2023 seçimlerinde umulan başarıyı yakalayamayan Millet İttifakı ve bu ittifakın lokomotif partisi olan CHP yerel seçimler hızla yaklaşırken kaotik bir tartışmanın içine sürüklendi.

Tartışmanın özellikle de CHP açısından ana konusu ise DEĞİŞİM oldu, hemen hemen herkes CHP’de çok ciddi bir değişim olmasını istiyor ve bu konuda büyük bir ittifak var.

Değişim konusunda ciddi bir ittifak var tamam ama değişimin nasıl olacağı, niteliği ve kapsamı hakkında en ufak bir mutabakat bile yok.

Özellikle yönetim değişikliği nasıl olacak?
Genel Başkan değişecek mi?
Partinin ideolojik yaklaşımları nasıl değişmeli?
Toplumsal sorunlara bakış açısı nasıl şekillenecek?
Örgüt ile ilişkiler nasıl daha sağlıklı bir hale getirilebilir?
2024 yerel seçimlerinde nasıl bir strateji izlenecek?
Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu gibi kamuoyu nezdinde çok yüksek bir itibara sahip olan kişiler yeniden aday gösterilecek mi?
Bu kişiler aday gösterilseler bile adaylığı kabul edecekler mi?
Millet ittifakı derlenip toplanıp, yeniden bir araya gelebilecek mi?
Bütün bu soruların hepsi de deve dişi gibi cevaplanması oldukça zor sorular.

Malum koltuk tatlıdır, bizim memlekette koltuğa oturan yapışır kalır ölene kadar o koltuktan kalkmak istemez ve bu yüzden de çağdaş demokrasilerde görülen düzenli kadro değişimleri ne yazık ki bizde pek gözlemlenemez.

Ben Kemal Bey Cumhurbaşkanı adayı olduğu zaman “kim seçilir bilemem ama şunu bilirim Kemal Bey kazansa da kaybetse de Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanlığı koltuğu boşalacaktır.” Kazanırsa zaten kendi açık ve net beyanı var ben partili cumhurbaşkanı sistemine karşıyım demişti bu durumda hem cumhurbaşkanı hem de bir partinin Genel Başkanı olunmaz diyerek CHP Genel Başkanlığından ayrılacağı muhakkaktır. Yok, eğer bunca itiraza rağmen aday olup da kaybederse zaten hiçbir güç onun o koltukta oturmasını sağlayamaz, istifa edip yerini bir başkasına bırakmak zorunda kalır.” demiştim. Hala da aynı noktadayım.

Cumhuriyet Halk Partisinde artık bir Genel Başkan değişimi kaçınılmaz olarak görünmektedir ve bu noktada da en güçlü aday İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu olarak ortaya çıkmaktadır. Ekrem İmamoğlu’nun değişim isteyen partililerin en önde gelenleri arasında olduğu da görülmektedir. Açıkça söylemek gerekirse parti içi dengeleri bilmem ama kamuoyunu yeniden hareketlendirip, muhalefeti canlandırabilecek tek aday da Ekrem İmamoğlu’dur.

Lakin bu noktada çok ciddi bir sorun var Ekrem İmamoğlu’nun CHP’ye Genel Başkan olması halinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını bırakması gerekecektir.

Seçimlerden önce bırakırsa Belediye Meclisinde çoğunluk AKP MHP ittifakında olduğu için bu hareket 20 küsur yıl sonra zorluklarla kazanılmış İstanbul Belediye Başkanlığını altın tepside bir AKP’liye sunmak olacaktır.

Seçimlerden sonra Ekrem İmamoğlu Genel Başkanlığa soyunursa ancak 2024 seçimlerinde Belediye Meclisinde çoğunluk elde edildiyse başkanlık bir AKP’liye geçmez, böyle bir çoğunluk elde edilemediyse sonuç gene İstanbul Belediye Başkanlığını altın tepside bir AKP’liye sunmak olacaktır.

Ayrıca birde Millet İttifakı'nın devam edip etmeyeceği, İYİ Parti ve YSP’nin İstanbul’da aday çıkarıp çıkarmayacağı sorunu var elbette.

Diğer yandan Kemal Bey’in Genel Başkanlık ısrarı parti içinde kabul görse bile oluşacak kamuoyu tepkisi CHP seçmeninin sandığa küsmesine neden olabilir. Hem ittifakın dağılması ve hem de CHP seçmeninin küsme hali ise yerel seçimlerde çok ciddi bir hezimet yaşanmasına neden olacaktır.

Peki, bir hezimet yaşanma olasılığı ortaya çıkarsa bu durumda Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş kaybedeceklerini bile bile aday olarak çıkıp isimlerini yıpratırlar mı?