işiniz yok, TL ile iş yapın diyoruz” demiş.

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, BDDK’nın aldığı son karar ile ilgili olarak uygulamanın süresi ve hedefleri konusunda “Aldığımız bütün kararlar daimi kararlar değil. Hepsi geçici. Dövizle işiniz yok, TL ile iş yapın diyoruz” demiş.

Ekonomi ve Türkiye gerçeklerini bilmeyen birini alır Hazine ve Maliye Bakanı yaparsanız dövizle işiniz yok demesine şaşmamak gerekiyor. Oysa bugün sokakta oynayan çocuk, tezgâhında simit satan seyyar ve dükkânında araba tamir eden bir esnaf bile dövizin ekonomik hayatımızda tuttuğu yerin önemini bilmektedir. Vatandaş işinde gücünde, alacağında vereceğinde, borcunda harcında Türk Lirası değil döviz kullanmaya çalışmaktadır. Bunun böyle olmasının sorumlusu da Türk ekonomisini ve parasını doğru düzgün yönetmeyi beceremeyen iktidardır.

Hatırlayın bir zamanların Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak da katıldığı bir televizyon programında Ahmet Hakan’ın “Dolar artınca, döviz yükselince endişeleniyorum. Endişelenmeli miyim” sorusunu “Dolarla mı maaş alıyorsunuz” diye yanıtlamış alay konusu olmuştu. Ahmet Hakan ise hem ekonomi bilmediği ve hem de gerçek bir gazeteci olmadığı için olsa gerek damat beyi sıkıştırmamış “yahu sayın bakanın zaten dolarla maaş alsam neden endişeleneyim ki sorun maaşımı Türk Lirası ile almam da” cevabını yapıştırmamış ve bu yüzden o da çok eleştirilmişti.

Nureddin Nebati’ye buradan bir kere daha anlatayım, belki okurlar arasında bir tanıyan çıkar elden ele bu makaleyi kendisine ulaştırır da bir faydası dokunur.

Nureddin Bey eğer bir paranın değeri sabit tutulamıyor ve alım gücü sürekli düşüyorsa ister üretici olsun isterse tüketici ekonominin tüm aktörleri o para ile iş görmekten, alım satım yapmaktan, hesap tutmaktan ve birikim saklamaktan kaçınır! Bu son derecede normal ve önlenemez bir ekonomik bir reflekstir, en nihayetinde kimse durduk yerde birikimlerinin değerinin düşmesini varlığının erimesini oturup seyretmek istemez.

Bu noktada suç kesinlikle Türk Lirası kullanmaktan kaçınan kişi ve kurumların değil Türk Lirasının değerini sabit tutmayı, alım gücünü korumayı beceremeyen iktidarınızındır.

Türk Lirasına değer kaybettiren enflasyonist politikalar uygulayan iktidar ayna karşısına geçip ben ne yapıyorum diye kendini sorgulamalı ve ciddi bir özeleştiri yapmalıdır.

Bu özeleştiri yapılmadan, enflasyonist politikalardan vazgeçilmeden sopa zoru ve polisiye tedbirler ile Türk Lirası kullanımı asla özendirilemez.

Türk Lirasının değerini korumak ve kullanımını özendirebilmek için:

İktidar bugün uyguladığı enflasyonist politikaları derhal terk etmelidir.
  • İktidar derhal ciddi bir enflasyon ile mücadele programı açıklayarak sıkı para ve maliye politikaları uygulamaya geçmelidir.
  • İktidar derhal Merkez Bankasının bağımsızlığını sağlamalıdır. Bunun için hâlihazırda görevde olan Başkan Şahap Kavcıoğlu başta olmak üzere partili isimler görevden alınmalı, yerlerine Merkez Bankacılığını bilen, kurum içinden yetişmiş, deneyimli ve liyakatli kişiler atanmalıdır.
  • AKP Genel Başkanı Merkez Bankasından elini eteğini çekmeli, “faiz sebep enflasyon sonuçtur” gibi akla ve ekonomi bilimine aykırı söylemleri kullanmaktan vazgeçmelidir.
  • İktidarın bu günkü icraatlarına ve kadrolarına piyasa hiçbir şekilde güvenmemektedir ekonomi yönetimi derhal liyakatli, bilgili ve ahlaklı kadroların eline bırakılmalıdır.
  • Devlet Bahçeli’nin azmettirmesiyle geçilen ucube tek adam rejimi hukuki, siyasi ve ekonomik güveni yerle yeksan etmiştir. Erdoğan çıkıp bu rejimin derhal değişeceğini, denge ve denetleme mekanizmalarının hemen kurulacağını, tarafsız ve bağımsız bir yargı gücünün yeniden inşa edileceğini beyan ve taahhüt etmeli dahası hiç vakit geçirmeden bu yöndeki anayasa değişikliklerini parlamentoya sunmalıdır.

    • Bu saydıklarım yapılmadan insanların Türk ekonomisine ve Türk Lirasına güvenmeleri sağlanamaz.