Kılıçdaroğlu başaracak amma ve lakin başaracak dediğimde sakın sadece iktidar olmayı başaracak diyorum da sanmayın…

Kılıçdaroğlu hem iktidar olacak ve hem de Türkiye’nin kronikleşmiş, kangrene dönüşmüş kadim sorunlarını çözmeyi başaracak diyorum.

Neden çözebileceğini anlatmadan önce Türkiye’nin yıllardır bir türlü çözülemeyen kronik sorunları derken hangi sorunları kastediyorum onları bir sıralayayım, bu temel sorunlar şunlardır:

  1. Kalkınma, gelişme, zenginleşme sorunu.
  2. Tekrarlayan ekonomik krizler ve dış borç sorunu.
    Eğitim sorunu.
  3. Demokrasi, hak ve özgürlüklerin korunması sorunu.
  4. Hak, hukuk, adalet sorunu.
  5. Terör ve iç barışı sağlama sorunu.
  6. Bilgi üretme ve bilgiye erişme sorunu.
  7. Nitelikli işveren ve işgücü sorunu.
  8. İnsanımızın mutlu olamaması sorunu.


Benim sıraladığım bu sorunlara elbette birçok başka kronik sorun daha eklenebilir ve lakin bunlar bile yeterince büyük ve çözümü epeyce zor sorunlardır.

Peki, ben neye dayanarak Kemal Kılıçdaroğlu iktidar olursa, muktedir de olur ve bu sorunları çözer diyorum?

Aslında bir siyasetçi için böyle iddialı bir öngörüde bulunmak ve bunu kamuoyuna açık açık deklare etmek bir gazeteci için daima risklidir fakat ben bu riski üstlenerek bu öngörüde bulunuyorum, çünkü:

Kemal Kılıçdaroğlu bu sorunların farkında.
Kemal Kılıçdaroğlu bu sorunların ancak bilimsel yöntem ve rasyonel aklı kullanarak çözülebileceğinin de farkında.
Dahası Kemal Kılıçdaroğlu bu sorunların ancak ve ancak Türkiye’de yaşayan tüm kesimlerin işbirliği ve uzlaşısı ile çözülebileceğinin de farkında.


Aslında sadece bu sorunların Türkiye’de yaşayan tüm kesimlerin işbirliği ve uzlaşısı ile çözülebileceğinin farkında olmakla da kalmıyor. Türkiye’de yaşayan hemen hemen tüm kesimlerin temsilcilerini Millet İttifakı çatısı altında toplamayı ve tüm bu kesimler ile derin bir işbirliği içinde bulunmayı da başarmış bulunuyor.

Dahası ülkemizde yıllardır Kürt sorununu olarak dillendirilen kangrene dönüşmüş toplumsal sorunu sahiplenen geniş kesim ve bu kesimin siyasetteki temsilcileri ile de diyalog kurabilmeyi başarabilmiş bulunuyor.

Kemal Kılıçdaroğlu ne sermaye ve ne de emekçileri ötekileştiriyor üretimin iki çok önemli ayağı olarak iki kesim ile de konuşup uzlaşabiliyor.

Kemal Kılıçdaroğlu inançlı inançsız, Alevi Sünni bu ülkede yaşayan her kesim ile gönül bağı kurup ülkenin toplumsal çözümleri ile ilgili uzlaşı sağlayabiliyor.

Kemal Kılıçdaroğlu Türkiye’nin çağdaş uygar toplumlar arasında yer alması hedefine gönülden bağlı ve bunu jakoben dayatmacı bir üslup ile değil insanları ve kesimleri ikna ederek yapmayı başarıyor.

En nihayetinde Kemal Kılıçdaroğlu bu topraklarda çok ama çok uzun zamandır görülmemiş bir birlikteliği sağlamış ve bir uzlaşıya imza atmış bir devlet adamı figürü haline gelmiş bulunmaktadır.

Diğer yandan Kemal Bey CHP’yi de dar bir bürokrat aydın kesimin partisi olmaktan çıkarıp halkın yani kara budunun partisi haline getirmeyi, kitleselleştirmeyi de başarmış bulunmaktadır.

İşte tüm bu unsurları alt alta yazarak hesap ediyor ve Kemal Kılıçdaroğlu Türkiye’nin kronikleşmiş kangrene dönüşmüş sorunlarını çözmeyi başaracaktır diye iddia ediyorum.