Herkes bilir ki Dünya sürekli dönüyor. Dünya’nın kendi ekseni etrafındaki dönüşü tam bir gün sürüyor. Güneş’in çevresindeki dönüşün süresi ise 365 gün ve 6 saat. Bu dönüşler, Dünya ve gezegenler için zorunlu. Dinsel ve bilimsel yayınlara karşın, insan soyu, bu döngünün tüm gerçeklerine ulaşmış değil, kanımca. Bu dönüşler, canlı tüm varlıklar için yaşamsal bir değerde. Bir de, cansız diye tanımlanan varlıklar bulunuyor yerin altında ve yerin üstünde. Görüşüm şu. Cansız diye bir varlık yok. Her şey canlı. Bu nedenle, Dünya’nın kendi ekseni ve Güneş’in çevresindeki dönüşleri, yaşamın sürmesi için gerekli olan ana gerçek.

            Dünya’nın dönüşü, insan soyu değerini bilmese de iyiye doğru. Böyle kurgulanmış gezegenler, Dünya dahil.

            Çok hızlı  dönen bir gerçek daha var, Dünya’da ve Türkiye’de. İyi insanların başını döndüren, içini karartan, can yakan, çoğunlukla kan ve gözyaşı döktüren veya kan ve gözyaşına ortam hazırlayan gündemlerin çok hızlı değişmesi, dönmesi. Kanımca, iyi olmayan insanların değiştirmesi, döndürmesi, iyi insanların tüm çabalarına karşın.

Gündemleri iyiye değil kötüye doğru döndüren bu insanların; bazen silah kullanarak yönetimleri ele geçirenlerin, bazen de halkın oyları ile seçilenlerin olması, sürecin niteliklerini ve sonuçlarını değiştirmiyor. Örgütlü, paralı, silahlı, fakat, akılsız ve vicdansız olan bu insanlardan oluşmuyor, her ülkenin tüm halkı. Demokrasinin olmadığı, baskı ve şiddetle yönetmeyi, yürütmeyi başardığını, bu durumun sonsuza dek süreceğini sananların egemenlik kurduğu ülkelerde halkın çok büyük bir kesimi akıllı ve vicdanlı.

Akıllı ve vicdanlı olmaları yetmiyor; onların acı çekmelerini, kan ve gözyaşı dökmelerini, gözaltı odalarında, mahkemelerde, zindanlarda ve ceza evlerinde yaşantılarının en güzel günlerini, aylarını ve yıllarını geçirmelerini engellemek için.

Çünkü, akıllı ve vicdanlı olan gerçekten iyi insanlar için çok önemli birkaç eksiklik var.

Örgütlü, iletişim ve dayanışma içinde değiller. Paraları yok, ancak güçlü yanları var, farkında değiller, silahları bulunmuyor, bulunmamalı, kendilerine güvenleri zayıf. Oysa, iyi insanların, kendilerine ve birbirlerine güvenlerin yüksek olmalı. Dünya şiddetten, karşı şiddet ve silahla kurtulamaz. Annelerin, kadınların, erkeklerle birlikte ve dayanışma içinde, her ülkede ve her yerde uygulayacağı şiddetsiz ve silahsız yöntemlerle Dünya şiddetten arınabilir yerin üstündeki gerçek cennete dönüşebilir. Elbette, evim, yurdum bildiğim Türkiye toprakları.

Melekleşmiş insanlar belirlerlerse gündemleri, kan ve gözyaşından uzak, sevgi, dostluk ve barış içinde.

Meydanlarda toplanmış, acılarını, mutluluklarını paylaşan veya temel sorunlarını dile getiren insanların üzerine binaların üst katlarından silahla saldıran katilleri, yönlendirenleri ve koruyanları unutturmayacaktır melekleşmiş insanlar. Kin ve düşmanlık duyguları taşımadan, bir daha böyle utanılası acıların yaşanmasına izin vermeden.

Selleri, yangınları, depremleri, toprak kaymalarını,  bina çökmelerini, maden ve tren kazalarını, çocuk ve kadın cinayetlerini, tecavüzleri, haksız gözaltıları, tutuklamaları, hapishanelerde tutsak edilmeleri, toplu cinayetleri ve daha nice kan ve gözyaşı dökmeye neden olan olayları unutturmak için gündemleri değiştirenleri, adeta gündem üretenleri ve yönetenleri, ancak kadın-erkek dayanışmasında, silahsız ve şiddetsiz yöntemler durdurabilir.

Gözümüzün içine bakılarak söylenen yalanlar, hakaretler, atılan iftiralar, tehditler; demokrasi ve  adalet içinde, akıl ve vicdanla belirlenen hukuk kurallarına dayalı olarak engellenebilir ancak.

Böyle yöntemler, suç işleyen, sorumlu iken sorumsuz gibi hareket eden siyasetçilerin, kamu görevlilerinin, işverenlerin ve yöneticilerin yargı önüne çıkarılmasını ve hukuktaki karşılıklarının verilmesini sağlar.

Gündemleri belirleyen ve gerektiğinde değiştiren bilgili, bilinçli, haklara ve yasalara dayalı olarak örgütlü bir halk, yurttaşlar topluluğu, herkesin mutlu, huzur ve güven içinde olduğu bir cennet ülkeyi, bir Dünya’yı mutlaka başarır, mutlaka.

“Yapılacak birşey yok. Ben ne yapabilirim” düşüncesinden uzaklaşmak, “Birlikte ve şiddetsiz çok şeyler yapabiliriz, kötülükleri engelleyebiliriz, iyilikleri ve güzellikleri çoğaltabiliriz” anlayışına geçmek gerekir.

Türkiye’m. Siyaset, ticaret, tarım, üretim, paylaşım, iletişim, örgütlenme, demokrasi, adalet, sosyal güvenlik, can güvenliği ve yaşam boyu eğitim alanlarında hiçbir sorunu taşımamanı, tüm yurttaşların; ırk, köken, dil, din, kültür ve sosyal farklılıklarını doğal zenginlik saymalarını ve sonuçta da  gönül kardeşliği içinde yaşamalarını dilerim.

Ne yazık ki bu alanlarda her zaman büyük sorunlar yaşadın ve yaşıyorsun.  Sana bugün bu sorunları yaşatanlara ve yaşatılanlara şiddet kullanmadan engel olması gerekenler de senin bağrında yaşıyorlar. Kadın, erkek, tüm yurttaşlar.

Haydi, ülkemin melek insanları, yerin üstündeki gerçek cennetlerden biri olabilecek Türkiye’miz için her yerde ve her zaman, kadın-erkek birlikte, haydi…