CHP Genel Başkanı Özgür Özel, grup toplantısında tutuklu bulunan İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, İBB'ye yapılan 5. dalga operasyonlarında gözaltına alınan ve aralarında 5 CHP'li belediye başkanının yer aldığı 38 kişinin sağlık kontrolüne götürülürken çekilen ve servis edilen sevk görüntülerine sert tepki gösterdi.

Bu sert tepkiyi de geçmişten ilginç bir örnekle anlattı. “Biz bu itibarsızlaştırma operasyonlarını daha önce gördük. 27 Mayıs'tan sonra rahmetli Celal Bayar'ın, Adnan Menderes'in yaşadıklarını hatırlayın. 23 sene önce 'erdemliler hareketi' diye geleceksin. 23 sene sonra tek suçu rekor oyla seçilmek, seni eleştirmek olan insanları itibarsızlaştırıp içeri atacaksın. Size ant olsun, nasıl Celal Bayar'ı kendini asmaya kalkacak kadar rencide ettilerse, bugün de aynıları yaşanıyor. Nasıl ki millet Süleyman Demirel'i 7 sene iktidar yaptılarsa bugünkü mağdurlar yarının iktidarıdır. Ant olsun ki iktidar olacağız.”

27 Mayıs Askeri Darbesinden sonra tutuklanarak Yassıada’ya gönderilen Türkiye Cumhuriyeti’nin 3. Cumhurbaşkanı Celal Bayar neden intihar etmek istedi.? Kemeri ile intihara kalkışmanın nedeni neydi?

Siyasi tarihimizin kaynakları bu olay şöyle anlatıyor.?

“27 Mayıs 1960 Askerî Darbesi Türkiye siyasi tarihinde derin izler bıraktı. Bu darbenin ardından tutuklanan Demokrat Parti’nin ileri gelen isimleri, Yassıada’da baskılara ve psikolojik şiddete maruz kaldılar. Bu süreçte Türkiye Cumhuriyeti’nin üçüncü Cumhurbaşkanı Celal Bayar da hem fiziksel hem manevi işkencenin hedefi olmuş ve bu ağır baskı ortamı onu intihara sürükledi.

Askeri yönetim, halk desteğini sağlamak ve darbeyi meşrulaştırmak amacıyla kamuoyunu etkileyecek çeşitli yöntemlere başvurmuştu. Bu yöntemlerden biri de tutuklu devlet adamlarını küçük düşürücü, itibarsızlaştırıcı propaganda faaliyetleri idi.

Tutuklu devlet adamlarının duruşmalardaki görüntüleri kullanılarak hazırlanan “Düşükler Yassıada’da” adlı belgesel, Türkiye’nin çeşitli şehirlerinde sinemalarda halka izlettiriliyordu. Bu propaganda filmleri, özellikle Celal Bayar gibi cumhurbaşkanlığı yapmış bir ismin şahsiyetine açıkça saldırı niteliği taşımaktaydı.

Bayar, yıllarını devlet hizmetine vermiş, Cumhuriyet’in kurucularından biri olmuş bir siyasetçi olarak bu muameleye büyük tepki gösterdi. Belgeselin halk önünde gösterilmesi, onun şahsında sadece bir bireyi değil, aynı zamanda Cumhurbaşkanlığı makamını da itibarsızlaştırıyordu. Bu olay, Bayar’ın psikolojik olarak çökmesine ve intihar teşebbüsüne zemin hazırladı.

25 Eylül 1960 tarihinde Celal Bayar, Yassıada’da bel kemerini kullanarak intihara teşebbüs etmek istedi. Girişimi başarısız oldu, tedavi edilerek hayata döndürüldü.

15 Eylül 1961 tarihinde Celal Bayar, Yassıada Mahkemesi tarafından idama mahkûm edildi. Ancak yaşının ileri olması (78 yaşında) nedeniyle cezası Millî Birlik Komitesi tarafından müebbet hapse çevrildi.

Daha sonra Kayseri Cezaevi’ne nakledilen Bayar, dönemin Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay tarafından Anayasa’nın 97. maddesi gereğince affedildi, böylece özgürlüğüne kavuştu. 1966 yılında Adalet Partisi hükümeti tarafından çıkarılan af yasasıyla birlikte diğer Demokrat Partili siyasetçiler de serbest bırakıldı.”

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in son açıklamaları, işte, geçmişle günümüz arasında bir bağ kurarak kamuoyunun dikkatini çekmek istedi.

Özgür Özel, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun ve bazı belediye başkanlarının gözaltına alınırken çekilen görüntülerine gösterdiği tepkide, Celal Bayar’ın yaşadıklarını örnek gösterdi. Halkın oylarıyla seçilmiş kişilerin savaş suçlusu gibi gösterilmesi, kamuoyunda da geniş tepki topladı.

Bu nedenle Hukukun siyasallaştığı yönünde eleştiriler de yoğunlaştı

Celal Bayar’ın intihar teşebbüsü, sadece bireysel bir çaresizlik eylemi değil, aynı zamanda bir siyasi eleştiri, bir direniş biçimi olmuştur. Bugün yaşanan bazı olaylar, geçmişin acı tecrübelerinden ders alınmadığını düşündürmektedir. Oysa tarih, yalnızca geçmişi hatırlamak için değil; aynı hataları tekrarlamamak için de öğrenilmelidir.