Görünen o ki 31 Mart yerel seçimleri “ben tek siz hepiniz” tarzı bir meydan okuma ile geçecek…
Peki, neden böyle düşünüyorum?
Baksanıza Saadet Partisi kontenjanından seçime girip Cumhuriyet Halk Partisi listesinden seçilen Saadet Partisi Milletvekili Birol Aydın, İstanbul’da İBB Başkan adayı oluyor ve Cumhuriyet Halk Partisi tarafından İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday gösterilen Ekrem İmamoğlu’na “İstanbul’un sizlerle kaybedecek beş yılı daha yok” diyor.
Bu arada… Saadet, CHP’nin verdiği bir milletvekili sayesinde meclisteki grubunu koruyor…
Peki, Saadet Partisi Milletvekili ve İstanbul’da İBB Başkan adayı Birol Aydın’ın zerrece kazanma olasılığı var mı?
Elbette yok…
Görünen o ki artık Vefa sadece bir boza markası ya da İstanbul’da bir semt adı olmuş…
Hani muhteremin kazanma olasılığı bulunsa rekabet bu yarışıyorlar elbette böyle söylemlerde bulunması normal ve lakin kazanma olasılığı hiç yok buna rağmen muhalefete muhalefet etmekten hiç çekinmiyor.
Üstelik Saadet bu iş gene ılımlı yapıyor örneğin İYİ Parti kadar çığırından çıkmış bir üslup kullanmıyor.
Hatırlatayım Sinan Oğan bir önceki seçimde “plana sadık kal” demişti, o zamanlar bu laf pek de ciddiye alınmamış, daha ziyade boş beleş bir konuşma olarak değerlendirilmişti.
Oysa zamanı gelince işin arka planı ortaya çıktı, adam plana sadık kaldı herkesi ters köşeye yatırdı ve Recep Bey’in seçimleri kazanmasında çok büyük bir rol üstlendi.
Bu noktada sokaktaki vatandaşa bir istihbarat ve strateji gurusu olarak tanıtılan Ümit Özdağ içinde bir çift laf etmek gerek diye düşünüyorum.
Ümit Özdağ partisinin cumhurbaşkanı adayı olarak desteklediği, burnunun dibindeki kişinin Recep Bey’e çalıştığını, arkasında çok büyük bir olasılıkla Aliyev ve Putin’in olduğunu dahi fark edememiş ama sorarsan strateji ve istihbarat işlerini en iyi ben bilirim diyor.
Görünen odur ki bu seçimlerde gene birileri plana sadık kalarak Recep Bey’e hizmet ediyorlar.
Bunların başında da elbette ki İYİ Parti ve bu partinin Genel Başkanı Meral Akşener geliyor.
Üzerinden bunca olay geçince yaşanan son gelişmeler ışığında Meral Hanım’ın da plana sadık kalıp kalmadığı sorgulanır oldu.
Vatandaş Meral Akşener’in o son derecede çirkin üslup ile masadan kalkmasını da artık “plana sadık” kal çerçevesinde Recep Bey’e kazandırmak için yapılmış bir operasyonel hareket olarak görmektedir.
Sizce vatandaş bu görüşünde haksız sayılır mı?
Bence sayılmaz, muhalefete muhalefet etmenin, kazanamayacağı ayan beyan belli olan kişileri aday gösterip iktidarın elini rahatlatmanın başka ne anlamı olabilir?
Sonuç mayıs seçimlerinde hemen hemen tüm muhalefeti bir araya getirmeyi ve 6 masa adı altında geniş bir ittifak kurmayı başaran Cumhuriyet Halk Partisi artık bu gücü kaybetmiş bulunmaktadır, dahası bu partilerin hepsi muhalefete muhalefet etmeyi bir marifet sayar oldu.
Bu durum Cumhur İttifakına büyük bir fayda ve kolaylık sağlamaktadır. Millet İttifakı dağıldı param parça oldu, dahası neredeyse birbirine düşman hale geldi hatta karşı safa geçti amma ve lakin Cumhur İttifakı olduğu gibi sapasağlam duruyor. Açıkça söylemek gerekirse Recep Bey muhalefet blokunu dağıtıp parçalamayı başarmış bulunmaktadır.
Bu noktada Cumhuriyet Halk Partisi ve onun adayları tek başlarına kalmış bulunmaktadırlar ve eğer vatandaşlarımız bir sandık ittifakı kurmazsa bu seçimlerden Cumhur İttifakının güçlenerek çıkması çok büyük bir olasılıktır. Bu noktadan sonra da tek adam rejiminin iyiden iyiye pekişmesi kaçınılmaz olacaktır…
Fakat vatandaş bir sandık ittifakı kurar da başta Ekrem ve Mansur Bey olmak üzere CHP adayları bunca haksız saldırıya rağmen tek başlarına mücadele verip seçilirse işte o zaman Türkiye için yeni bir umut doğacaktır