İletişim ve Doğa
Sevgili okurlar, su altı dünyasını ve canlılarını çok seven ve onları türleriyle oldukça iyi bilen, tanıyan bir insan olarak bu hafta derin deniz canlıları ile ilgili olarak sizlerle buluşmak istedim. Ancak bu buluşma elbette ki, yalnızca dip balıkları hakkında olmayacak. Derin deniz canlıları derken karanlık sulardaki balıkları ve insanları kastediyor olacağım.
Bazı türler deniz yüzeyinin metrelerce altında yaşarlar. Denizlerin ve okyanusların diplerinde yaşayan bu canlılar deniz yüzeyine çıkamazlar. Derin deniz balıkları, kendi iç basınçları ile dış su basıncı arasında bir denge kurarak derin denizin yüksek basıncına dayanacak şekilde evrimleşmiştir. Yüzeye çıkarlarsa hızlı basınç azalması, derinlerde yaşamaya adapte olmuş mekanizmalarını mahveder. Basıncın azalması, sıcaklığın artması ve ışık, oksijen miktarının artması yüzünden yüzeye çıkamazlar. Sığ sulara getirildiklerinde, düşük basınç iç basınçlarını dengeleyemez, dokulardaki gazlar genişler ve bulundukları dokuları yırtarak organlarının patlamasına ve ölümlerine neden olur. Gözleri başlarından dışarı fırlayıp vücutları adeta patlar. Sonuç olarak, derin deniz balıkları sığ sularda yaşayamaz. Onlar, ait oldukları yerde, karanlık ve derin sularda yaşamalıdır.
İşte bazı insanlar vardır ki, tıpkı burada tarif ettiğimiz gibi, adeta derin denizlerin en karanlık, en dip köşelerinde yaşarlar. Öyle kasvetli bir havaları vardır ki, ne kadar isteniz, ne kadar uğraşsanız da onları o ışık hüzmelerinin görülmeye başlandığı seviyeye, o pırıl pırıl ışıltılı yüzeylere çekip çıkaramazsınız. Bu tipler yalnızca karanlığı, kasveti, kaosu sever ve bundan beslenirler. Başkalarının acısından ve mutsuzluğundan keyif alıp mutlu olurlar. Böylesine bir hastalıklı ruh halini elbette ışık yayan bir aura oldukça fazla rahatsız edecektir. Kendisine yardım etmeye çalışan, saf güzellikte bir enerji olan bu aurayı diplerde, o kuytu kasvetli köşelerde görmek bu tiplerin görmeyi en çok istediği şeydir. Bu karanlık, zavallı ruhun tek kurtuluşu, göz kamaştıran parlak auranın sönmesi, zirveden inip dipleri görmesi, kötüleşerek çökmesi ve kederle yok olmasıdır. İyilik ve güzellik dolu bir aura böylesine karanlık bu ruha yardım edemez. Yapılması gereken tek şey, bu karanlığı kendi kasvetli dehlizleri içinde yalnız bırakmaktır. Şayet algıları açık, dikkatle bakan bir kimse iseniz, bu karanlık ruhu gözlerinden ve gözlerinin içlerinde saklananlardan kolaylıkla tanıyabilirsiniz.