Özellikle son yıllarda yaşananlardan ama en çok son birkaç zamandır gördüklerimizden dolayı hepimizin ağzında aynı ifade;...

Özellikle son yıllarda yaşananlardan ama en çok son birkaç zamandır gördüklerimizden dolayı hepimizin ağzında aynı ifade; “şaşırmadım!”. Artan fiyatlara, liyakatsiz yöneticilere, yolsuzluk iddialarına, psikopatlık derecesindeki; taciz, tecavüz, hırsızlık, şiddet, cinayet haberlerine şaşırmıyoruz. Türk Lirasının değer kaybına, işsizliğe, kavgalara, suçlamalara ve daha bir sürü şeye tepki vermiyoruz, veremiyoruz. Daha da beteri; bu ifade herkesin ağzında olduğundan ve sosyal medyada çok kullanıldığından mütevellit o denli kanıksandı ki, el kadar bebelerin bile dilinde. Gerçekten de safça duygularla “daha fazlası da olmaz kardeşim” diye mi düşünüyoruz acaba? İyi de hep daha fazlası oluyor.

Çok mu önemli diye soruyor olabilirsiniz, evet çok önemli! İnsanoğlu, bugün kazandığı her şeyi şaşırmaya ve merak etmeye borçlu. Şaşırmasaydık bilim ilerlemezdi. Birileri hayrete kapılıp gördüklerinin peşine düşmeseydi, teknoloji denen olgu bu seviyelere gelemezdi. Ya da birileri, hiç akıllarına gelmeyen kötü olayların, insanlığın fıtratında olduğunu görmeseydi, önlem almaya çalışmazdı. Şaşırmasaydık tepki gösteremezdik. Belki de insanlığı şekillendiren Rönesans ve Reform asla akıllara gelemezdi. Şaşırmasaydık, insanların birbirlerine anlatacakları hikâyeleri bile olmazdı. Şaşırmadığımız için her şey normalleşmeye başladı. Yolsuzluk iddialarında konuşulan rakamlar, birilerinin torpille geldiği noktalar, bir sıradan çikolatanın bile satış fiyatı, birbirlerini kesen insanlar ve daha niceleri normalleşti. Şaşırmadıkça birilerinin tepemize daha da binmesini engelleyemiyoruz, aklımızla dalga geçiliyor kanıksıyoruz, çocuklarımızın geleceği çalınıyor ses etmiyoruz, mutluluğumuz, huzurumuz, sevgimiz, özsaygımız elimizden alınıyor, hiçbir şey yapamıyoruz…

Şaşırın arkadaşım, ağabeylerim, ablalarım, büyüklerim, küçüklerim… Artık lütfen şaşırın bir şeylere. Şaşırmayıp, kanıksadıkça üzerimizdeki kara bulutlar büyümeye devam edecek ve korkarım ki, söylerken bile üç kere tahtaya vurduğumuz her şey gelip bizi bulacak. İşte o zaman, şaşırsak da bir faydası olmayacak…

Haydi, kalın sağlıcakla…