Çogu zaman bir kupa, yalnızca bir sportif başarı anlamına gelmez. Geçmişin birikimini, bugünün emeğini ve yarına duyulan inancı da barındırır içinde. Fenerbahçe Beko’nun EuroLeague zaferi de işte tam olarak böyle bir anlam taşıyor.
Abu Dabi’deki Etihad Arena, bu yıl sadece bir final maçına değil; aynı zamanda Türk spor tarihine geçecek bir zafere de ev sahipliği yaptı. Fenerbahçe Beko, yarı finalde Panathinaikos’u geçtikten sonra finalde Monaco’yu da geride bırakıp Avrupa’nın zirvesine ikinci kez adını yazdırdı. 2017’nin ardından bir kez daha EuroLeague kupasıhı müzesine taşıdı.
Bu başarı yalnızca finalde alınan galibiyetle açıklanamaz. Parkeye dökülen ter, sezon boyunca gösterilen kararlılık ve teknik kadronun emeği, disiplinin ve istikrarın sonucudur bu gurur.
Finalin En Değerli Oyuncusu Nigel Hayes-Davis’in performansı ise sahada oynanan basketbolun özeti gibiydi. 23 sayı ve 9 ribauntla oynayan ABD’li yıldız, yalnızca rakamlarla değil, karakteriyle de öne çıktı.
Fenerbahçe’nin bu zaferiyle birlikte Türk basketbolu, Avrupa kupalarındaki toplam galibiyet sayısını 17’ye yükseltti. Fenerbahçe ise hem kadınlar hem erkeklerde toplam 6 Avrupa kupasıyla bu başarılarda başrolü üstleniyor. Üstelik bu sezon ülkemize kazandırılan iki kupada Fenerbahçe imzası var. Kadınlarda Süper Kupa, erkeklerde ise Avrupa’nın en prestijli kupası olan EuroLeague.
Elbette bu büyük tablonun baş sayfasına Sarunas Jasikevicius’u yazmak gerek. EuroLeague tarihinde hem oyuncu hem de başantrenör olarak şampiyonluk yaşayan ilk isim olarak adını Avrupa basketbolunun en özel sayfalarına yazdırdı. Ve böylece bir kez daha anladık ki, bu seviyeye tesadüfen çıkılmıyor.
Ancak tüm bu güzelliklerin arasına gölge düşüren bir açıklama vardı. Başkanı Ali Koç’un maç sonrası kulüp televizyonuna verdiği demeçte, “Bu kupayı, Fenerbahçe’nin şampiyonluğunu isteyen Fenerbahçelilere armağan ediyorum” ifadesi, ne yazık ki gecenin ruhu ve Fenerbahçe duruşuyla hiç örtüşmedi.
Zira futbol takımının yaşadığı başarısızlıklar nedeniyle kendisine yöneltilen eleştirileri, basketbol takımının finalini gölgelemek için bir fırsat gibi sunmak; kulüp içi muhalefeti bu başarıdan dışlamak büyük bir haksızlıktır. Fenerbahçe taraftarı, hangi branş olursa olsun, her zaman kazanmayı istemiştir. Farklı düşünceler ve muhalif görüşler, aidiyet duygusunun düşman değil, zenginlik kaynağıdır.
Sayın başkan bilmeli ki; bu zafer, herkesin zaferidir. Fenerbahçe’yi seven, eleştiren, sorgulayan ama asla terk etmeyen herkesin…
Kalın sağlıcakla…