Bu ülkede kadın olmak başlı başına mücadele. Çünkü doğduğun anda sana rol biçiliyor. “Kız kısmı şöyle oturur, böyle kalkar, şunu yapmaz, şunu söylemez.” Daha çocukken öğretiliyor: Senin hayatın senin değil, erkeklerin gözü üzerinde. İşte bu baskıların hepsinin adı ataerkil düzen. Ve bu düzen kadınların hayatına mal oluyor.

Ataerkil düzen, kadını hep ikinci plana itiyor. Eğitimde “o kadar okusan ne olacak, evlenip gideceksin” deniyor. İş hayatında “erkekler varken sen yönetici olamazsın” diye önü kesiliyor. Evde, sokakta, ilişkide… Kadın ne yaparsa yapsın hep kontrol altında. Erkek kardeş bile kız kardeşine karışıyor. Baba “izin vermiyorum” diyor, koca “senin söz hakkın yok” diyor. Sevgili “beni kıskandırma” bahanesiyle hayatı dar ediyor. Toplum ise bütün bunları normalleştiriyor.

Her gün gazetelere yansıyan kadın cinayetlerine bak. Hep aynı bahaneler: “Ayrılmak istedi, başkasına baktı, sözümü dinlemedi.” Çünkü ataerkil düzen erkeğe öğretiyor ki kadın onun malıdır. “Benim sözüm geçer, ben karar veririm.” Kadın kendi kararını vermek istediğinde erkek saldırıyor, öldürüyor. Ve toplum hâlâ kadını suçluyor. “Niye gece dışarıdaydı, niye öyle yaptı?” diye kadına hesap soruyor. Katilin bahanesini ciddiye alıyor. Ama gerçek sebep hep aynı: Erkek şiddeti ve onu besleyen bu düzen.

Ataerkil düzen sadece cinayetlere değil, gündelik hayata da sinmiş. Sokakta yürürken laf atandan, iş yerinde aynı işi yapmasına rağmen daha az maaş verenden, evde ev işlerini “kadının görevi” sayandan tut, her yerde karşımıza çıkıyor. Kadın ne yaparsa yapsın “eksik” görülüyor, “kontrol edilmesi gereken” biri sayılıyor. Erkek ise hep haklı, hep üstün.

Ama artık bu oyun bozuluyor. Kadınlar susmuyor, ses çıkarıyor, dayanışıyor. “Benim hayatım bana ait” diyor. Ataerkil düzenin zincirlerini tek tek kırıyor. Çünkü biz biliyoruz: Özgürlük kimsenin lütfu değil, bizim doğuştan hakkımız. Erkek izin verdiği için değil, insan olduğumuz için eşitiz.

Kadın cinayetleri de tacizler de şiddet de bu düzenin ürünü. Çözüm, bahanelerde aramak değil; bu düzeni değiştirmekte. Kadını susturmaya, eve hapsetmeye çalışan zihniyeti yıkmadan, gerçek özgürlük olmayacak.

O yüzden buradan yüksek sesle söylüyoruz: Bizi öldüren ataerkil düzen! Bizim hayatımıza, bedenimize, kararımıza karışamayacaksınız! Bu düzeni biz değiştireceğiz!