Öncelikle şunu söyleyeyim; ben üreten, tükettiğinden daha fazlasını üreterek ihraç eden zengin ve müreffeh Türkiye sevdalısı...
Öncelikle şunu söyleyeyim; ben üreten, tükettiğinden daha fazlasını üreterek ihraç eden zengin ve müreffeh Türkiye sevdalısı bir ekonomistim. Gerçek zenginliğe giden yolun sanal finansal abidik gubidiklerden değil üretimden geçtiğini her daim ve her ortamda savunan bir kişiyim.
Ben bıkmadan usanmadan Türkiye’nin bir üretim üssü olmasını, Türk markalarının ve Türkiye’de üretilen ürünlerin küresel çapta beğeni ve talep görmesini, kronikleşmiş ekonomik sorunlarımızı çözmenin tek yolu olarak anlatıp durmaktayım.
Yakın geçmişimizde Osmanlı ekonomik düzeninin ürettiğinden fazlasını tüketmek ve üretemediği ama gereksinim duyduğu malları borçlanarak ithal etmek yüzünden nasıl iflas ettiğini sonuçta ekonomik ve siyasi bağımsızlığını nasıl kaybettiğini iyi bilirim. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün Osmanlı’nın bu sorununu ne kadar doğru bir şekilde analiz ettiğini ve bu soruna çözüm olarak Kemalist ekonomi modelini nasıl geliştirdiğini de hayranlıkla anlatırım.
Bu uzun girizgahı iktidarın büyük bir hararetle desteklediği TOGG projesi hakkında yazacaklarımı kimse yanlış anlamasın diye yapmak zorunda kaldım. Çünkü yanlış projeler en doğru doğru işi bile başarısızlığa sürükler, en doğru işler bile yanlış kişiler elinde, yanlış yöntemler ile hayata geçirilmeye kalkışılırsa başarısız olmaya mahkûm olur.
Sanayi devrimini ıskalamış bir toplumun bir takım heves ve komplekslerinin politikacılar tarafından istismarı, politikacıların algıları etkileyip ve bu sayede oy devşirmek hevesi bilinmedik bir şey değildir. Peşin peşin söyleyeyim güzel bir projeyi politikacıların istismar hırsı ile çöpe atmak da yazık olur.
Gelelim TOGG projesine:
TOGG projesinin ortaya çıkışı ekonomik bir nedenden ziyade Türkiye’de yerli ve milli olanaklar ile çağdaş dünyanın üretimleri ile rekabet edebilecek bir otomobil yapılabileceği iddiasına dayanmaktadır.
Kardeşim yerli ve milli imkânlar ile bir otomobil yapacaksanız peki neden bu otomobilin:
-Motoru Bosh
-Bataryası Çin
-Araç entegrasyon parçaları Alman Edag
-Şasi sistemi, İngiliz Myra
-Tasarım İtalyan Pininforina
Diye sormazlar mı?
Bu noktada çıkarda TOGG, yerli ve milli derseniz size kim inanır?
Ha evet eğer bu proje yerli ve milli imkânlar ile bir otomobil geliştirip, üretme iddiası taşımasa, salt ekonomik amaçlar ile girişilen ticari bir iş olsa bu tercihler makul olabilirdi. Ama Türkiye’de zaten bu yöntem ile otomobil üreten bir sürü firma var, bu firmalardan çoğu da küresel markalar değil mi?
Yerlilik ve millilik kısmını geçip projenin başarılı olma olasılığına gelirsek:
Her hangi bir üretim projesinin başarılı olup olmadığı üretilen mal ya da hizmetin piyasada karşılık bulup bulmayacağı ile ortaya çıkar. Bu gün üretmek kolay fakat satmak çok zordur.
Hele hele otomotiv gibi bir sektörde satmak, birde küresel ölçekte satmak son derecede zor bir iştir.
Otomobil satmak zordur çünkü hem teknoloji ve hem tasarımda başarılı olup ve hem de küresel rekabette fiyat tutturmak kolay değildir.
Ayrıca otomobil sadece bir kullanım ve ulaşım aracı olarak değil aynı zamanda bir prestij aracı olarak da kabul görür. İnsanlar pahalı ve lüks bir arabaya binmeyi sever, bunun için işlerini görecek makul fiyatlı bir arabaya ödeyecekleri fiyattan çok daha fazlasını öderler. Bu noktada yeni bir markanın pazara girmesi ve tutunması oldukça zordur.
Ayrıca Türkiye’de ise otomobil aynı zamanda bir yatırım aracı olarak da değerlendirilir. Otomobil alan kişi yatırım yaptığını düşünür, ikinci el pararı olup olmayacağına bakar.
Bütün bunlar bir arada düşünüldüğünde TOGG’un satış performansını göreceğiz.
Bu noktada itibardan tasarruf olmaz diyen, bu projeyi ortaya atan ve destekleyen politikacıların makam aracı olarak TOGG’u kullanıp kullanmayacağını da çok merak ediyorum…