CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, “Rusya-Ukrayna savaşında Ukrayna’nın yanında yer almamız gerektiğini düşünüyoruz. Nükleer silaha sahip olan...

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, “Rusya-Ukrayna savaşında Ukrayna’nın yanında yer almamız gerektiğini düşünüyoruz. Nükleer silaha sahip olan bir ülkenin, nükleer silaha sahip olmayan bir ülkenin topraklarını işgal etmesi, savaş başlatması doğru değil” dedi.

Faşist diktatör Putin’in Ukrayna’ya karşı başlattığı saldırının ardından uzun zamandır Türkiye’de bir devlet adamı tarafından dile getirilen en doğru, ilkeli ve anlamlı sözler bunlar. Bu sözlerinden ve ilkeli duruşundan dolayı Kemal beyi kutluyor, canı gönülden teşekkür ediyorum.

Haklı ile haksız, saldırgan ile saldırıya uğrayan, masum ile zalim arasında bir tarafsızlık, açıkça söylemek gerekirse tarafsızlık değil ilkesizliktir. Hatta bu tarafsızlığı bir takım ekonomik ve siyasi beklentiler yüzünden tercih etmek ve dile getirmek resmen fırsatçılık olarak nitelenir.

Bakınız, Hitlere özenen faşist diktatör Putin’in emperyalist hayaller kurarak başlattığı saldırının üzerinden 7 aydan fazla zaman geçti, bu süreçte binlerce masum insan öldürüldü, acımasız Rus bombardımanı Ukrayna kentlerini yerle yeksan etti, birçok yerde taş üstünde taş, omuz üstünde baş kalmadı.

Tüm özgür dünya Putin’in bu saldırganlığına karşı birleşti ve Ukrayna halkının onurlu direnişine gerekirse bedel ödemeyi göze alarak sahip çıktı. Türkiye ise sözde bir tarafsızlık çerçevesinde her iki tarafa da yaranmaya çalıştı, yaptırımlara katılmadı ve bir denge politikası uygulamaya uğraştı.

Türkiye’nin durumu bu politikalar ile daha ne kadar idare edebileceği ise meçhul. Birçok kişinin beklediği ve iddia ettiği gibi savaş kısa sürede Putin’in mutlak bir zaferi ile sonuçlanmadı, Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski korkup kaçmadı, Ukrayna ordusu ve halkı teslim olmadı direndiler ve direnmeye de devam ediyorlar.

Sahada da görünen o ki Rus ordusu hiç beklemediği çok sağlam bir tokat yedi resmen feleğini şaşırdı, son derecede ağır bir asker ve ekipman kaybı yaşadı. Bırakın karayı onca teknolojik ve sayısal üstünlüğüne rağmen hava ve denizde bile hâkimiyet kuramadı. Karadeniz’de hem amiral gemisi ve hem de daha birçok savaş gemisi vuruldu battı, birçok gemisi de batmasa bile ağır hasar aldı. Havada da onca ezici gücüne rağmen tam bir hâkimiyet kuramadı. Şu anda tek yapabildiği sağa sola, asker sivil hedef ayrımı yapmadan seyir füzeleri fırlatmak ki onlarında savaşın seyrini değiştirecek bir etkisi olmayacaktır.

Putin faşist bir diktatöre dönüşüp Rusya Federasyonunu bir diktatörlüğe dönüştürürken aynı geçmişte Hitler’e yaptıkları gibi Avrupa’daki devletlerin tereddüt edeceğini, korkup menfaatlerini ön plana çıkararak sessiz kalacaklarını düşünmüş olmalı. Oysa Avrupa geçmişte yaşadıklarından sağlam bir ders çıkarmış olmalı ki bu sefer tereddüt etmedi, korkmadı. Ukrayna direnince Ukrayna halkının ve yönetiminin yanında yer almaya çekinmedi, Ukrayna halkının egemenlik, bağımsızlık ve özgürlük arayışına tam destek verdi.

Rusya’nın yanında sadece İran, Belarus ve benzeri birkaç diktatörlük yer aldı. Çin bile Rus saldırganlığının yanında tutum alamadı…

Türkiye’de ise bir Putin hayranlığıdır gidiyor özellikle Avrasyacı hayaller ile beyni yıkanmış bir kesim var ki onlar nerde ise Kadirov gibi Putin’in yanında asker olmaya hazırlar.

Ülkemizde uzun bir zamandır Amerikan karşıtlığı yükseliyor, elbette bu durumun epeyce haklı gerekçeleri de var ama Amerika’ya karşı olmak emperyalist hayaller peşinde koşan faşist diktatör Putin’in yanında yer almaya nasıl neden olabilir?

Ortada bu kadar barbarca ve haksız bir saldırı varken, kim hangi akla dayanarak bu saldırgan tutumu mazur görebilir ki?

Bugün Ukrayna’ya saldırmak için Putin’in kullandığı gerekçeler yarın diğer Türk Cumhuriyetleri, eski doğu bloku ülkeleri ve hatta Türkiye’ye karşı da rahatlıkla kullanılamaz mı?

Kılıçdaroğlu’nun bu tespiti ve çıkışı işte bu yüzden çok ama çok isabetli ve önemlidir diktatör Putin bu gün durdurulmalıdır yoksa emin olun yarın çok geç olacaktır…