2024 yılının Ramazan'ı da gelip çattı. Hoş geldi sefa geldi de, yine gerçek manasından uzaklaşılacak bir Ramazan ayı olması çok muhtemel. Açın halinden anlayacağına, aç olanı daha da aşağılayan tipler yüzünden yine bir sürü saçma sapan muameleye şahit olacağız.

Mesela boğazda kişi başı 4150 TL verip orucunu açanlar olacak. Sakın “olmaz canım o kadar” demeyin çünkü olacak. Mekânın kaç masası varsa 30 gün boyunca tıka basa dolacak. Ayrıca mekânı dolduranların kaçı oruçlu numarası yapacak onu da az çok tahmin ediyorum. Millet, belediyelerin iftar çadırlarında bir yudum bedava su ve bir parça ekmek peşindeyken, altın yaldızlı tabakların başındakiler, isimlerini bile söyleyemedikleri menülerle Allah`a şükrederek olmayan oruçlarını açacak.

Hele seçim dönemindeyken çok göreceğimiz bir klişe daha gerçekleşecek. Fakir evlerinde yer sofralarında iftar yapan siyasetçi haberleriyle dolup taşacak medya. Muhalifler sallayacak bir şeyler bulacak, destekçiler övecek detay arayacak. Halka dokunabilmenin, halktan olabilmenin tek koşulunun milyonluk takım elbiselerle yer sofrasında yemek yiyebilmek olduğunu zanneden değerli zevatımız da bu klişenin kendilerine ne kadar oy kazandıracağını hesaplayacak. Allah`ın bir kulu da çıkıp “iyi de efendim, biz fakir sofrasına gitmesek onun yerine fakiri en azından bir gün kendi soframıza çağırsak?” demeyeceği için, yıllardır süren adetler devam edip gidecek. Ha unutmadan bu sene için her siyasetçi mutlaka Gazze`deki Müslümanların durumlarından bahsederek, ekstra oy sevdasına da düşecek. 

Yine saçma sapan sorularla dolu Ramazan programlarına tüm televizyonlarda şahit olacağız. Bilirsiniz o malum soruları, bu sene yine aynıları sorulacağı gibi, bir de üzerine yeni saçma sorular ekleneceğine eminim. Bu soruların sosyal medyada dile düşeceği de aşikâr.

Çok merak ettiğim bir şey de, oruçlu olmadığı için dayak atılan vatandaş haberinin ilk olarak hangi ilden geleceği. Favorim İç Anadolu Bölgemiz ama burası Türkiye sürpriz de çıkabilir tabii. 

Kurumların düzenleyeceği iftarlar da var. Dernekler ve şirketler de geri kalmayacak. Bilmem kaç yıldızlı otellerin lüks menüleriyle aç olanın halinden anlayacak, iftar duasıyla beraber sosyal medyadan etkileşim peşine düşecekler.

İlk dayak, saçma sapan sorular, yer sofrasında verilecek siyasetçi pozları, aç olanın halinden nasıl anlayacağımızı, milyonluk maaşlarıyla anlatan sözde âlimler, oruçlu olmadığı halde oturulan pahalı iftar sofraları, kapılara dayanan davulcular, canlı yayınlarda masaların altına saklanan su şişeleri, sahura kadar açık nargileciler, belediyelerin iftar çadırlarından canlı yayınlar, direkler arası, Sultanahmet Meydanı, İstanbul`un iftar saatine göre ayarlanan ezanlar ve daha bir sürü klişeyle bir Ramazan ayı daha idrak edilmeye çalışılacak. Bu Ramazan ayında da idrak edilemeyen tek şey, açın ne halde olduğu olacak. Haydi, cümleten hayırlı ramazanlar…