Bu gün sosyal medyada enfes bir post gördüm, postta “ne düşündüğümü merak ediyorsunuzdur, çok açık ve...
Bu gün sosyal medyada enfes bir post gördüm, postta “ne düşündüğümü merak ediyorsunuzdur, çok açık ve net düşüncelerim; Karanlıkta renkleri tartışmanın hiçbir önemi yok. Ne zamanki bahar gelir, güneşi görürüz işte o zaman herkes sevdiği rengi seçer. Ama önce karanlıktan çıkacağız.” Yazıyordu.
Açıkça söylemek gerekirse seçimlere giderken durumu enfes tespit eden ve ne yapılması gerektiğini de mükemmelen açıklayan bir post olmuş.
Evet, iktidara aç bir karanlık yayılıyor tüm yurdumuzu kaplayıp üstümüzde hükümran olmaya çalışıyor.
Bu karanlık; İnsan hak ve özgürlüklerine düşman…
Sanata düşman…
Rasyonel akla düşman…
Bilime düşman…
Ve özellikle de kadına, kadın haklarına düşman…
Demokrasiye ve cumhuriyetin tüm kurucu değerlerine düşman…
Türk devrimlerine düşman…
Ve elbette ki büyük devrimci Mustafa Kemal Atatürk’e düşman…
Bakınız bu karanlık ile mücadele etmek, yurdumuza egemen, üstümüze hükümran olmasına izin vermemek elimizdedir.
En nihayetinde sandık geliyor milli irade sandıkta tecelli edecek vereceğimiz oylar baharın gelmesine, güneşin doğmasına ve karanlıktan sıyrılmamıza mı yarayacak yoksa ortaçağ karanlıklarına ve orta doğunun kan ve şiddet dolu bataklıklarına savrulmamıza mı onu 15 Mayıs sabahı göreceğiz.
Sağın sağına savrulan, seçim kazanabilmek için bir umut özgürlüklere düşman arkaik kafaların ipine sarılan Cumhur İttifakı belli ki Hizbullah kafasını meclise taşıyacak fakat iktidara da taşıyabilecek mi onu da bekleyip göreceğiz.
Eğer Cumhur ittifakı yeniden iktidar olma imkânını elde edebilirse emin olun Hizbullah kafası sadece meclise değil iktidara da taşınmış olacaktır.
Türk vatandaşlarının sandıkta buna izin verip vermeyeceğini hep birlikte yaşayarak göreceğiz. Bunun gerçekleşmesi demek zorlu, çok zorlu mücadelelerle, binlerce gencecik fidanın canı pahasına, Türk gençlerinin oluk oluk akan kanıyla toprağı sulayarak elde edebildiğimiz milli egemenlik hak ve özgürlüklerimizin büyük risk altına girmesi demek olacaktır.
Açıkça söylemek gerekirse ben Türk milletinin buna izin verebileceğine hiç mi hiç inanmıyorum.
Eminim bu seçimle güneş doğacak, karanlıklar tarihe karışacak ve o özlediğimiz bahar ülkemize gelecek.
Ben bu ülkede çoğunluğun demokrasiden, sanattan, bilimden, insan hak ve özgürlüklerinden yana olduğuna inanıyorum.
Tek sorunun algı operasyonları sonucunda halkımızın yanlış bilgilendirilmesinde ve halkımız nezdinde yanlış düşünceler oluşturulmasında olduğunu düşünüyorum.
Bizim halkımız iyidir, bilgedir, güzeli hakkı hukuku adaleti sever, kadim tarihlerden beri devlet kurmuş, birlikte yaşam kültürü oluşturabilmeyi başarmıştır.
Tüm dünya karanlıklara gark olmuşken bile aydınlık bu toplumdan doğmuş, bu toplumun insanı hep ışığa uçan pervaneler olmuştur. Bu günde halkımızın karanlık yerine aydınlığı zemherinin ayazı yerine baharı tercih edeceğine dair umut beslememek için herhangi bir sebep yoktur.
Bu topraklar Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde aydınlanma devrimini yaşamıştır bir defa aydınlanan bu toplumu yeniden karanlıklara gömme çabası açıkça söylemek gerekirse bir nafile gayrettir.