Alzheimer ve Demans yalnızca yaşlılığın doğal bir sonucu olarak görülmemelidir.
Bu rahatsızlıklar bireyin düşünme biçimini, hafızasını ve günlük yaşamla kurduğu bağı derinden sarsan nörolojik bozukluklardır.
Hastalık süreci sadece zihinsel değil, duygusal ve sosyal bir mücadele haline gelir.
Bu nedenle hem bilimsel yönleri hem de psikolojik etkileri göz önünde bulundurarak ele alınmaları önemlidir.
Demans genel anlamda beyin işlevlerinde bozulmaya neden olan bir dizi hastalığı tanımlarken, Alzheimer bu tabloların en sık karşılaşılan türüdür.
Alzheimer’ da beyindeki sinir hücreleri zamanla zarar görür ve bu hücreler arası iletişim giderek bozulur.
Sonuç olarak bireyin hafızası zayıflar, karar verme becerileri körelir ve kişilik özelliklerinde değişiklikler ortaya çıkabilir.
Bu sürecin altında yatan biyolojik mekanizmalar, neyinde belirli proteinlerin anormal bir şekilde birikmesiyle ilişkilidir.
Zaman içinde bu birikmeler nöronal hasara ve beyin dokusunda küçülmeye neden olur.
Hastalığın ilerleyişi sadece fiziksel bir çözülme değildir.
Bireyin kendilik algısı da bu süreçte ciddi hasar alır.
Zamanla tanıdık yüzler yabancılaşır, günlük rutinler karmaşık hale gelir ve kişi kendine dair temel bilgileri bile hatırlamakta zorlanır.
Bu durum hem hastada hem de çevresindekilerde derin hüzün, çaresizlik ve zaman zaman öfke duygusu yaratabilir.
Bu rahatsızlıklarla başa çıkarken psikolojik destek, tedavi kadar hayati bir unsurdur.
Bireyin insan olduğunu, hala sevgiye, saygıya ve anlayışa ihtiyaç duyduğunu unutmamak gerekir.
Alzheimer veya diğer Demans türlerine sahip bireylerin bakım süreci sadece ilaç takibi ve fiziksel yardım sağlamaktan ibaret değildir.
Onlara sunulan duygusal güven, rutinlerin istikrarı ve sabır dolu bir yaklaşım yaşam kalitelerini ciddi şekilde etkiler.
Ayrıca, bakım verenler de bu süreçte büyük bir yük taşırlar.
Uzun süreli bakım, çoğu zaman fiziksel yorgunlukla birlikte duygusal tükenmeye yol açabilir.
Bu nedenle bakım veren bireylerin de desteklenmesi, eğitimle ve sosyal yardım mekanizmalarıyla güçlendirilmesi gerekir.
Alzheimer ve Demans tedavi edilemeyen ancak birlikte yaşanabilir hale getirilebilen hastalıklardır.
Bu süreci daha insanca kılmak hem bireyin hem de çevresinin ihtiyaçlarını göz önünde bulunduran bütüncül bir yaklaşımla mümkündür.
Unutmamak gerekir ki, sevgi, anlayış ve bakım bu kaybolan zaman yolcuları için en kıymetli yol arkadaşlarıdır.
ZAMANIN GÖLGESİNDE KAYBOLANLAR
Sera Aydaş
Yorumlar