Meslek yasası, psikologların psikolojisini bozdu

Türk Psikologlar Derneği, Ankara’da bir araya gelerek miting düzenledi. Genel Başkan Prof. Dr. Cemşafak Çukur, “Şu anda içinde psikolog olmayan psikoloji bölümleri var. Bu kadar kontenjan artışı yapılmasına rağmen kadro ihtiyaçlarının aynı şekilde artmaması, kalitenin artmaması ciddi bir sorun. Yasal süreci başlattık. Burada bir ayrımcılık da var” dedi.

+6
Haber albümü için resme tıklayın

Ali Baran Fayık

Uzun yıllardır meslekleriyle alakalı ‘Meslek Yasası’nın’ çıkmasını isteyen psikologlar, seslerini duyurmak için Ankara’da bir araya geldi. Meslek Kanununun getirilmesi için çağrıda bulunan psikologlar, işsizlikle yüz yüze olduklarını ve üniversitelerde psikoloji bölümlerindeki kontenjanların azaltılmasını dile getirdiler.

Türk Psikologlar Derneği adına söz alan Genel Başkanı Prof. Dr. Cemşafak Çukur'un konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

RUH SAĞLIĞI BİR İNSAN HAKKIDIR

Ruh sağlığı bir insan hakkıdır. Hem de sıradan bir insan hakkı değildir. Temel bir insan hakkıdır. Ama ülkemizde şu anda gerçekten 100 binlerce kişi, ruh sağlığı hizmetlerine erişimde büyük sıkıntı yaşıyor. Bazı poliklinik hizmetlerinde var. Bunların da sürdürülebilirliği nitelik olarak oldukça düşük düzeyde.

Şu anda içinde psikolog olmayan psikoloji bölümleri var. Bu kadar kontenjan artışı yapılmasına rağmen kadro ihtiyaçlarının aynı şekilde artmaması, kalitenin artmaması ciddi bir sorun. Yasal süreci başlattık. Burada bir ayrımcılık da var.

 

PSİKOLOGLARIN EN BÜYÜK SORUNU İŞSİZLİK

Mezun olduktan sonra bizi en çok bekleyen şey işsizlik. Birçok psikolog özelde çalışmak istiyor, yetkinlikleri var ama ne yazık ki bu konuda da bir düzenleme yok. Sağlık Bakanlığı'nın işini biz yapıyoruz. Sağlık Bakanlığı, özelde çalışanların denetimini yapmıyor. Biz bütçemizin neredeyse üçte birini sahte psikologlar ve etik dışı uygulama yapan kişiler için harcıyoruz. Sağlık Bakanlığı nerede acaba? Ama burada ben psikologları da eleştirmek istiyorum. Psikologlar olarak ne yaptınız? Artık sosyal medyada kendi aramızda yazışarak bu sorunlar çözülmeyecek. Onun için psikologların daha aktif olması, siyasetle daha çok ilgilenmesi, bu tip mitingler, etkinliklere daha çok katılmasını bekliyoruz. ve gerçekten bunu hem psikologlar için hem toplumumuz için yapmamız lazım. Telefon geliyor. Özlük hakları konusunda da çok ciddi sorunlar var. Döner sermayeden veriyorlar mı size bir şeyler? Niye vermiyorlar acaba? Çünkü bir meslek kimliği yok. Bu bağlamda diğer sağlık meslek gruplarıyla da iş birliği içindeyiz. Bu sınırların belirli olmaması, kanuna bağlı olarak yönetmelik ve yönergelerin olmaması yüzünden diğer meslek mensuplarıyla da ne yazık ki bir sürtüşme ortaya çıkıyor.

 

Türk Psikologlar Derneği Genel Sekreteri Uzm. Psk. Faruk Bozkır, ise şunları söyledi:

 

“MESLEK KANUNU İSTİYORUZ”

Bizim mesleğimizin ilk ihtiyacı olan şey bir meslek kanunu. Bunu biz sadece kendimiz için istemiyoruz. Psikolojik hizmetlerden yararlanan bütün vatandaşlarımız için, denetlenebilir bir hizmet için istiyoruz. Bu nedenle çok yoğun çabalar sarf ettik ve şu an Meclisimizde bununla ilgili yasa tasarımız var. Buradan davet ediyorum; bütün partilerimizi, milletvekillerimizi, lütfen kanunumuza destek versinler ve bir an önce bu alandaki boşluğu dolduralım. Bizim mesleğimizin ilk ihtiyacı olan şey bir meslek kanunu. Bunu biz sadece kendimiz için istemiyoruz. Psikolojik hizmetlerden yararlanan bütün vatandaşlarımız için, denetlenebilir bir hizmet için istiyoruz. Bu nedenle çok yoğun çabalar sarf ettik ve şu an Meclisimizde bununla ilgili yasa tasarımız var. Buradan davet ediyorum; bütün partilerimizi, milletvekillerimizi, lütfen kanunumuza destek versinler ve bir an önce bu alandaki boşluğu dolduralım. 12 bin 500 mezun veriyoruz, 120 binin üzerinde psikolog alanda. Bunun aileleriyle birlikte 1 buçuk-2 milyon insanı temsil eden bir kitleyiz. Milletvekilleri, siyasi partiler buradan soruyorum: Ne yapmamız lazım kanun çıkartmanız için. Hiçbir mesleğin ipoteğini kabul etmiyoruz. Bağımsız bir şekilde psikologlar, hem kamu kurumlarında hem de alanda çalışacaklar. Bu bizim en doğal ve engellenemez hakkımızdır.”

 

Türk Psikologlar Derneği Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Aslı Göncü Köse ise;

BİZİM GELECEĞİMİZ NE OLACAK

“Meslek yasası, bizim gerçekten kanayan yaramız. 1976 yılında Türk Psikologlar Derneği kuruldu. O günden bugüne gönüllü olarak gelip hizmet veren, bizden önceki yönetimler de bunun kavgasını verdi. Biz de geldiğimiz günden beri bunun kavgasını veriyoruz. Aslında bu kavgası verilecek bir şey olmamalı ama. Herkes diyor ki 'Psikoloğa ihtiyacım var.' Herkesin psikoloğa ihtiyacı var ya da herkes psikolog da olmak istiyor. O mücadeleyi bir ara atlattık hatırlarsanız. Neden peki psikolojik hizmetler bizim ülkemizde bu kadar ulaşılması zor? Neden 'her aile sağlık merkezine bir psikolog sözü' unutuldu? Bu konuda siyasi partilerin temsilcilerinden yardım istiyoruz. Çünkü biz halkımıza nitelikli psikolojik hizmet sunmak istiyoruz. Evet biz gönüllü olarak deprem bölgesindeyiz, şu anda hala oradayız, olmaya da devam edeceğiz. Gönüllü olarak her faciada, ülkemizin başına gelen her kötü şeyde halkımızın yanında oluyoruz. Ama biz meslek yasası istediğimizde bunun bir karşılığını göremiyoruz. Bu çok acı. Bir de merak ediyorum, biz ne zaman ilimden, bilimden bu kadar ayrıldık? Mesela kovid pandemisinde bilim kurulunda bir sağlık psikoloğu gördünüz mü ya da halkı önlemleri arttırmaya ikna edecek sosyal psikologlar Başka bir akıl tutulması da benim bir akademisyen olarak dile getirmek istediğim, biz her yıl 12 bin 600 mezun veriyoruz. Sonra Sağlık Bakanlığı psikologlar için bir kontenjan açıyor: 244 psikolog alımı. Ne olacak bu öğrencilerimiz? Bizim geleceğimiz ne olacak

İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Taner Demirer ise şu açıklamayı yaptı:

MESLEK YASASINA DESTEK VERECEĞİZ

"Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener'in hem psikoloji bilimine hem de psikologlara bir sempatisi ve ilgisi var, çok sayıda da psikolog arkadaşı var. İnanın ki sizin sorunlarınızı ve problemlerinizi yakından takip ediyor. Bugün itibarıyla 2003 yılında büyük methiyelerle ortaya getirilen AKP iktidarının sağlıkta dönüşüm projesi maalesef ucube, devasa şehir hastaneleri, ucube bir randevu sistemi, hastanede anormal kuyruklar, eczanelerde kuyruklar, ciddi anlamda ilaç sıkıntısı, sağlıkta şiddet, sağlık çalışanlarının büyük ekonomik problemleri ve hekimlerin göçüyle sonlanmıştır. Bugün Türkiye'de sağlık hizmetlerinin sunumundaki standart ve kalite ciddi anlamda düşmüştür. Kızamık gibi, çocuk felci gibi hastalıklar olağan hale gelmiştir. 10 milyon sığınmacı, elini kolunu sallayarak sınırdan giren herkese oturma izni verip bunları maaşa bağlayan, birinci sınıf vatandaş durumuna getiren bir ülkede sağlık hizmetleri, artık üçüncü dünya ülkesi konumuna gelmiştir. Bugün, dermatoloji polikliniklerine müracaat eden 100 hastanın 30'una uyuz teşhisi konuyor. Uyuz salgını vardır. Amerika ve Avrupa'da baktığınızda birinci basamak sağlık hizmetine müracaat oranları yüzde 70 dolayında. Ama Türkiye'de tam tersi, birinci basamağa müracaat yüzde 35 ama ikinci üçüncü basamağa müracaat yüzde 65-70. Ciddi anlamda bir çarpıklık var. Bir parti olarak diyoruz ki özellikle birinci basamak sağlık hizmetleri kuvvetlendirilsin. Her ile sağlığı merkezine bir uzman doktor, bir psikolog, bir sosyal hizmet uzmanı, bir diyetisyen, bir fizyoterapist mutlaka istihdam edilsin. ASM'leri kuvvetlendirdiğimiz ölçüde, birinci basamağa ilgi artacak ve çarpıklık ortadan kalkacak.

'4 bin Suriyeli sığınmacıya iş istihdam edildi.' Hekim, sözde hekim, sağlık çalışanı, psikolog, sosyal hizmet uzmanı, hemşire, diyetisyen vesaire... Bunların diplomaları bile yok. Tamamen beyan usulüyle. Hangi mesleği yaptığı belli olmayan binlerce sığınmacıya iş verilirken bugün binlerce psikolog, sosyal hizmet uzmanı, diyetisyen fizyoterapist işsizdir maalesef Türkiye'de. Özellikle okullarımıza baktığımızda bugün itibarıyla birçok çocuğumuza dikkat eksikliği teşhisi konuyor, hiperaktif çocuklarımız var, anne-babası ayrı olan çocuklarımız var, zorlu ekonomik koşulların getirdiği özellikle travma sonrası stres hastalığı olan çocuklarımız var ve uyuşturucu, bugün Türkiye'de en önemli problemlerden biri. Kamufle edilen, göz ardı edilen, hatta bazı zamanlar korunan uyuşturucu problemi, ciddi bir problem. O halde her okula bir psikolog, elzemdir. Siz göz boyayarak psikoloğu, PDR uzmanıyla replase edemezsiniz, ikisi aynı şey değil. Biz iyi belediyecilikte, yerel seçimde kazandığımız belediyelerde, Yaşlı Bakım Merkezleri açıp buralara hiç olmazsa sözleşmeli psikolog, sosyal hizmet uzmanı diyetisyen alacağız.Yaşlılarımızın buna ciddi anlamda ihtiyacı var. Bir anlamda psikologların istihdamını arttırmak için parti olarak üzerimize düşen her şeyi yapacağız. Bizim 43 vekilimiz var parlamentoda, ben size buradan açıktan söz veriyorum: Psikologlar meslek yasası ve ruh sağlığı meslek yasası parlamentoya getirildiğinde biz parti olarak da bunun gayretini sarf edeceğiz, her zaman açıktan destekçi olacağımıza söz veriyorum.”

 

 

23 Eki 2023 - 11:28 - Yaşam

Muhabir  Haber Merkezi


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Sonsöz Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Sonsöz Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Sonsöz Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Sonsöz Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.