Son yapılan atamalar son derecede isabetli olmuş olmalı ki TÜİK tarafından yapılan araştırmaya göre bu büyük kriz döneminde bile işsizlik oranını 2,5 puanlık azalış ile yüzde10,6 seviyesinde gerçekleşmiş görünüyor.

Son yapılan atamalar son derecede isabetli olmuş olmalı ki TÜİK tarafından yapılan araştırmaya göre bu büyük kriz döneminde bile işsizlik oranını 2,5 puanlık azalış ile yüzde10,6 seviyesinde gerçekleşmiş görünüyor.

Lütfen söyleyiniz; buna mucize denmez de ne denir?

Önce kafa karışıklığına neden olmamak için şunu söyleyeyim bu bir sayım değil, sadece anket usulü kullanılarak, bir örneklem üzerinden yapılan bir araştırma.

TÜİK’in iddiasına göre; Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı 2021 yılı Haziran ayında bir önceki aya göre 823 bin kişi azalarak 3 milyon 399 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise 2,5 puanlık azalış ile %10,6 seviyesinde gerçekleşti.

Bu iddia birçok kişinin gözlemine ve hayatın doğal akışına uymamaktadır, dahası işten çıkarma yasaklarının bittiği bir dönemde işsiz sayısının azalmış olması için hem ücretsiz izinde olanların tamamının işe başlatılması ve hem de yeni istihdam yaratılmış olması gerekmektedir ki bu ikisinin bir arada gerçekleşmesi olasılığı son derecede düşüktür.

TÜİK tarafından açıklanan diğer bir veriye göre ise İşgücü 2021 yılı Haziran ayında bir önceki aya göre 222 bin kişi azalarak 31 milyon 984 bin kişi, işgücüne katılma oranı ise 0,5 puanlık azalış ile %50,2 olarak gerçekleşmiş bulunuyor. TÜİK hem iş gücüne katılan sayısını ve hem de işsiz sayısını aynı anda düşürebilmiş bulunuyor!

Ben Mülkiye’de istatistik dersini Prof. Dr. Uğur Korum’dan almıştım. Rahmetli çok bilgili, sert bir hocaydı ve dersi nükteler ile de süsleyerek son derecede iyi öğretirdi. Sınavlardan önce “bakın ben bütünlemede soyadımı kullanırım, adam gibi çalışın bütünlemeye kalmayın” derdi.

Ben istatistiğin nasıl algı operasyonlarında kullanılabileceğini onun öğrettiklerinden biliyorum. Örneklem seçiminden soruların hazırlanmasına kadar birçok yol ve yöntem ile gerçekler değil algı operasyonlarında kullanılabilecek, istenilen sonuçlar elde edilebilir. Oysa istatistik, toplumsal olayları daha iyi anlayabilmek ve gerçek durumu fark edebilmek için kullanmamız gereken en önemli bilimsel araçtır.

Tekrar söylemek isterim ki, anlayamadığınız bilmediğiniz bir olguyu yönetebilmeniz hiçbir şekilde mümkün değildir.

İstatistiki yönlendirmelerin nasıl vahim sonuçlara yol açabileceğini Uğur hoca bize dersinde aşağıdaki örnekle anlatmıştı, sizinle de paylaşayım: Amerika’da bir yapım şirketi çekmeyi düşündüğü bir savaş filmi izlenir mi, izlenmez mi öğrenebilmek amacıyla bir anket yaptırmış. Anket sonucunda katılımcıların filme çok ilgi duydukları, beğendikleri ve izlemek isteyecekleri verisi elde edilmiş. Bu veri ile yatırımcıları ikna eden şirket filmi çekmiş ve dağıtmış. Fakat film gişede çakılmış, hiç izlenmemiş, büyük zarar yazmış. Bu başarısızlığın ve zararın nedenini merak eden yatırımcılar, araştırma yapınca anketin gazilerin kongresinin yapıldığı bir bölgede yapıldığını ve örneklemin de buradan seçildiğini görmüşler. Bu hatalı örneklem seçimi yüzünden de ilginin toplumun geneli ile uyuşmadığı bulgusuna erişmişler. Ama elbette iş işten geçmiş ve yatırımcılar zarar ettiği ile kalmış…

Sonuç olarak istatistiki yöntemler ile gerçeklere erişmek mi istiyoruz yoksa bu sonuçları bir algı operasyonunda mı kullanacağız bu karar istatistiki başarı için çok önemlidir.

Daha evvel birçok kere yazdım söyledim, sadece ekonomi ile ilgili olanları değil, her türlü sosyal olgu ile ilgili gerçekleri bilmek yönetimin işini çok kolaylaştırır, sorunların çözümünü mümkün kılar.

Siz işsizi işsiz, hastayı hasta ya da zammı zam saymaz popülist politikalar uğruna halkı kandırmaya çalışmakta kullanırsanız bu asla bir işe yaramayacaktır.

Bu tip veri ve araştırmaların güvenilir olması çok önemlidir. Bu veriler halka değil yatırımcılara lazımdır, yatırımcılar verilere güvenini kaybederse yatırım yapmaktan vazgeçer. Dünyada rakipsiz değiliz, yatırımcı çekmeye çalışan bir sürü başka ülke daha var. Bu ülkelerin hepsi yatırımcıların güvenini kazanmak, onları ülkelerine yatırım yapmaya ikna edebilmek için uğraşıp duruyorlar. Siz bu noktada yatırımcının güvenini sarsacak algı operasyonları ile uğraşırsanız nasıl yatırımcı çekip, nasıl istihdam yaratabilirsiniz?