Koskoca Türkiye Cumhuriyeti’nin 776.000 kilometrekarelik alanında maden çıkaracak yer kalmamış gibi, zeytinliklerden maden çıkarmaya çalışılıyor. Bana göre bu yerlere ruhsat verenler ilk suçludur. Kanunen buraları yasaklamayan milletvekilleri de suçludur. Bile bile burada maden çıkarmak için bir zeytin ağacına zarar veren, en büyük suçu işliyordur.
Kos koca Türkiye’de zeytinlikler dışında yer mi yok da buraları yok etmeye kalkışıyorlar? Bu, bana göre doğaya ihanettir. Bu işe izin veren ve izin isteyen herkes, vatana ve doğaya ihanetten cezalandırılmalıdır. Eğer bu bugün yapılmazsa, iktidar değişir değişmez bu kişiler yargılanmalı, buradan elde edilen tüm kazançlara el konulmalı ve ilgili herkes çok ağır cezalara çarptırılmalıdır.
Akıl alır gibi değil. Binlerce insan mağdur ediliyor. Bu insanlar çok zor şartlar altında Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne gelip, oylarıyla seçtikleri milletvekilleriyle görüşmek istiyor; ancak ne yazık ki vekiller sahip çıkmıyor, dertlerini dinlemiyor.
Kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim’de, zeytinin önemi Nur Suresi’nde anlatılır. Allah, göklerin ve yerin nurudur; onun nuru, ne doğuya ne batıya ait olan mübarek bir zeytin ağacından tutuşturulmuştur. Allah’ın nurunun bu ağacın yağıyla aydınlatıldığı ifade edilir. Zeytin ağacı, binlerce yıl yaşayabilir. Yaprakları kaynatılıp içildiğinde şeker hastalığına iyi gelir. Yağı enerji kaynağıdır, adeta ilaçtır. Cildi güzelleştirir, saç dökülmesini önler. Her derde devadır. Bu kadar kıymetli bir ağacın her şeyden fazla korunması gerekirken, başka yer yokmuş gibi maden uğruna yok edilmesi, Allah’ın koruması altındaki bir ağaca zarar vermektir. Bu da Allah’a karşı gelmek, O’nun mucizesini inkâr etmektir. En büyük günahtır.
Ben madenlere karşı değilim; sadece doğru alanların seçilmesinden yanayım. Tabiata zarar verilmemelidir. Doğu Anadolu’nun her tarafı maden doludur. Tarıma ve hayvancılığa zarar verilmeyecek alanlarda maden çıkarılması isabetli olur. Güneydoğu’nun her karışı petrol madenidir; gidin oraları değerlendirin.
Türkiye Cumhuriyeti’ni bölme projesi olan Büyük Ortadoğu Projesi’nin eş başkanı Ahmet Davutoğlu’nun ne yaptığını ve neye hizmet ettiğini iyi düşünmesi gerekir. Eğer tüm bunları bilerek yaptıysa, Sayın Cumhurbaşkanımızın onu görevden alması isabetli bir karardır ve bugün neden muhatap kabul edilmediği anlaşılır.
Bir kişi suçlu ya da suçsuz olsun; kesin yargı kararı çıkmadan önce cezaevinde değil, ev hapsinde tutulması daha uygundur diye düşünüyorum. “Ne oldum?” demeden, “Ne olacağım?” demeli. Allah kimseye zor hastalık vermesin, çok zor bir durum. Sağlıklı insanlar bu durumları anlayamaz. Eğer gerçekten suçsuzlarsa, onlara iftira atanlar bu dünyada da, kabirde de, ahirette de en büyük cezaya çarptırılacaktır.
İsrail-İran savaşı, dünya tarihinde bir ilktir. Bu zamana kadar hiçbir savaş, bir milletin en üst düzey komutanlarının ve bilim insanlarının şehit edilmesiyle başlamamıştır. Yüz milyondan fazla insanın yaşadığı, Türkiye’nin iki katı büyüklüğündeki topraklara sahip İran’ın bunu kabullenmesi kolay değildir.
Daha önceki makalelerimde de yazdım; Sayın Cumhurbaşkanımızı uyardım. “Bir insana en büyük zararı, en yakındakiler verir,” dedim. İran’da bu saldırıların yerleri, büyük ihtimalle en yakınlar tarafından sızdırıldı. Bu yüzden kimseye tamamen güvenilmemelidir.
İsrail, ABD’yi arkasına alıp kendini güçlü zannetse de savaşın kendisi uzun ve acısı hiç sönmeyen bir felakettir. Temennim, bu savaşın uzamaması ve Çin’in işin içine girmemesidir. İsrail atom bombasına güveniyor olabilir ama bu silahın zararı tüm dünyaya olur. Bu da tüm dünyayı karşısına almasına neden olur.
Eğer bu savaş uzarsa, en büyük zararı İsrail görecektir. İsrail halkı, Netanyahu’nun hatasını kabul etmez; sonunda onu yargı önüne çıkarır diye düşünüyorum. Belki o zaman barış sağlanır; dinler ve ırklar arasındaki ayrımlar ikinci planda kalır.
Bayan Voleybol Takımımızın Brezilya’ya şanssız bir günde mağlup olması bizleri üzmedi. Meleklerimize, kızlarımıza inancımız sonsuz. Onların dünyada kimseye boyun eğmeyecek kadar güçlü olduklarını biliyoruz. Üçüncü setin sonunda atılan servisin içeri düşmesi, büyük bir şanssızlıktı. Neyse, sağlık olsun.
Bence kızlarımız en büyük, en muhteşem takım. Hepsini; bizleri tüm dünyada temsil ettikleri ve yücelttikleri için kutluyor, gözlerinden öpüyorum. Allah ne murat ederlerse versin.
Dilerseniz bu metni haber formatında ya da köşe yazısı gibi biçimlendirerek de düzenleyebilirim.