Birleşik Kamu-İş tarafından hesaplanan Mart 2023 Açlık Yoksulluk Araştırması sonuçlarına göre: Raporda yapılan durum tespiti ise...
Birleşik Kamu-İş tarafından hesaplanan Mart 2023 Açlık Yoksulluk Araştırması sonuçlarına göre:
- Açlık sınırı 11 bin liraya yaklaştı.
- Sadece asgari ücretliler ve emeklilerin büyük bölümü değil, en düşük devlet memuru aylığı da açlık sınırının altında kaldı.
- Mart ayında dört kişilik bir ailenin dengeli beslenmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması 632 lira artarak 10 bin 891 liraya çıktı.
- Aynı ailenin tüm ihtiyaçlarının insan onuruna yaraşır bir şekilde ve yoksunluk hissi çekmeden karşılayabilmesi için yapması gereken harcama tutarı ise 29 bin 549 lirayı buldu.
Raporda yapılan durum tespiti ise şu şekilde:
Türkiye’nin içerisine sürüklendiği yüksek enflasyon ortamı yoksulluk ve açlık riskini büyütmeye devam ediyor. Temel gıda fiyatlarında yaşanan yüksek oranlı artışlar dört kişilik bir ailenin açlık sınırını martta ayında 11 bin liraya yaklaştırırken, yoksulluk sınırı da 29 bin 549 lirayı buldu. Mart ayıyla birlikte sadece asgari ücretliler ve emeklilerin büyük kısmı değil en düşük devlet memuru aylığı da ilk defa açlık sınırının altında kaldı.
Seçimler gündemi aşırı bir şekilde meşgul etmeye başlayınca maalesef ekonomik kriz ve deprem felaketi bir miktar da olsa gündemden düşmüş bulunmaktadır.
Oysa yoksulluk ve hayat pahalılığı ülkeyi kasıp kavurmaya devam etmektedir. Daha da kötüsü deprem felaketi hem deprem bölgesinde ve hem de depremzedelerin göç etmek zorunda kaldığı yurdun diğer illerinde yoksulluk ve yoksunluğun daha da artmasına, bir facia boyutuna ulaşmasına yol açmış bulunmaktadır.
Süleyman Demirel’in ifadesi ile tencerenin deviremeyeceği bir iktidar yoktur! Halkımızın çok geniş bir kesimi ise bu gün tencereyi kaynatmakta fevkalade zorlanmaktadır!
Tabiri caizse birçok hanede tencerede taş kaynamaktadır…
Durum gittikçe daha da kötüye gitmektedir ve açıkça söylemek gerekirse işler çığırından çıkmış bulunmaktadır.
Ekonomi yönetimi tuhaf ve alışılmadık yöntemler ile döviz kurlarını baskılamaya uğraşmakta fakat enflasyon ile mücadele etmek ve hayat pahalılığını engellemek için hiçbir girişimde bulunmamaktadır.
Bakın emeklilere daha iki ay önce zam yapılmıştı fakat bunun komik kaldığı anlaşıldı ve hatta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin tarafında bu konuda bir itiraf dahi geldi.
Tamam, en düşük emekli maaşı 7 bin 500 liraya çıkartıldı ama bu rakam hala asgari ücretin altında ve çok daha kötüsü asgari ücrette açlık sınırının altında.
Siz bu durumda yaşını başını almış, ununu eleyip eleğini asmış insanlara “siz emeklisiniz sürünün, aç biilaç yaşamaya çalışın” diyorsunuz.
Bu hak mıdır?
Adalet midir?
Vicdan mıdır?
Bir ülke emeklisine bunu yapar mı yahu?
Bir ülke emeklisine bunu yaparsa vatandaşların ülkeye aidiyetleri devam eder mi?
Gelin yol yakınken meclisi toplayın asgari ücreti açlık sınırının üstüne çıkarın ve en düşük emekli maaşını da asgari ücret ile eşitleyin.
Dahası emekli maaşları arasındaki farkı da hak ve adalete uygun olarak yeniden tanzim edin yoksa herkesi en düşük emekli maaşında aynı kategoriye sıkıştıracaksınız ki bu sadece emeklilik sistemine değil vicdan ve adalete de aykırıdır.