Ülke edebiyatlarını anlatan kitapları okurken o ülkenin tüm edebiyat geçmişini öğrenmek beni çok heyecanlandırır. Adı geçen ülkenin edebiyatı hakkında yeni şeyler öğrenmenin ötesinde, sanki o ülkenin yazarlarının yaşamının içinde bulurum kendimi. Bunu yıllar önce Mina Urgan’ın “İngiliz Edebiyatı Tarihi” (Yapı Kredi Yayınları) kitabını okurken yaşamıştım. İngilizce öğretmeni olmam nedeniyle kitabı birkaç kere okumuştum. Gerekli notlarımı almış ve kitabı okumak isteyenlerle paylaşmıştım.


Ataol Behramoğlu’nun yılların birikimi ve araştırmasıyla yazdığı “Rus Edebiyatı Tarihi” (İş Bankası Yayınları) kitabını da aynı heyecanla okudum. Gerekli notlarımı da almayı sürdürdüm. Bu kitaptan da yeni yeni şeyler öğrendim. Örneğin, Aleksandr Nikoloyeviç Radişçev’in 1780-1788 yılları arasını kapsayan “Petersburg’tan Moskova’ya Yolculuk” kitabının Rus edebiyatında yayınlanan ilk yolculuk kitabı olduğunu öğrendim.
Ancak beni en çok etkileyen ve öğrendiğim zaman hemen not aldığım Aleksandr Griboyedov’un “Akıldan Bela” kitabının Rus edebiyatından Türkçe’ye çevrilen ilk Rus edebiyatı ürünü olduğunu öğrenmek oldu. Daha öncede duymuştum ama Behramoğlu’nun çalışması beni doğruladı. Bazı kaynaklarda bu kitabın Türkçe’ye 1945 yılında çevrildiği belirtiliyordu. Behramoğlu’nun kitabındaki bilgiye göre –benim de bildiğim- bu kitap ilk olarak 1883 yılında Mehmet Murat tarafından çevrilmişti. Biraz önce değindiğim, 1945 yılında Zeynel Akkoç ve Şahap Sıtkı İlter tarafından MEB (Milli Eğitim Bakanlığı) klasikleri arasında yayınlanan kitap ikinci çevirisidir. Son olarak 2011 yılında (İkarus yayınları) Cenk Gündoğdu ve Engin Toprak tarafından Türkçe’ye çevrilmiştir.


“Akıldan Bela” bir tiyatro oyunudur ve yazarın tek eseridir. Oyunun başrolündeki karakter olan Aleksandr Andreyeviç Çatski, cehalet, ahlaksızlık, yalan, rüşvet, çıkarcılık, iki yüzlülük gibi devletin ve toplumun her kesimini kemiren suç niteliğindeki aksaklıklara karşı bunların tam tersi değerleri savunan genç bir aristokrattır. Karşısındaki karakterler ise eski kuşaktan, büyük toprak sahibi ve bürokrat, aynı zamanda Çatski’nin çocukluk aşkı Sofia’nın babası Famusov, onun özel yazmanı Molçalin ve var olan düzenin savunucusu Skalozub’tur.


Oyunun ilk bölümünde Çatski ile Famusov’un yakınlaşması insani bir sıcaklığın algılanması gibi algılanır. Ancak oyunun ileri aşamalarında iki karşıt görüşün uzlaşmazlığı bu sıcaklığı yok edip güçlü bir yabancılaşmaya bırakır.
Çatski iyi eğitim görmüş ve çağdaş düşüncenin uzlaşmaz ve yılmaz bir savunucusudur. Bu yüzden karşıtı olan kişilerle kolay kolay anlaşamaz. Sofia, Çatski gibi çok iyi bir eğitim almış bir genç kızdır. Ancak Çatski’nin kendisine duyduğu aşka, ilerici ve aydınlık görüşlerine değer vermez. Zayıf bir kişilik olan, sınıf atlamak isteyen babasının özel yazmanı Molçalin’e yakınlık duyar.


Oyunun yazarı Aleksandr Sergeyeviç Griboyedov kimdir? “Rus Edebiyatı Tarihi” kitabının 117.sayfasında Griboyedov, Behramoğlu tarafından şöyle tanıtılıyor: “Griboyedov asker bir babanın oğlu olarak Moskova’da doğdu. Ev eğitimini müzisyen olan annesinin denetiminde ve mürebbiyelerden aldı. Erken yaşlarında yabancı diller ve üstün derecede piyano çalmayı öğrendi. Moskova Üniversitesi’nde filoloji, hukuk, matematik öğrenimi gördü. Anayurt Savaşı sırasında doktora eğitimini bırakarak orduya katıldı. 1816’da ordudan ayrılarak Dışişleri Bakanlığı’nda çalışmaya başladı. Aynı bakanlıkça 1818’de Tahran’da, daha sonra Gürcistan’da görevlendirildi. Edebiyat (şiir ve özellikle tiyatro) alanında çalışmalarının yanı sıra valsler besteledi, genellikle vodvil türünde oyunlara besteler yaptı. ‘Akıldan Bela’yı 1821 de Gürcistan’da yazmaya başladı.

1823 yılında Moskova’da başyapıt üzerinde çalışmayı sürdürürken şiir, müzik ve manzum tiyatro alanında başkaca ürünler de vermekteydi”
Çar karşıtı çeşitli derneklere katılan Griboyedov, 1826 yılında tutuklanır. Ancak herhangi bir kanıt bulunamadığından serbest bırakılır. Rusya İran antlaşmasının hazırlanmasında görev alır. Bu antlaşmadaki ve diplomasi alanındaki başarılarından dolayı 1829’da tekrar Tahran’da elçi olarak görevlendirilir. Tahran’da antlaşmaya karşı olan fanatik dinci bir kalabalığın elçiliğe saldırısı sırasında yaşamını kaybeder. 1795-1829 yılları arasında yaşayan ve çok genç yaşta ölen Griboyedov’un “Akıldan Bela” kitabı Rus edebiyatında ona sağlam bir yer edindirmiştir.
Ataol Behramoğlu’nu bu çalışmasından dolayı kutluyor, edebiyat meraklısı herkesin kitaplığında bulunması gereken “Rus Edebiyatı tarihi” kitabını okumanızı öneriyorum.