SÜMER TAŞKIRAN
Bilgiye erişimin sınırlı olduğu bir dönemde azmiyle kendi yolunu çizen bir kadın: Nermin Akbalaban Yılmaz. 1952 yılında Malatya’nın Darende ilçesine bağlı Balaban Kasabası’nda dünyaya gelen Yılmaz, ilkokul mezunu olmasına rağmen 2002 yılından bu yana kalemi elinden bırakmadı. “Darendeli” Gazetesi’nde yirmi yılı aşkın süredir köşe yazarlığı yapan Yılmaz, geçmiş yaşamları, yöresel gelenekleri ve unutulmaya yüz tutmuş yemekleri yazılarıyla geleceğe taşıdı.
Çocukluğunda kitaplara erişimin neredeyse imkânsız olduğunu anlatan Yılmaz, o günleri şöyle dile getiriyor: “İlkokuldan sonra okumaya devam edemedim. Kitap bulamıyordum. O yıllarda poşet yoktu, sebze meyveler kese kâğıtlarına sarılırdı. Ben o kese kâğıtlarını açar, gazete sayfalarındaki yazıları noktasına virgülüne kadar okurdum.”
Okuma tutkusunu yemek yapma hevesiyle birleştiren Yılmaz, bilgiye ulaşamadığı dönemde öğrenme açlığını mutfakta gidermeye başladı.
GAZ LAMBASI IŞIĞINDA BİTİRİLEN İLK ROMAN
“İlk okuduğum kitap Hıçkırık romanıydı. Çocuklarımı uyuttuktan sonra gece gaz lambası ışığında okumaya başladım. Sabah ezanı okunurken kitabı bitirdim. O günü hiç unutamam” diyen Yılmaz, o anı hâlâ aynı heyecanla hatırladığını söyledi. Okuma sevgisi o kadar derindi ki, ilerleyen yıllarda kendi çocuklarını da kitaplarla büyüttü. Maddi imkânsızlıklara rağmen evlerinde küçük bir kütüphane oluşturdu ve en sevdiği kitaplarını göz bebeği gibi sakladı.
YEMEKLERDEN YAZIYA UZANAN YOL
Erken yaşta evlenen Nermin Akbalaban Yılmaz, yemek yapma becerisiyle çevresinde tanınmaya başladı. “Yemeklerimi beğenenler davetlerde, özel günlerde beni çağırırdı. Ama içimden hep ‘Memleketimin yemekleri de tanınmalı’ derdim” diye anlatıyor, gözlerindeki ışıltıyla...
Yemek yaparken çektiği fotoğraflar, yıllar sonra yayımlayacağı ‘Balaban Yemekleri’ isimli kitabının temeli oldu. Bir toplantıda tanıştığı Darendeli Gazetesi Sahibi Cengiz Bey’in teklifiyle köşe yazarlığına başlayan Yılmaz, “İlk yazım Bir Köy Var Uzakta idi. Konuk yazar olarak yayımlandı. Çok beğenilince yazmaya devam ettim. 2002’den gazetemiz kapanana kadar severek yazdım. Her yazımda ayrı bir heyecan yaşadım. Yazmak beni mutlu eden en büyük unsur oldu" dedi.
KÜLTÜRÜ KALEME TAŞIYAN KADIN
Yazılarında geçmişin izlerini taşıyan Yılmaz, unutulmaya yüz tutmuş yemekleri ve gelenekleri geleceğe aktarmayı amaçladı. Yılmaz “Her yazımda kültürümüzden bir parçayı yaşatmak istedim. Yöresel yemekleri, hikâyeleri, kullanılan bakır kapları bile yazılarımda anlattım." diye konuştu.
Darende, Elbistan ve Ankara gazetelerinde de yazıları yayımlanan Yılmaz, hayalini gerçekleştirerek ‘Balaban Yemekleri’ adlı yöresel yemek kitabını çıkardı. “Bu sadece bir yemek kitabı değil. İçinde memleketimin ruhu var. Tarifler göz kararı, annelerimizin usulüyle. Eski tabaklardan, bakır kaplardan bile söz ettim kitabımda" diye ekliyor Nermin Akbalaban Yılmaz.
KİTAP BAĞIŞLARINDAN KÜTÜPHANE KURMAYA
2018 yılında sosyal medyada başlattığı 'Geleceğimizin emanetçisi çocuklarımızın eşit şartlarda okuması için kitap bağışı' çağrısıyla büyük bir kampanya başlatan Yılmaz, kısa sürede 10 bin kitabı memleketindeki okul ve kütüphanelere ulaştırdı. Kitap sevdalısı Yılmaz, “Balaban Lisesi’nden çevre köy okullarına kadar her yere kitap gönderdim. Hatta yeni açılan bir köy kütüphanesinin temeline 3 bin 500 kitap bağışladım." sözleriyle bağış sürecini anlattı.
“GEÇMİŞE TAKILMAYALIM AMA GELECEĞE DE AKTARALIM”
Yöresel mutfakların unutulmaması gerektiğini vurgulayan Yılmaz, gastronominin kültürel bir miras olduğunu belirterek, “Her yörenin kendine has lezzeti vardır. Bizim Balaban yemekleri hem ekonomik hem sağlıklıdır. Tek tabakta doyurucu, doğadan gelen yemeklerdir. Bugün dünyanın aradığı sağlıklı mutfağın özü bizim mutfağımızda var.” dedi.
“KIZLARIMIZ OKUSUN, ÇÜNKÜ ONLAR DÜNYAYI YETİŞTİRİR”
Gençlere ve özellikle kadınlara seslenen Akbalaban Yılmaz, eğitimin sadece diploma değil, bilinç meselesi olduğunu vurguladı: “Ben ilkokul mezunuyum ama 20 yıl köşe yazarlığı yaptım. Herkes isterse yapabilir. Kızlarımız okusun, çünkü dünyayı yetiştiren de eğiten de kadınlardır.”
TAŞRADAN KOLEKSİYONLARA, KOLEKSİYONLARDAN MÜZELERE
Küçük yaşlardan beri eski eşyaları ve taşları toplamaya meraklı olan Akbalaban Yılmaz, bugün büyük bir koleksiyona sahip. Yılmaz “Beş yaşındayken Balaban Çayı’ndan taş toplardım. 1968’de evlendim, hâlâ aynı bakır eşyaları kullanırım. Geçmişi geleceğe aktarmak benim için bir görev” diyerek koleksiyona olan tutkusunu da dile getirdi.
Nermin Akbalaban Yılmaz, koleksiyonunun en değerli parçalarından bazılarını Darende Somuncu Baba Müzesi’ne bağışladığını da şu sözlerle anlattı: “Bir kısmını müzeye verdim, kalanını da çocuklarımın sahip çıkmasını istiyorum. Çünkü geçmişi olmayan, geleceğini inşa edemez.”
HAYATA İNAT, KALEME SARILAN KADIN
Yılmaz, bilgiye erişemediği yıllarda bir gazete kâğıdından okumayı öğrenen, sonra kendi kitabını yazan bir kadın. Bugün hem yazar, hem koleksiyoncu, hem de kültür elçisi olarak memleketine değer katmaya devam ediyor.
“Geçmişe takılmayalım ama geçmişi geleceğe aktaralım. Çünkü kültür, unutanların değil; aktaranların mirasıdır,” diyen Darendeli Yazar Nermin Akbalaban Yılmaz, Balaban yöresine ait unutulmuş tatları gün yüzüne çıkarıyor.
Evli, üç çocuk ve üç torun sahibi olan Yılmaz, yazılarında çoğunlukla geçmiş yaşamları, gelenekleri ve yöresel yemekleri ele alarak, “Geçmişimizi unutmamak ve unutturmamak hayat amacımdır.” dedi. Yıllar boyunca derlediği yöresel tarifleri bir kitapta toplayan Yılmaz, Balaban’ın unutulmaya yüz tutmuş lezzetlerini yeniden yaşatmayı hedefliyor.
“Yıllardır derlediğim, mesleki birikimlerle en ideal ölçülere ulaşarak tariflediğim bu kitabı gelecek nesillere taşımak en büyük hayalimdi. Balaban yöresine ait lezzetleri siz değerli okurlarımla paylaşmanın mutluluğunu yaşıyorum." diyen Nermin Akbalaban Yılmaz, röportajın sonunda tüm hemşerilerine teşekkür etti.



