Televizyonlarda ortak yayınlanan programda en büyük bağışı yapan Merkez Bankası’nın Başkanı Şahap Kavcıoğlu, ” Eğer bu parayı...

Televizyonlarda ortak yayınlanan programda en büyük bağışı yapan Merkez Bankası’nın Başkanı Şahap Kavcıoğlu, ” Eğer bu parayı Hazine’ye aktarsaydık, Hazine başka bir alanda kullanabilirdi. Biz bu payı direkt olarak deprem bölgesine tahsis ettik” ifadelerini kullandı.

Vallahi bu söz kavgada düşmana söylenmez…

Emin olun böyle bir sözü böyle bir halde bana babam söylese dönüp bir daha onun yüzüne bile bakmam!

Bakalım bakalım Nureddin Nebati ne yapacak, bu hakareti hazmedip sindirebilecek mi?

Ha bu hakareti hazmedebilirse emin olun midesi çok geniş biridir…

Bir hazine düşünün deprem için gereken parayı götürüp başka işlere harcayacak mümkün müdür?

Ha derseniz ki bunlar mesai arkadaşı, birbirlerini iyi tanır, kimin ne yapacağını huyunu suyunu bilir. Kavcıoğlu’da Nurettin Nebatiyi tanıyor, biliyor bu yüzden de depremzedeler için gerekli olan paraların başka başka işlere kullanılacağından korkuyor, korkusunda haklı o yüzden doğrudan doğruya AFAD’a veriyor buna da ben bir şey diyemem elbette.

Lakin yahu ortada birde reyiz yok mu?

Zat-ı şahaneleri; tek adam, tek patron, tek yetkili, her şey onun imzasına bakıyor değil mi?

Nureddin Nebati’nin bu deprem anında bile onun yanında, gölgesinde görünebilmek için nasıl uğraştığını, onu iteleyip, bunu kakalayıp Binali Yıldırımın önüne nasıl geçtiğini televizyonlarda görmedik mi?

Reyiz varken Nureddin Nebati onun talimatı dışında bu paraları amaç dışı kullanabilir mi?

Reyiz başka başka yerlere harcamak isterse zaten AFAD’da onun emrinde değil mi?

Ha hazine ha AFAD ne fark eder?

Bu arada bu bağışların yasa dışı, Bankacılık Kanununun 59. Maddesine aykırı olduğunu, bağışları yasal hale getirmek için çıkarılan Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin de anayasaya aykırı olduğunu buradan bir kere daha hatırlatmak isterim.

Bu arada AFAD’ın deprem öncesi hazırlıklarda ve deprem sonrası müdahalede nasıl başarısız olduğunu, ne kadar büyük bir beceriksizlik sergilediğini bu yüzden yaşama tutunması gereken, kurtarılabilecek binlerce insanın enkaz altında kurtarılmayı beklerken nasıl öldüğünü hep beraber görmedik mi?

Bu kadar beceriksizliğe imza atan, bu kadar yetersiz kalan AFAD’ın bu paraları çar çur etmeyeceğinden, hakkı ile doğru yerlerde kullanabileceğinden emin olabilir miyiz?

Bunu AFAD’ın bağlı olduğu İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’da açık ve net olarak ifade etti ve “AFAD’ın toplam personel sayısı 7 bin 300’dür. Takdir edilir ki 7 bin 300 personelle Türkiye’deki bu büyük afeti veya herhangi bir afeti yönetebilmek mümkün değildir.” Demedi mi?

O zaman Soylu’ya kardeşim madem yetersiz bu sayı neden bu işi biz yaparız diye ortaya çıktınız, bu zorlu göreve soyundunuz?

Soylu’yu dinleyen de sanır ki iktidara yeni geldiler, ellerini bir tutan vardı!

Adamlar yirmi küsur yıldır tek başına iktidarlar ama hala mızmızlanıp duruyor, başarısızlıklarına mazeret arıyorlar.

Soylu’ya hem de büyük Marmara depremi beklenirken niye gerekli olan kadroyu oluşturmadın? Kim elini kolunu bağladı diye sormamız gerekmez mi?

99 yılında yaşanan iki deprem bu ülkede yaşayan herkese deprem sonrası müdahalenin ne kadar zor bir iş olduğunu göstermişti!

Önünüzde bu örnekler varken bu örneklerden ders almayıp sonra yetersiz kaldık diye sızlanarak, mazeret uydurmak kabul edilebilir mi?

Normal demokratik bir ülkede, az biraz utanması olan insanlar arasında yaşıyor olsak emin olun kimse laga luga yapmaz, başta Süleyman Soylu olmak üzere görevini hakkı ile yerine getiremeyen tüm sorumlu politikacı ve bürokratlar istifa ederdi…