Haziran 2025 verileri, Türkiye’nin ihracat ve ithalatında kayda değer artışlar yaşandığını gösterirken; dış ticaret açığının da belirgin şekilde yükseldiğine işaret ediyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ile Ticaret Bakanlığı’nın açıkladığı rakamlar, ekonominin hareketliliğini ve aynı zamanda ithalata olan bağımlılığın sürdüğünü ortaya koyuyor.


Haziran ayında, genel ticaret sistemine göre ihracat %7,9 artarak 20 milyar 515 milyon dolara yükseldi. İthalatta ise %15,2’lik bir artışla 28 milyar 688 milyon dolara ulaşıldı. Böylece dış ticaret açığı, geçtiğimiz yılın aynı ayına göre %38,8 artarak 8 milyar 173 milyon dolara çıktı. İhracatın ithalatı karşılama oranı ise %76,4’ten %71,5’e geriledi.
Yılın ilk altı ayına bakıldığında ihracat %4,1 artışla 131 milyar 408 milyon dolar olurken; ithalat %7,2 yükselerek 180 milyar 845 milyon dolara ulaştı. Ocak-Haziran döneminde dış ticaret açığı %16,3’lük bir artışla 49 milyar 437 milyon dolar seviyesine çıktı.


Enerji ve altın etkisi: Dengeyi bozuyor


Haziran ayında enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç tutulduğunda dahi ithalattaki artış %16,9’u buldu ve 22 milyar 544 milyon dolara yükseldi. Bu kalemler hariç ihracat ise %8,1 artarak 18 milyar 955 milyon dolara çıktı. Ancak dış ticaret açığı yine de 3 milyar 588 milyon dolar olarak kayıtlara geçti. Bu tablo, özellikle enerji fiyatları ve altın ithalatının dış ticaret dengesi üzerindeki baskısını bir kez daha gözler önüne seriyor.
İhracatın ithalatı karşılama oranı, enerji ve altın hariç tutulduğunda dahi %84,1’de kalıyor. Yani Türkiye, hâlen önemli ölçüde dış kaynaklı girdilere bağımlı bir üretim ve tüketim yapısına sahip.


Sanayi ve teknoloji cephesi


İmalat sanayii ihracatta belirleyici olmaya devam ediyor. Haziran’da toplam ihracatın %94,8’i imalat sanayi ürünlerinden oluştu. Buna karşılık yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ihracatı içindeki payı sadece %3 oldu. Ocak-Haziran döneminde de benzer bir tablo söz konusu: imalat sanayi payı %94,2 iken, yüksek teknolojinin payı %3,5’te kaldı.
Bu durum, Türkiye’nin daha yüksek katma değerli ürün ihracatında hâlen yeterince mesafe kat edemediğine işaret ediyor. Diğer yandan ithalatın %67,6’sını ara malları oluştururken, sermaye mallarının payı %14,6 ve tüketim mallarının payı %17,6 oldu. Bu oranlar, üretimin ithalata ne kadar bağımlı olduğunu da net biçimde gösteriyor.


Ülke bazında dış ticaret: Almanya ve Çin başı çekiyor


Haziran’da en fazla ihracat yapılan ülke 1 milyar 728 milyon dolarla Almanya olurken; onu Birleşik Krallık (1,27 milyar dolar), ABD (1,2 milyar dolar), İtalya (1,07 milyar dolar) ve Fransa (890 milyon dolar) takip etti. İlk 5 ülkenin toplam ihracattaki payı %30 oldu.
İthalatta ise ilk sırayı 3 milyar 831 milyon dolarla Çin aldı. Rusya, Almanya, ABD ve İsviçre de ithalat yapılan ilk 5 ülke arasında yer aldı. Bu ülkelerden yapılan ithalat, toplam ithalatın %43,3’ünü oluşturdu.
Ocak-Haziran dönemi verileri de benzer: ihracatta Almanya liderken, ithalatta Çin ve Rusya önde geliyor. Türkiye’nin ihracatında Avrupa pazarı güçlü şekilde öne çıkarken, enerji ve ara malı ithalatında Çin ve Rusya kritik aktörler olmaya devam ediyor.


Mevsim etkileri ve aylık değişim


Haziran’da mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış verilere göre ihracat bir önceki aya göre %6,1 azaldı; ithalat ise %1,8 arttı. Takvim etkilerinden arındırılmış verilere bakıldığında ise ihracat geçen yılın aynı ayına göre %3,6; ithalat %9,6 yükseldi.
Bu tablo, aylık bazda dalgalanmalar olsa da yıllık trendde hem ihracat hem ithalatın yukarı yönlü olduğunu, ancak ithalattaki artış hızının daha fazla olduğunu gösteriyor.


Genel ve özel ticaret sistemine göre farklar


Genel ticaret sistemi, serbest bölgeler ve gümrük antrepolarını da kapsarken; özel ticaret sistemi sadece serbest dolaşım alanına giren malları dikkate alıyor. Haziran’da özel ticaret sistemine göre ihracat %7,7 artışla 18 milyar 408 milyon dolara; ithalat ise %14,9 artışla 26 milyar 117 milyon dolara çıktı. Özel ticaret sistemine göre de dış ticaret açığı %36,8 artışla 7 milyar 710 milyon dolar oldu.


Ekonomiye yansıyan tablo ve gelecek için mesaj


Veriler, Türkiye’nin ihracatının artmaya devam ettiğini; ancak ithalatın özellikle enerji, altın ve ara malları kaynaklı daha hızlı yükseldiğini ortaya koyuyor. Bu durum, dış ticaret açığını büyütürken cari açığın da artmasına yol açabilir. Ayrıca ihracatta hâlen düşük olan yüksek teknoloji payı, uzun vadede küresel rekabette Türkiye’nin katma değerli üretim hedefine ulaşmasının önünde bir engel olarak duruyor.
Ekonomistler, ihracatın ithalatı karşılama oranının düşmesinin döviz talebini ve kur üzerindeki baskıyı artırabileceğine, bunun da fiyat istikrarını olumsuz etkileyebileceğine dikkat çekiyor. Enerji ve altın dışındaki ticarette dahi açığın kapanmaması, yapısal dönüşüm ihtiyacını bir kez daha gündeme getiriyor.


Sonuç olarak, Türkiye ekonomisi ihracatını artırıyor; fakat ithalattaki yüksek bağımlılık ve artış hızı dış ticaret dengesini bozuyor. Uzun vadede ihracatta daha fazla yüksek teknoloji ve katma değerli ürün payını artırmak, dış ticaret açığını azaltmanın anahtarı olarak öne çıkıyor.