Bu haftaki yazımızda, hayatın görünmeyen tanıkları olan ışık izlerine dokunmak istedik.
Çünkü farkında olmadan büyüdüğümüz her anın içinde, ışığın içimize işlediği ince izler saklıdır.
Ve fotoğraf tam da burada başlar:
Bir iz sürücüsü gibi, zamanın, duyguların ve hatıraların üzerine düşen ışığı takip eder.
O ışık; bir yüzün kenarında titreyen umut, bir sokakta kaybolan bir gölge, ya da bir çocuğun gözlerinde parlayan hayattır.

Bir fotoğraf karesi yalnızca görüleni değil, görünmeyeni de taşır.
Işığın dokunduğu yerler kadar, gölgede kalan köşelerin de bir hikâyesi vardır.
Ve bazen en derin hikâye, tam da ışığın ulaşamadığı yerde gizlidir.
Işığın Hikâyesi
Fotoğrafçılar için ışık yalnızca teknik bir unsur değildir.
Işık; bir duygunun, bir hatıranın, bir hayalin taşıyıcısıdır.
Bir sabah ışığında özlem gizlidir,
bir akşam üstü ışığında hüzün,
bir öğle vaktinde ise umut…
Bir sokak lambasının altında yalnız bir silüet,
deniz kıyısında yavaşça batmaya yüz tutmuş bir güneş,
ya da bir pencere kenarından içeri süzülen solgun bir ışık hüzmesi…
Hepsi bize bir şey fısıldar:
Belki bir veda, belki bir başlangıç, belki de içimize işleyen bir sessizlik.

Dönüp geçmişe baktığımızda, hatırladığımız anlar hep bir ışığın çevresinde döner:
İlk aşkın sıcak yaz günleri,
bir kaybın solgun bir sonbahar akşamı,
veya yeni başlangıçların aydınlık bir bahar sabahı…
Işık duygularımızı mühürler,
fotoğraflar ise bu mühürlü duyguların sessiz tanıkları olur.
* * *
Her fotoğraf görünmeyen bir iz taşır.
Yalnızca gözle değil, kalple hissedilen bir iz…
Ve her ışık izi zamanla bir hikâyeye dönüşür.
Kimi zaman bir fırtına gibi savurur bizi,
kimi zaman sessiz bir nehir gibi içimizde akar.
Fotoğraf yalnızca bir ânı değil,
o âna sinmiş ışığı ve o ışığın dokunduğu duyguları da saklar.
Bu yüzden her deklanşöre bastığımızda,
aslında bir ışık izini tutarız avuçlarımızda.
Bir gün silinip gidecek her şeyin içinde,
ışığın taşıdığı bir umudu, bir özlemi, bir hatıra kırıntısını…
Ve belki de en çok o zaman anlarız:
Hayat sadece yaşadıklarımızdan ibaret değildir.
Hayat, ışığın kalbimizde bıraktığı izlerle hatırlanan bir yolculuktur.