Yaşar Kemal denildiğinde, okuyan insanın aklına, hemen romancı Yaşar Kemal gelir. Bunda Yaşar Kemal’in yazdığı romanlar...
Yaşar Kemal denildiğinde, okuyan insanın aklına, hemen romancı Yaşar Kemal gelir. Bunda Yaşar Kemal’in yazdığı romanlar aracılığıyla tanınmış olması etkendir. Halbuki Yaşar Kemal, ilk yıllarında röportajlarıyla uzun süre gündemde kalmıştır. Onun 1951-1963 yılları arasında, adeta yaşayarak yaptığı röportajlar, Cumhuriyet gazetesinde yayımlanmış ve kendisine yeni ufuklar açmıştır.
Yaşar Kemal’in yaşayarak yazdığı bu röportajlar, romanlarının ve öykülerinin temelini oluşturmuştur. Yazdığı öykü ve romanlarda röportajların izi açıkça görülür. Yine roman ve öykülerindeki doğa ve insan betimlemeleri de röportajlarında yer alır. Neredeyse bir fotoğraf makinesi gibi doğayı ve insanı betimler. Bir konuşmasında da belirttiği gibi ‘’Ne kadar röportaj yaptımsa, onu sonuna kadar yaşadım diyebilirim’’ sözleriyle yaptığı her röportajda, âdeta yaşamıştır. Kâh kaçakçılarla, kâh evi depremden yıkılanlarla ölüm tehlikeleri atlatmıştır.
Peki Yaşar Kemal, röportaj yazarlığına nasıl başladı ?… Adana’nın Kadirli ilçesinde, arzuhalcilik yaparken, yerel bir gazetede yazdığı bir yazı yüzünden adı komüniste çıkar ve orada iş yapamaz hale gelir. O günlerde tanıştığı Dino kardeşler (Abidin ve Arif) Yaşar Kemal’in Cumhuriyet gazetesine girmesine aracı olurlar. Bu o kadar kolay değildir. Üstü başı perişan bir halde gittiği Cumhuriyet gazetesinin kapıcısı Tahsin amca, kendisini bir türlü Nadir Nadi ile görüştürmez. Çünkü giyimini beğenmemiştir. Birkaç kere gidip geldikten sonra nihayet Nadir Nadi ile görüşür. Nadir Nadi, Yaşar Kemal’i Doğan Nadi’ye gönderir. Doğan Nadi, kendisini çok iyi karşılar, çünkü Nadir Nadi Yaşar Kemal’i ona çok iyi anlatmıştır. Aralarında şu konuşma geçer.
‘’Doğan Nadi : Nadir senden bana çok övgüyle söz etti. Yahu senin gibi güzel Türkçe yazan hiç kimse yokmuş Türkiye’de, doğru mu ?
Yaşar Kemal : Estağfurullah.
Doğan Nadi : Hadi hadi, Nadir Türkçe’den anlar. Şimdi sen Diyarbakır’a röportaj yapmaya gidiyormuşsun. Nadir öyle söyledi. Ben sana iki şey söyleyeceğim, dinlersen iyi olur. Bir, dizi röportajlarını öyle uzatma, dizideki her röportajın ayrı bir konusu olsun. Her röportaj bağımsız olsun. Röportaj romana, hikayeye, habere falan benzemez, röportaj okutmak en zor iştir. İki, bir de Anadolu’dan gönderdiğin röportajları benim adıma göndereceksin. Yazı işlerine ben vereceğim. Şimdi seni Cevat Fehmi’ye gönderirdim ya o izinde, dönünce tanışırsınız. Güle güle.’’ (1)
Böylece Yaşar Kemal Cumhuriyet gazetesinde röportajlar yazmaya başlar. Doğan Nadi yanılmıştır. Gazetede en çok okunan bölüm, Yaşar Kemal’in yazdığı röportajlardır. Kemal Sadık Göğçeli olan adı da Cevat Fehmi Başkut tarafından Yaşar Kemal olarak değiştirilmiştir. Bundan sonra, yazdığı her yazıda bu adı kullanacak ve Yaşar Kemal olarak tanınacaktır.
Yazdığı röportajların çoğu, dönemin DP Hükümeti tarafından tepki ile karşılanır. Kendisinden okuyalım o tepkileri ve sonucunu : ‘’Bizde röportaj gelişemezdi. Bizim politikamız uzun yıllar gerçeğe varmak değil, gerçeği örtmek oldu. Ben doğudaki mağaralarda yaşayan insanları yazdığım zaman kıyametler koptu. Az daha gazeteden kovduruyordu beni o çağın hükümeti. Bereket versin ki Nadir Nadi’yle Cevat Fehmi dayattılar. (…) Cumhuriyetin başında Nadir Nadi gibi, Cevat Fehmi gibi anlayışlı, özgürlük yanlısı kişiler olmasaydı ben Cumhuriyette değil on iki yıl, on iki dakika kalamazdım.’’ (2)
İlk röportajını 17.5 – 20.7. 1951 tarihleri arasında kendi deyimiyle ‘’… akrepler şehri, gül şehri, karpuz şehri, …. yeni yapılacak otelleri, eşsiz tabiatıyla turist şehri, … tezatlar şehri’’ olan Diyarbakır’dan yollar.
Daha sonra Cumhuriyet’te, kendisini ‘’Adana’lı Kaçakçı Hasan’’ olarak tanıttığı ve ölümü bile göze alarak kaçakçılık yaptığı ‘’Kaçakçılar Arasında 25 Gün’’ röportajını yayımlar. Bundan sonra sırasıyla ‘’Görülmemiş Lüfer Akını’’, ‘’Sait Faik’le Görüşme’’, ‘’Mağara İnsanları’’, ‘’Sahaflar Çarşısı’’, ‘’Füreya’nın Çini Cenneti’’, ‘’Yanan Ormanlarda Elli Gün’’, ‘’Peri Bacaları’’ ve ‘’Neden Geliyorlar’’ başlıklı röportajları yayımlanır.
Her röportajında, toplumun bir yarasına parmak basar Yaşar Kemal. Yazığı röportajlarda ‘’Kaçakçılık olayına, balıkçıların sorunlarına, mağara insanlarına, Füreya’nın Çinilerine, tarla elde etmek için yakılıp yok olan ormanlara, peri bacalarının durumuna ve İstanbul’a göçe’’ parmak basar.
NOTLAR :
Yaşar Kemal Kendini Anlatıyor. Alain Bosquet ile Görüşmeler, Yapı Kredi Yayınları, 1.baskı, İstanbul, Ocak 2004, s.63
Yaşar Kemal Röportaj Yazarlığında 60 Yıl, Yapı Kredi Yayınları, 1.baskı, İstanbul 2011, s.9