10 Kasım, işgal altında bulunan Osmanlı Devleti’ni kurtararak bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrıldığı gündür.

Atatürk bedenen aramızdan ayrılsa da, ben onun ruhunun bizleri hiç ara vermeden izlediğine ve sonsuza kadar kurduğu Cumhuriyet’i koruyacağına yürekten inanıyorum.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk, kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nde halkla doğrudan iletişim kurar, halkın arasına karışır, sorunlarını bizzat dinlerdi. Karşılaştığı problemlere hiç vakit kaybetmeden çözüm bulurdu.
Size Gazi’yi anlatmaya kalksam, binlerce sayfa yazmam gerekir.
Bu kutsal topraklarda yaşayan, bu toprakların nimetlerinden faydalanan, Cumhuriyet sayesinde makam, mevki ve servet sahibi olan herkesin Atatürk’e minnet duyması gerekir.
Ne yazık ki, sayıları milyonda bir olsa da, Atatürk’e hakaret edenleri lanetliyorum.

Onlara İbrahim Suresi 42-43. ayetleri hatırlatmak istiyorum:“Allah’ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! O, yalnızca onların işlerini, gözlerin dehşetten fırlayacağı bir güne erteliyor. O gün gözler donuklaşmış, başlar yukarı kalkmış, bakışlar bir noktaya sabitlenmiş, zihinler bomboş halde toplanma yerine koşarlar.”

Bu ayet, Atatürk’e hakaret edenlerin er ya da geç ilahi adaletle karşılaşacağını açıkça anlatıyor — tabii anlayabilenlere.

Kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’in Neml Suresi 80. ayetinde de şöyle buyruluyor: “Şüphesiz sen ölülere işittiremezsin.”

Bu nedenle, Atatürk’e hakaret edenler ne söylenirse söylensin, gerçeği duymayacak kadar kalpleri mühürlenmiştir.
Ancak Allah duyar.

Bana göre Atatürk, Allah katında koruma altına alınmış müstesna bir insandır.
Yaptıklarına bakıldığında, onun başardıklarının normal bir insanın gücüyle yapılması neredeyse imkânsızdır.

Nasıl ki Hz. Muhammed Allah’ın koruması altında İslam’ı yaymış, Kur’an-ı Kerim Allah tarafından korunmuşsa;
Gazi Mustafa Kemal Atatürk de Allah’ın koruması sayesinde bu toprakları işgalden kurtarıp bizlere bağımsız bir Türkiye Cumhuriyeti armağan etmiştir.

Ben buna inanıyorum, çünkü Atatürk; büyük bölümü okuma yazma bilmeyen, yoksul bir toplumu alıp kısa sürede muasır medeniyetler seviyesine ulaştırmak için Allah’ın lütfuna, korumasına ve olağanüstü zekâsına sahipti.
O, etrafına topladığı vatansever, ahlaklı ve zeki insanlarla birlikte çok çalışarak devrimler gerçekleştirdi;
birçok alanda dünyaya örnek olan bir lider ve dahiydi.
Bütün dünya Atatürk’ün bir dahi olduğunu söylerken, bunu görmeyenler ancak kendi körlüklerinin kurbanıdır.
Ben inanıyorum ki, o nankör ve vicdansızlar hem bu dünyada hem de ahirette hak ettikleri cezayı çekeceklerdir.

Bugün 10 Kasım, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılışının 87’nci yılı.
Kalbimizde sonsuza kadar yaşayacak olan Atamızı, dua ile ve minnetle anıyoruz.

Atam, sen yattığın yerde rahat ol.
Kurduğun bu Cumhuriyet, bir kişi dahi kalsa sonsuza kadar payidar kalacaktır.

Atam, Allah’ın rahmeti üzerine olsun. Ruhun şad, mekânın cennet olsun.