Sümer TAŞKIRAN
Milli Eğitim Bakanlığı bu yıl eğitim sisteminde dikkat çeken düzenlemelere imza attı. Kamuoyunda “yenilikten çok eskiye dönüş” olarak yorumlanan düzenlemelerin başında tek tip kıyafet uygulaması geliyor. Öğrenciler yeniden forma giyecek, ders sırasında öğretmen ve öğrencilerin cep telefonu kullanması yasaklanacak. Ayrıca ek kaynaklardan ödev ve sınav hazırlığı yapılmasına da izin verilmeyecek.
Geçtiğimiz yıl geri dönen sınıfta kalma uygulaması bu yıl da sürüyor. Liselerde devamsızlık ve temel derslerde başarısızlık durumunda öğrenciler sınıfta kalabilecek. Eğitim Uzmanı Murat Anar, Sonsöz’e verdiği özel demeçte, alınan kararları disiplin açısından olumlu bulduğunu ancak bunun tek başına yeterli olmadığını vurgulayarak, “Disiplin ve düzen önemli ama asıl mesele öğrenciyi yeteneklerine göre yönlendirmek. Biz herkese aynı kalıptan eğitim vermeye çalışıyoruz. Bu da çocukların potansiyelini köreltiyor" ifadelerini kullandı.
“12 YIL DEĞİL, 16 YIL ZORUNLU EĞİTİM"
Anar’a göre en çok tartışılması gereken konulardan biri zorunlu eğitim sistemi. Anar, “Türkiye’de 12 yıllık değil, aslında 14–16 yıla yayılan bir zorunlu eğitim söz konusu. Çocuğu 4–5 yaşında sisteme alıyoruz, 18–19 yaşında bırakıyoruz. Ama herkes akademik olmak zorunda değil. Balıktan kavağa çıkmasını beklemek haksızlık." şeklinde konuştu.
Eğitimciler, çocukların yeteneklerinin ilkokulun sonundan itibaren belirlenmesi gerektiğini savunuyor. Murat Anar da bu görüşe katıldığını belirterek şunları söyledi: “Bir öğrenci sporda çok iyi olabilir, bir diğeri marangozlukta yetenekli olabilir. Ama biz herkesi Türkçe, matematik, fizik üzerinden değerlendiriyoruz. Herkes doktor ya da avukat olacaksa aracı kim tamir edecek, tarımı kim yapacak?”
"LİSELER ÜÇ YILA İNMELİ, MESLEK LİSELERİNE AYRICALIK VERİLMELİ"
Lise süresinin dört yıl olmasının öğrenciler için zaman kaybı yarattığını da ifade eden Anar, “Lise eğitimi üç yıla inmeli. Özellikle meslek liselerinde öğrenciler dört yıl boyunca hem teorik hem pratik eğitim alıyor ama üniversiteye girişte diğer öğrencilerle aynı sınava giriyorlar. MTOK sistemi bu liselere de uygulanmalı. Böylece öğrenciler kendi alanlarında daha kolay ilerleyebilir." dedi.
FEN LİSELERİNDE SAYI ARTTI KALİTE DÜŞTÜ
Bir diğer eleştiri noktası ise Fen Liseleri. Murat Anar, sayının hızla arttığını ancak niteliğin düştüğünü belirtti. Anar, “Fen liseleri seçkin öğrencilerin yetişmesi için kuruldu ama artık bazı illerde düşük netlerle öğrenci alıyor. Ankara’da 13 fen lisesi var, Yozgat’ta 12. Bu dengesizlik kaliteyi düşürüyor ve üniversiteye geçişte başarısızlık getiriyor." ifadelerine yer verdi.
“GERÇEK SORUN YETENEK TEMELLİ SİSTEMİN OLMAYIŞI"
Son söz olarak Anar, eğitimde atılan adımların önemli olduğunu fakat asıl meselenin görmezden gelinmemesi gerektiğini dile getirdi: “Devlet fiziki ve maddi olarak çok güçlü okullar yaptı. Ama mesele öğrenciyi yeteneklerine göre yönlendirmek. Gerçek sorun, yetenek temelli sistemin olmayışıdır. Eğitim, çağın gereklerine göre yeniden düzenlenmeli.”