Bugünlerde AKP içinde ve dışında olan herkes yaşanan bu büyük hezimetin sorumlusunu arıyor.

Sızan ya da sızdırılan bilgilere göre Recep Bey, “kendisi dâhil AKP yönetiminde yer alan kimsenin 31 Mart seçim sonuçlarının sorumluluğundan kaçamayacağını, oy kayıplarının tek bir soruna ve tek bir başlığa indirilemeyeceğini, bunun kolaycılık olacağını ve nerede eksik, hata, kasıt ya da ihanet varsa üzerine gitmenin boyunlarının borcu olduğunu” belirtmiş.

Gene aynı kaynaklara göre oy oranlarının çok ciddi miktarda düştüğüne dikkat çeken Recep Bey, bunun temel sebebinin 10 ay önce AKP'ye oy veren seçmenlerin bu sefer sandığa gitmemesi olduğunu savunmuş. Konuşmasında “Ortada sadece bir oy kaybı değil, kan ve ruh kaybı var” diyen Recep Bey, “Ya hatalarımızı görerek kendimizi toparlarız ya da güneşi gören buz misali erimeye devam ederiz” diye konuşmuş.

Bahse konu toplantıda Recep Bey’in, mevcut durumda hem genel merkez, hem teşkilat, hem de adayların payı bulunduğunu söylediği, aday belirleme sürecinden seçimin sonuçlanmasına kadar yaşananların uzun uzun değerlendirileceğini vurguladığı söyleniyor.

Recep Bey toplantıda “Acizler ve gafillerin yaptığı gibi bu tablonun suçu millete atılamaz. AKP’nin hatayı millette aramak gibi bir geleneği asla olmadı ve olmayacak” ifadelerini de kullanmış.

Eh atalarımız kabahat samur kürk olmuş kimse üstlenmemiş demiş Recep Bey böyle konuşuyor ama kimse sorumluluk üstlenmeye yanaşmıyor herkes topu bir başkasına atıyor anlaşılan.

Fakat doğal olarak herkesin gözü öncelikle yaşanan büyük ekonomik kriz ve bu krizi çözeceği iddiası ile Hazine ve Maliye Bakanlığına getirilen ve lakin 9 ayda hiçbir ciddi ilerleme kaydedemeyen Mehmet Şimşek’e çevriliyor.

AKP kulislerinden sızan bilgilere göre sorumlu arayan gözler üzerine çevrilince Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in savunmaya geçtiği, oy kaybının sadece ekonomi ile alakalı olmadığını söylediği ve " Ankara memur şehri. Memur'a zammı verdik, başkentte problemi çözdü mü? Hayır. Emeklinin gelirini üç kat artırdık yine çözmedi. Yeni zaferler için önce enflasyonu düşürmeliyiz" dediği iddia ediliyor.

Bende bir noktaya kadar Mehmet Şimşek ile paralel düşünüyorum; ekonomik başarısızlık elbette ki çok ama çok önemli fakat tek sebep de değil!

Ben Türk milletinin refah içinde ve mutlu yaşamak istediğini düşünen biriyimdir.

Bakın sanılanın aksine bizim milletin otorite ile başı peş hoş da değildir, öyle fazla zart zurt edeni hele hele birde kibir taslayanı hiç sevmez.

Dahası taa Osmanlı döneminden taşıdığı kadim bilgiler halkımıza fazla güçlenenin adaletten uzaklaşıp kendisi için bir tehdide dönüşeceğini de iyice belletmiş, derin hafızasına kazımıştır.

Bu yüzden bende AKP’nin tek sorununun ekonomik başarısızlık olduğunu düşünmüyorum belki de daha da büyük sorununun otoriterleşmesi ve halkın daha da otoriterleşeceğinden korkması.

Gördüğüm kadarıyla insanların önemli bir kısmı Recep Bey’in ötekileştirici ve otokrat dilinden bıktı artık.

Tamam, iktidar TRT dâhil hem yazılı basının ve hem de görsel medyanın büyük bir kısmını kontrol ediyor ve lakin artık insanlar gazete almıyor, televizyona Recep Bey ve avanesi çıktığında ya kanal değiştiriyor ya da televizyonu kapatıyor. Bakın tepki bu kadar ciddi, kanalları satın alıp kontrol etmek kolay amma ve lakin televizyon kumandalarını kontrol etmek hiçbir şekilde mümkün olmuyor…

AKP’nin propagandada işin tadını kaçırması, büyük birader gibi her açtığımızda karşımıza çıkması hele hele kamu yayıncılığında adalete zerrece yer vermemesi yani overdose propaganda yapması kitleleri irite etti ve umulan etkiyi yaratmadı anlaşılan.

Mehmet Şimşek’in emekli ve memur maaş artışına rağmen oy alamadık iddiasına gelince: Arkadaş sen önce enflasyonu doğru düzgün ölç sonra da memura emekliye gerçek enflasyon karşısında ezilmeyecekleri bir maaş ver sonra konu TÜİK enflasyonunu ciddiye alıp bak bu kadar da zam yaptık ama olmadı dersen kimseyi kandıramazsın.