Bugün Türkiye Cumhuriyeti’nin 102. Yaşını gururla, mutlulukla, kıvançla kutluyoruz. Yüce Önderimiz Halaskârgazi Mustafa Kemal Atatürk’e, silah arkadaşlarına, aziz şehitlerimize ve gazilerimize bugünlerimizi borçluyuz. Onları saygıyla, sevgiyle, minnetle ve rahmetle anıyorum. O ulu kahramanlarımızın vatanımıza sahip çıkmak için hayatlarını nasıl hiçe saydıkları, canlarını ortaya koydukları, kanlarının son damlasına kadar savaştıkları o mücadele yıllarını düşündükçe onlara layık olmak için ne yaptığımı(zı) ve nasıl yaşadığımı(zı) hep sorgulamışımdır.
Halaskâr, bir kişinin ya da yerin kurtarılmasından sorumlu olan kişi, “kurtarıcı” anlamına gelir. Cesur ve gözüpek kimsedir. “Halaskârgazi”, Sakarya Meydan Muharebesi’nde yaralandıktan sonra Gazi unvanını alan ve İstiklal Savaşı’nı kazanarak ülkemizde cumhuriyeti ilan eden büyük kurtarıcımız Gazi Mustafa Atatürk’ün diğer unvanıdır. Bu unvan kendisine 1928 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde verilmiştir.
Ulu önderimiz ve büyük kurtarıcımız yalnızca insanları değil, hayvanları da çok severdi. Tüm canlılara karşı özenli, duyarlı, sevgi dolu büyük bir kalbi, zihni ve ruhu vardı. Hayatı boyunca hatta cephelerde dahi yanında köpekleri Alp, Alber ve Fox’un o sadakat dolu bakışlarını görürüz fotoğraflarda. Sakarya ve Çankaya isimli atlarının cephelerde atamıza yaverlik ettiğini biliyoruz. Atatürk’ün hayvanlara nasıl koruyucu ve sevgi dolu olduğunu, hayvanlar ile nasıl güzel iletişim kurduğunu, nasıl bir hayvan sevgisine sahip olduğunu tarihi kaynaklardan, gördüğümüz fotoğraf karelerinden biliyoruz. Hakikaten müthiş bir dünya lideri olmasının yanında, çocuklara ve hayvanlara olan sevgisi ve onlarla olan muazzam iletişimi onun büyük liderliğinin çoklu vasıflarından yalnızca bir tanesi.
Bugün çok gururlu, şanlı ve şerefli bayramımızı kutlarken, atamızın muazzam karakter niteliklerinden yalnızca biri olan canlılara karşı o çok özel iletişimine ve yüce varlığının yalnızca bir parçasına değinebildim. Bu mutlu günümüzde, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’mızın kutlu ve sonsuz olmasını dilerken, aynı zamanda büyük önderimiz atamız olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün hayvanlara olan duyarlılığından, o eşsiz niteliğinin bir parçasından kendimize örnek almamızı temenni ediyorum.