Yalçın Gül’ün ilk öykü kitabı Barış Kitap tarafından Mayıs 2025 de yayınlandı. Kitabın adı, “Düğmeci & İşçi Öyküleri” adını taşıyor. Kitapta işçilerin yaşamlarından alınmış 14 Öykü var. Bunlar sırasıyla: “Gorki’yi Okumak, Düğmeci, Gerçek Dostluk, Küçük Usta, Sait, Cemil Abi, Dayı, Yolda, Grev Kararı, Tayfun, Melek, Bir İş Kazası, Bir Aşk Hikayesi ve Göçmen Çocuk”
Kitabın alt başlığından da anlaşılacağı gibi öyküler işçilerin yaşamlarına ayna tutuyor. Zaten işçi öyküleri yaşanmadan yazılacak öyküler değildir. İlk kitabı olmasına karşın olay örgüleri, anlatımı ile rahatça okunacak bir kitap. Akıcı bir dille yazıldığından, kolayca okunuyor. Siteler ve Altındağ’da geçen öyküler, adı geçen yerlerin sıkıntılarını ve yaşam koşullarını bize anlatıyor.


Kısaca işçi öyküleri nedir? Bunu sizlerle paylaşmak istiyorum. İşçi öyküleri, edebiyatın toplumla kurduğu en doğrudan ve gerçekçi alanlardan biridir. Toplumsal sınıf ayrımlarını, emek-sermaye çelişkisini, sömürüyü ve dayanışmayı konu edinen bu öyküler, genellikle alt sınıfların sesi olmayı amaçlar. Bu tür öyküler yalnızca bireysel öyküleri anlatmakla kalmaz; aynı zamanda tarihsel, ekonomik ve kültürel bir arka plan sunarak toplumsal yapıyı sorgular.


İşçi edebiyatı, özellikle sanayi devrimi sonrasında belirginleşmeye başlamıştır. Fabrikaların, maden ocaklarının ve büyük şehirlerin kıyısında oluşan emekçi sınıf, edebiyatın da ilgi alanına girmiştir. Türkiye’de ise işçi öykülerinin temelini 20. Yüzyılın ortalarından itibaren gerçekçi yazarlar atmıştır. Orhan Kemal, Kemal Tahir, Yaşar Kemal ve Aziz Nesin gibi isimler, işçi sınıfının yaşam mücadelesini, sömürüye karşı direnişini edebiyata taşımışlardır.


İşçi öykülerinde öne çıkan başlıca temalar arasında adaletsizlik, yoksulluk, sınıf mücadelesi, sendikal örgütlenme, dayanışma ve direniş yer alır. Yalçın Gül, öykülerinde sade ve yalın bir dil kullanmaktadır. Çünkü anlatılmak istenen gerçeklik, okuyucunun doğrudan anlaya bileceği bir şekilde sunulmalıdır. Gül bunu çok güzel dile getiriyor. İşçi öyküsü yazarları, karakterlerin duygularını ve düşüncelerini büyük bir içtenlikle aktarırken, aynı zamanda sistem eleştirisini de ustalıkla işlerler. Gül’ün öykülerinde de bu gözlenmektedir.
İşçi öyküleri, sadece bir edebi tür olarak değil, aynı zamanda bir toplumsal bilinçlenme aracı olarak da önemlidir. Bu öyküler aracılığıyla görünmeyen ya da görmezden gelinen hayatlar, Gül’ün öykülerinde olduğu gibi görünür kılınır. İşçilerin yaşadığı zorluklar, hak mücadeleleri ve insan onuruna yaraşır bir yaşam arayışları, okuyucunun empati kurmasına olanak tanır.


İşçi öyküleri, edebiyatın sadece bireysel duygularla sınırlı olmadığını, toplumsal dönüşümlerde de etkin bir rol üstlenebileceğini gösterir. Bugün de hâlâ, geçici işçilikten göçmen emeğine, kayıt dışı çalışmadan iş cinayetlerine kadar pek çok güncel mesele, işçi öykülerine konu olmaktadır. Soma ve maden kazaları üzerine birçok öykü ve şiir yazılmıştır ve yazılmaya da devam ediyor. Bu öyküler ve şiirler, emeğin değerini, insanın direncini ve adalet arayışını anlatmaktadır.
Dünya edebiyatında işçi öyküsü yazan yazarlar ve eserleri; Fransız edebiyatında Emile Zola (Germinal), Rus edebiyatında Maxim Gorki (Ana), Amerikan edebiyatında John Steinbeck (Gazap Üzümleri, Fareler ve İnsanlar), Upton Sinclair (The Jungle), Jack London (Demir Ökçe, Martin Eden), İngiliz edebiyatında George Orwell (Wigan İskelesi Yolu), Çin edebiyatında Lu Xun (Lu aynı zamanda Çin modern edebiyatının kurucusudur. Köylülerin ve emekçilerin sorunlarına odaklanan öyküler yazmıştır.) İtalyan edebiyatında Cesare Pavese (Leuko ile Söyleşiler) ve Norveç edebiyatında Henrik İbsen ilk akla gelenlerdir.


Bizde işçi öykücülüğü özellikle 1950’lerden itibaren daha da gelişmiştir. 1970’li yıllarda sol düşüncenin etkisiyle birçok dergide işçi öyküleri yayınlanmıştır. Bu dönemde dergilerde çıkan öykülerle tanınan pek çok yazar da vardır. Türk edebiyatında işçi öyküsü yazanlar ve eserlerine gelince; Orhan Kemal (Ekmek Kavgası, Baba Evi), Yaşar Kemal (Sarı Sıcak), Kemal Tahir, Sait Faik Abasıyanık (Lüzumsuz Adam, Semaver), Sabahattin Ali (Kağnı, Ses, Yeni Dünya), Rıfat Ilgaz (Radarın Anahtarı, Karartma Geceleri), Muzaffer İzgü, Dursun Akçam, Gülten Dayıoğlu bunların başında gelmektedir.
İlk kitabı olmasına karşın Gül, toplumun nabzını tutmaya çalışıyor. Gül’ü kutluyor, başarılarının devamını diliyorum.