Bugün sizlerle Levn’nin “Tekerleme” şiirini ve bu şiire nazire olarak yazılan Bülent Ecevit’in “Uyum” şiirini paylaşacağım.

Levni’nin Tekerleme şiirini ilk defa Ruhi Su’nun “Pir Sultan’dan Levni’ye” adlı uzunçalarında dinledim. Sözlerdeki uyum beni çok etkilemişti. Ruhi Su’nun o muhteşem sesiyle yorumladığı türküyü yazmadan önce sizlere Levni’yi tanıtmak isterim.

Levni’nin doğum tarihi kesin olarak bilinmemektedir. 17. Yüzyıl sonuna doğru Edirne’de doğduğu tahmin edilmektedir. 1732 yılında İstanbul’da yaşama veda etmiştir. Asıl adı Abdülcelil Çelebi olup yaşadığı dönemin en ünlü minyatür sanatçısıdır. Bu yüzden kendisine “Levni” adı verilmiştir. Osmanlı döneminin minyatür sanatındaki son temsilcilerinden biri olan Levni, aynı zamanda iyi bir halk şairidir.

Osmanlı’nın Lale Devri'nde yaşamış olan sanatçı, Osmanlı minyatür sanatının son büyük temsilcisidir. Levni, Osmanlı minyatür sanatına renk, perspektif, betimleme anlayışı ve natüralist öğeleriyle yenilikler getiren bir sanatçıdır. Padişah III. Ahmet'in şehzadelerinin 1720'deki sünnet düğünün anlatan “Surname-i Vehbi” adlı eseri süsleyen minyatürleri Levni'nin en ünlü eserleri arasındadır.

Levnî'nin günümüze ulaşan yirmi kadar şiiri vardır. Bunlardan “Tekerleme” Ruhi Su tarafından seslendirilerek müzik severlere ulaşmıştır. Sözlerdeki uyumdan etkilenen Bülent Ecevit, Levni’ye nazire olarak “Uyum” şiirini yazmıştır.

Yaşamı ve eğitimi hakkında fazla bir bilgi yoktur. Genç yaşta İstanbul'a giderek Topkapı Sarayı'ndaki nakkaşhanede tezhip öğrendiği ve II. Mustafa zamanında sarayın başnakkaşlığına getirildiği bilinmektedir. III. Ahmet döneminde de bu görevini sürdürmüştür. 1732 yılında yaşamını yitiren Levni’nin mezarının Eyüp’te bulunan Otlakçılar Camii yakınlarına defnedildiği sanılıyor. Mezarının nerede olduğu tespit edilememiştir.

Tekerleme nedir? Bu konuda Emin Özdemir’in tanımına başvuracağım. “Kimi sözcüklerin, seslerin yinelenmesi, ölçü, uyak gibi öğelere bağlı kalınması yoluyla oluşturulan analmlı ya da anlamsız, belirli bir konusu olmayan söz dizilerine verilen ad. Belirleyici özelliği, ‘herhangi bir anakonudan yoksun oluşudur.” Pertev Naili Boratav ise,”Tekerleme başuyaklar ve uyaklarla elde edilen ses oyunlarıyla ve çağrışımlarla birbirine bağlanıvermiş, belirli bir şiir düzenine uydurulmuş, birbirini tutmaz birtakım hayallerle düşüncelerin sıralanmasından meydana gelmiştir.” diyor tekerleme için. (Emin Özdemir Edebiyat Sözlüğü sayfa 352 Bilgi Yayınevi)

Önce Levni’nin “Tekerleme” şiirini, ardından Bülent Ecevit’in “Uyum” şiirini sizlerle paylaşarak yazımı sonlandırırken her zaman olduğu gibi bol şiir okumalı günler diliyorum.

TEKERLEME

Çiçeğe arı, arıya asel/Abdala boru, boruya gazel/Şaire türkü, türküye güzel/Güzele gerdan, ne güzel uymuş!

Kavuğa sarık, sarığa sümbül/Köçeğe yanak, yanağa kâkül/Bahçeye güllük, güllüğe bülbül/Bülbüle efgan, ne güzel uymuş!

Yemeğe sahan, sahana kaly/Fakire kibar, kibara saray/Hünkâra vezir, vezire alay

Alaya kaftan, ne güzel uymuş!

UYUM

boşluğa bulut buluta yağmur/yağmura toprak ne güzel uymuş

gündüze güneş güneşe tarla/tarlaya başak ne güzel uymuş

başağa buğday buğdaya insan/insana emek ne güzel uymuş

emeğe eylem eyleme yürek/yüreğe sevgi ne güzel uymuş